02 Ağustos 2014 00:20

Ortada bir 'gruplar arası çatışma' yoktur!

Ortada bir \'gruplar arası çatışma\' yoktur!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son dört-beş günden beri, İstanbul’da Nurtepe, Gazi Mahallesi ve Sancaktepe ilçelerinde, “iki grup arasında çatışma”, “sol gruplar arasında çatışma” haberleri veriliyor.
En son bu haberler Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın adaylığı ile ilgili çalışma yapan kişilere ve siyasi çevrelerin propaganda faaliyetini yasaklama biçiminde ortaya çıktı.
Nurtepe’de Selahatin Demirtaş’ın seçim çalışmaları için stant açanlara, “Burada stant açamazsınız. Bizim mahallenin hukukuna göre, burada propaganda sürdüremezsiniz” diyen, kendilerine “Halk Cephesi” diyen grubun mensupları standı dağıtmışlardır. Bunun üzerine Nurtepe’de tepkiler ortaya çıkmış, sonra olaylar Gazi Mahallesi’ne ve Sancaktepe ilçelerine de sıçramıştır. Önceki gün ise Gazi Mahallesi’nde 16 yaşında bir tekstil işçisi olan İbrahim Öksüz silahla vurularak öldürülmüştür.
Basında çıkan haberler, saldırıların bir grup tarafından düzenleniyor olması, saldırıyı yapan grubun eskiden “sol fraksiyonlardan biri” sayılması bu saldırıların “sol gruplar arasında çatışma” olarak yansımasına yol açmaktadır. Ama gerçekte ne “sol gruplar” arasında ne de “gruplar arasında” bir çatışma vardır.
Tersine ortada; bir grubun kendi “etkinlik alanı” saydıkları bir mahallede diğer “herkese propaganda yapmayı yasaklaması” vardır. Ve bütün bu çatışmalar da bu yasakçı zihniyetin her yolla herkese siyaset yasağı koymasından, bu yasağı gerçekleştirmek için terör estirmeye yönelmelerinden kaynaklanıyor.
Bu grup, son yıllarda bazı semtlerin bazı mahallerini, deyim yerindeyse kendisinin “etki alanı” ilan ederek, bu mahallelerde başka siyasi çevrelerin faaliyet sürdürmesini yasaklamakta, malum yöntemlerle mahalle halkını terörize edip, boyun eğmeye, koyduğu kurallara uymaya zorlamaktadırlar.
Bu grubun halka ve kendinden olmayan siyasi çevrelere karşı uyguladığı, şimdi gençlerin öldürülmesine varan baskı ve şiddet elbette hiçbir şekilde kabul edilemezdir.
Evet, bu grubun bakısından, siyasi ve sosyal içerikli faaliyetlerin yasaklanmasından siyasi gruplar şikayet ediyorlar ama bu grubun baskısından en çok muzdarip olan da bu semtlerde yaşayan esnafıyla, işçisiyle, kadınıyla, genciyle, Cemevleriyle, yerel dernekleriyle,… halktır.
Çünkü sonuçta siyasi gruplar faaliyetlerini bir biçimde, bazen karşı durarak, bazen baskıları umursamaz görünerek sürdürmektedirler. Ama bu mahallerde yaşayan halk her gün, her saat bu grubun marifetlerinden birisinin mağduru olma kaygısıyla yaşamaktadır.
Bu grubun ne vatandaşın nasıl yaşayacağına dair halkı zapturapt altına alma girişimleri ne de kendileri dışındaki siyasi çevre ve partilere uyguladıkları siyaset yasağı hiçbir şekilde kabul edilemezdir ve onların bu tutumların karşı mücadele etmek artık ertelenemez bir durum olarak ortaya çıkmıştır. Bu yüzden de halk ve çeşitli siyasi gruplar ortak bir tavır alarak, bu grubun “kendi hukukunu uygulama gayretlerini” püskürtmek için ortak bir tutum geliştirmeleri gerekir.
Bu, cinayete gelen sorumsuzluktan sonra bu grubun sözcüsü, temsilcisi gibi ortada dolaşan, kamuoyunda “unvana sahip” kişilerin de söylediklerinin, verdikleri sözlerin hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır.
Evet, bu grubun baskı ve silah da kullanarak yıldırma girişimlerine, provokasyonlar yaratarak ortamı terörize etme gayretlerine karşı ancak halk birleşirse nihai olarak karşı konulabilir. Bunun için de bu grubun tecrit edilmesi, onlarla ortak hiçbir iş yapılmaması, halkın onların çağrılarına ve koydukları kurallara uymaması için gerekli çalışmanın el birliği ile yapılması belirleyici olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa