06 Ağustos 2014 00:11

Gerçek değişimin umudunun kazanması için...

Gerçek değişimin umudunun kazanması için...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanlığı ilk tur seçimlerine sayılı günler kaldı. Adaylar arasında tanıtım imkanları açısından kıyaslanamayacak farklar var. Belediye yönetimlerinin AKP’de olduğu yerlerde dev Erdoğan billboard ve pankartlarıyla her yer donatılmış durumda. Erdoğan’ın, seçim sürecini Başbakan olarak yürütmesine ve devletin tüm olanaklarını kullanmasına ek olarak AKP’li belediyelerin de kendilerini kanıtlayarak ‘kayda geçmek’ ve siyasi geleceğini garantiye almak gayretiyle adeta yarış içinde olduklarını görmek zor değil.
Son iki gündür de, 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde Refah Partisinin kullandığı yöntemi çağrıştıran bir siyasi reklam çalışması dikkati çekiyor. Başörtülü kadın, başı açık modern görünümlü bir genç kadın, genç bir erkek ve başka kesimlerden insan fotoğrafları Erdoğan’ı desteklemek üzere billboardlarda boy gösteriyor.
Bunlara bir de gazetelere verilen tam sayfa Erdoğan ilanlarını ekleyin.
Demirtaş’ın kampanyasında başından beri kullanılan ‘Halkların ve Değişimin Adayı’ vurgusundaki ‘değişimin’ son birkaç gündür Erdoğan’ın kampanyasında da ‘Değişimin lideri’ biçiminde kullanıldığı görüyoruz.
Erdoğan’ın reklam çalışmasının finansmanı için, kendisinin cumhurbaşkanlığı kampanyasına bağış amacıyla açtığı hesaplara ek olarak ilçe örgütleri de özel bir çalışma yürütüyor. Önceki gün Zaman gazetesinde yayımlanmış bir haber bu gerçeği teyit ediyordu. AKP Ankara Çubuk İlçe Başkanlığından üyelerine ilginç bir mesaj gönderildi. Çubuk ilçesinde AKP üyesi olan vatandaşlara SMS yoluyla gönderilen mesajda, “Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan adına açılan hesaba ailedeki her kişi için en az 20’şer lira yatırılıp dekontunun da ilçe başkanlığına teslim edilmesi” istendi.
Erdoğan’ın reklam kampanyası coğrafi bakımdan da sınır tanımıyor. Bugün gazetemizde, Almanya’da yaşayan Mahir Şahin isimli Türkiye vatandaşının Düsseldorf’ta oy kullanırken tanık olduklarına ilişkin anlattıkları bu açıdan ilginç: “Dışarıda bir ‘sanatçının’ tişört, plaket ve şapkaları dağıtılıyor. ‘Hayranları’ onları giyerek resim çektiriyor. Sanatçı ise RTE. Ama konserlerden bir fark var, Erdoğan tişörtleri ve şapkaları insanlara bedava dağıtılıyor. İyi ki seçim propagandası yasaktı, yasak olmasaydı kim bilir belki de buzdolabı dağıtılırdı.”
Erdoğan kampanyası bu biçimleriyle sürerken rakiplerinin zaten sınırlı imkanlarla yürüttüğü tanıtım faaliyetine de yasa dışı yollarla taş da konuyor. Örneğin dün Kocamustafapaşa’da gazetemizin binasının bulunduğu Çevre Tiyatrosunun önündeki alandaki Demirtaş pankartının belediye temizlik işçileri tarafından indirildiği görüldü. Konuyla ilgili telefon ile aranan belediye yetkilileri ise uygulamadan haberdar olmadıklarını savundular.
‘Milletin Adamı’ sloganı ile bir toplum lideri düzeyine yükseltilmeye çalışılan Erdoğan’ı ilk turda seçtirmek için tüm imkanlar harekete geçiriliyor.
İlk turda hangi adayın ne kadar oy alabileceğine dair çeşitli yorumlar yapılıyor. Erdoğan ve ona karşıtlık üzerinden yürüyen kutuplaşma, ister istemez üçüncü aday aleyhine bir baskılanma yaratıyor. Tüm bu baskılanma karşısında Halkların ve Değişimin Adayı Selahattin Demirtaş’ın alacağı oy, Türkiye’de demokrasi mücadelesi ve halk muhalefetinin geleceği açısından büyük bir önem taşıyor. Kullandığı söylem, ortaya koyduğu üslup ve sergilediği performans açısından kanımızca Demirtaş, ikinci tura kalmayı fazlasıyla hak ediyor. 3 adayın TRT konuşmaları arasındaki fark bile Demirtaş’ın bu seçimin siyaseten ciddi anlamda fark üreten tek ismi olduğunu göstermeye yetiyor.
Sadece Erdoğan’ın kazanmaması için değil, aynı zamanda bu ülkenin ezilenlerinin, ötekileştirilenlerinin gerçek değişim umudunun kazanması için sandık başına gitmeliyiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa