Trabzonspor geçen seneyi arayabilir!

Transfer sezonunun sonunun yaklaştığı, hazırlık maçlarının başladığı bir dönemi geride bırakıyoruz. Yeni sezon adına ilk bulgular iyice belirginleşmeye başladı ve Trabzonspor 2014-2015 sezonu öncesi büyük bir krizin eşiğinde.
“Tedirginim” demişti Vahit Halilodzic, Lokomotiv Taşkent takımıyla yapılan hazırlık maçı sonrası. Üzerine de eklemişti: “En az 9-10 iyi transfere ihtiyacımız var”.  Bir hafta kısa bir süreydi ve bu kısa sürede köklü gelişmeler de olmamıştı haliyle. Köln maçı sonrası ise çok daha sert çıktı Halilodzic: “Çok sinirliyim, böyle konuşmamıştık, bu takım benim aradığım grup değil”. Anlaşılan Trabzonspor yaklaşık 2 aylık bir dönemi hiç iyi değerlendirememişti. İyi değerlendirememek bir yana, başkan ve yöneticiler tarafından sıkça yalanlara başvurulmuştu.
Yalanlar üzerine başarılar kurulmaz. Oysa ki hem başkan, hem de yöneticiler Vahid Hoca henüz imza atmadan ağız birliği etmişçesine, “Bütün transferleri Vahid Hoca’nın bilgisi ve isteğiyle yaptık” diyorlardı. Hatta medyaya yaptıkları açıklamalarda, “Vahid Hoca ile her gün telefonda konuşuyoruz” diyerek, her hamlenin planlı bir sürecin adımı olduğunu anlatmaya çalışıyorlardı. Vahid Hoca’yı ve iş disiplinini bilen birisi olarak “Yöneticilerin her gün Vahid Hoca ile telefonla konuştukları ve transferleri Vahid Hoca’nın bilgisi üzerine yaptıkları yalandır. Yalan değilse bile Vahid Hoca iş disiplininden çok şey kaybetmiştir” demiştim.  Zira o sıralar Vahid Halilodzic, Cezayir Milli Takımı ile Dünya Kupası’nda mücadele ediyordu ve takımına kendini adama konusunda çok katıydı.
Geçen sezonu 54 puanla 4. bitirip, Avrupa vizesini kapan, Avrupa Ligi’nde gruplardan çıkıp Juventus’a elenen Trabzonspor’da Mustafa Reşit Akçay ve Hami Mandıralı’nın performansları beğenilmemiş olsa gerek, bu sezon öncesi yenilenme ve değişim yoluna gidildi. Geçen sezon Süper Lig’de 53 gol atan takımın, 27 golünde imzası olan Olcan, Adrian ve Henrique ile toplamda yaklaşık 11,25 Milyon Euro bonservis karşılığında, özellikle Avrupa maceralarında tecrübesi ile takıma çok şey katan Zokora ile de karşılıklı anlaşılarak yollar ayrıldı. Sonuç olarak geçen sezon öncesinde hedefini ilk dört olarak belirleyen ve sıkıntılar yaşasa da hedefine bir şekilde ulaşan güçsüz takımın en önemli dişlileri ile yollar ayrılmış oldu. Takımdan ayrılan bu oyuncuların yerlerine bir dizi transfer yapıldı. Ancak yeni transferlerdeki kalite daha bugünden soru işaretleri oluşturmaya başladı. Oysa ki Vahid Hoca’nın bilgisi dahilinde yapılmıştı transferler (!) ve Başkan gece gündüz şampiyonluk uğraşıyordu (!)
Açık ve net konuşalım. Trabzonspor büyük bir krizin eşiğinde. Yönetimsel çarpıklıklar, yeşil sahaya da sıçrayacak gibi duruyor ve yeşil sahada tüm zamanlardan daha güçsüz bir Trabzonspor var artık. Takımın iskeleti, giden oyunculardan sonra çok ciddi zayıfladı ve takviyelerin hiçbiri, iskeleti en azından ayakta tutacak şekilde yapılmadı.
Takım inanılmaz tuhaf bir planlama sayesinde kanat oyuncuları ile dolu; ancak stoper, sol bek, orta saha ve forvet mevkilerinden hem nicelik, hem de nitelik olarak yoksun hale getirildi… “Sıkıntı yok” denilen defansif orta saha bloğunda bile Bourceanu dışında katkı yapacak tek bir isim yok. Nitekim Bourceanu’nun sakatlığı sonrası o bölgede devşirme oyuncular kullanılmak zorunda kalınıyor.  
Sonuç olarak, yaz boyunca yapılan dokuz transfer sonrası böyle bir tablo ortaya çıkıyorsa; “Trabzonspor gidenleri de geçen seneyi de çok arayabilir” demek zorunda kalıyorum. Samimiyetle ve gerçekler üzerine hamleler yapılmalı ve bu yalanı bol süreç sona ermeli artık.
Biliyoruz ki ülkenin ve futbolunun düzeni nedeniyle Trabzonspor, başarıları, şampiyonlukları, kupaları hak edebilmek için önce yeşil sahada, sonrasında hak ettiğini alabilmek için ise yeşil saha dışında mücadele etmek zorunda. Takımın güçsüz olması ve arzu edilen mücadeleyi gösterememesi sadece sezon sonundaki puan durumunu değil diğer hak arayışı süreçlerini de oldukça olumsuz yönde etkilemekte. Bizden söylemesi…