Ölümcül önlem!...
Fotoğraf: Envato
Ölümü çeşitlendirmek konusunda yüksek beceri(!) sahibi olduğumuz su götürmez bir gerçek. Artık neredeyse kanıksanan ölüm sebepleri yetmezmiş gibi bir de hemen hemen her gün, en akla hayale gelmeyecek “kazalar” sonucunda insanların hayatlarını kaybettiklerini duyuyor, kahroluyoruz. “Cehaletin derin, aymazlığın yaygın olduğu topraklarda yaşamanın kaçınılmaz sonucu” şeklinde yorum yapmak mümkün, böylesi akıl almaz ölümlerin üzerine.
Geçtiğimiz hafta, yine kahredici bir ölümle sarsıldık. Galatasaray’ın antrenmanını izlemek için Florya’ya giden giden Sabah gazetesi Foto Muhabiri Erkan Koyuncu, Metin Oktay Tesislerinin otomatik açılıp kapanan kapısına sıkışarak can verdi...
Talihsiz kaza!.. Galatasaraylı yöneticiler, gazeteler, televizyonlar olayı bu şekilde açıklayıp, üzüntülerini bildirdiler... Oysa, “kaza süsü” verilip unutturulmaya çalışılan diğer pek çok ölüm gibi aslında bu da düpedüz cinayetti... Evet cinayet!.. Fanatizmi besleyip körükleyerek taraftar taşkınlığı sorununu yaratan, sonra bu sorunun bir gün kendi başlarına da bela olabileceği endişesiyle çözüm arayışına girişen ve de tabii ki insani değil, güvenlik öncelikli en kaba, en hoyrat çözümü uygulamaya koyan çapsız zihniyetin işlediği bir cinayet!..
Tesisin, tonlarca ağırlıktaki bir demir kapıyla güvenliğe alınması şart ne de olsa!.. Çünkü her fırsatta kışkırtarak iyice budalalaştırdığınız taraftarlar, kimi zaman zafer kutlaması için coşkuyla, kimi zaman da kötü gidişatı protesto etmek adına öfkeyle tesisin kapısına dayanıp içeriye girmek istiyorlar. Duygu patlaması yaşayıp akıldan, bilinçten kopma seviyesine gelen bu taraftarların ne tür davranışlarda bulunacağı hiç belli olmaz. Öfke bir yana, aşırı sevgi de zarar verebilir. Taraftarların böyle taşkın hallerine karşı en iyi önlem, tesisi kale kapısını aratmayan sağlamlıkta bir kapıyla korumak!.. Eh, yüksek demir kapıya bir de elektrik verseydiniz bari!.. İşte o zaman tesisin içindekilerin güvenliğini tam olarak sağlamış olurdunuz!..
Elbette her şey, yöneticilerin, teknik adamların ve futbolcuların lüks arabalarıyla o kapıdan güvenlikli biçimde girip çıkmalarını sağlamak için!.. Transferlere servet harcayan ve konuşurken mangalda kül bırakmayan yöneticiler, tesise yaya olarak girip çıkan basın emekçilerinin güvenliğini ise pek de dert edinmemişler anlaşılan. Aman canım, foto muhabirleri için özel ve rahat bir giriş-çıkış yerine ne gerek var ki?.. Kapı açılıp kapanırken onlar da aradan girip çıkıversinler işte!..
Bazı gazetelerin bu cinayeti “Katil kapı” başlığıyla vermeleri ise ayrı bir aymazlık ve duyarsızlık örneği. Ortada ciddi bir hata, ciddi bir ihmal varken tüm sorumluluğu sanki kendi başına hareket edebilecek iradeye sahip bir varlıkmış gibi kapıya yüklemek ve olayı çarpıtmak en başta hayatını kaybeden meslektaşlarına saygısızlık... Bu şekildeki bir yaklaşımla hak arama ve sorumluların bulunup cezalandırılması mücadelesi verilebilir mi?.. Yalakalığı ve güce tapınmayı içselleştirenler için saygı ve hak arama kavramları, elbette hiçbir şey ifade etmiyor... Onlar her durumda güç sahiplerini koruma, kollama pozisyonu almayı çok iyi biliyorlar...
Fanatizm ateşinin altına sürekli odun atarak spor ortamında güvenlik kaygısının temel mesele haline gelmesine neden olanlar bu cinayetin baş sorumlularıdır!.. Üstelik onlar, kendilerinin dışında hiç kimsenin güvenliğini zerrece umursamazlar!..
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26