Esas olan, halkların kurtuluş mücadelesidir
Basra Körfezi’ndeki ABD uçak gemilerinden kalkan savaş uçakları, IŞİD’in “uzun menzilli mobil top bataryaları”nın da olduğu, Erbil’e yönelik saldırıların sürdürüldüğü mevzileri bombaladı.
Bölgeden gelen ilk haberler, IŞİD’in diğer bazı alanlarda saldırıları sürüyor olsa da, Erbil’e yönelik saldırılarının kırıldığı doğrultusunda. Ayrıca ABD müdahalesinin, bölgede IŞİD terörünün paniğe sürüklediği halklar tarafından da bir “kurtuluş işareti” olarak algılandığı, ABD’nin IŞİD saldırılarını durduracağı, hatta IŞİD belasından bölge halklarını tümüyle kurtaracağına dair umutlar uyandırdığı doğrultusunda! En azından kurtuluşu hep emperyalistlerden, egemenlerden beklemeye alışkın egemen anlayış, ABD’yi bir kurtarıcı olarak karşılamaya ve göstermeye hazır! Ancak, bu propaganda tamamen de temelsiz değil. Tersine, hayat memat mücadelesi içindeki halk yığınlarının ABD’yi bir kurtarıcı olarak görmelerinde de şaşılacak bir şey yok.
Peki, ABD’nin hava müdahalesi, Irak’ta IŞİD’in başlattığı ve bir yandan Bağdat, öte yandan Erbil kapılanına dayanan saldırıları durdurabilecek, en azından Irak’ın IŞİD öncesine dönmesini mümkün kılacak bir müdahale midir?
Eğer öyle olsaydı; ABD çok daha büyük askeri güçlerle müdahale ettiği Afganistan’ı Taliban’dan kurtarır, Irak’ı da hiç olmazsa Saddam dönemindeki kadar “asayiş berkemal” bir hale getirirdi. Ya da Libya şimdi, Kaddafi dönemini mumla arar durumda olmazdı!
Evet Erbil; ABD için, AB için olduğu kadar bütün bölge ülkeleri, en başta Kürt halkı olmak üzere bütün bölge hakları için de ason derece önemli bir merkezdir. Ve ABD, Erbil’in IŞİD’in eline düşmemesi için müdahale etmiş görünmektedir. Ve eğer ABD, bölgedeki güçlerini kullanırsa elbette IŞİD’in Erbil’e ve Bağdat’a ilerleyişini durdurabilir! Ya da IŞİD’e askeri bakımdan (can kaybı ve silah kaybı) kayıplar verdirebilir.
Ancak bölgedeki gelişmeler dikkate alındığında, ABD’nin IŞİD’de bu tür silahlı müdahaleleri (havadan ya da kimi nokta operasyonlarıyla vuruşlar yapması) orta ve uzun vadede IŞİD ve onun gibi cihatçı örgütlerin kitle temelini genişletip, onların güçlenmesine hizmet ettiğini, edeceğini söylemek de gerçeğin daha önemli yanını ifade etmek olacaktır.
Elbette bunu ABD de bilmektedir. Ama mevcut koşullarda ABD’nin de daha “ileri” (Irak’ı yeniden işgal etmek gibi) yapabileceği pek bir şey de yoktur. Bu yüzdendir ki, emperyalistler, giderek muhtemelen önemli kent merkezleri, enerji (maden ve olduğu kadar sanayi) bölgeleri, hava alanları ve limanların güvenliğinin sağlandığı bir Irak’a razı olacaklardır. IŞİD ve bölge gericilikleri de bunun farkında olduğu için pervasız biçimde davranmaktadırlar.
Bu yüzden de bölgeyi IŞİD belasından kurtarmanın ve gerici güçlerin Orta Çağa duydukları özlemi, silahlı mücadeleye döndürmüş olmalarının yolunu kesmenin tek çaresi bölge halklarının demokrasi, özgürlükler için birleşmeleri, laik demokratik bölge ülkelerinin oluşması mücadelesinde adım atmalarıdır.
Bu konuda ilk adımı Kürtler atmış, Rojava-Kandil ve Barzani yönetimi, aralarındaki ayrılıklara karşın, IŞİD saldırılarına karşı, hem Kürt halkını hem de bölgedeki diğer halkları savunmak üzere birleşmeye yönelmişlerdir. Aslında Rojava’da üç yıldan beri yapılmaya çalışılan, şimdi IŞİD’e karşı geniş Kürdistan coğrafyası için söz konusudur.
Bölgenin Arap, Fars, Türk, Süryani, Êzidi, Ermeni… diğer halkları da IŞİD’e ve cihatçılığa karşı tutum almayı başardıkları, ortak mücadele hattına girdikleri ölçüde bölge halklarının mücadelesi, bu Orta Çağ karanlığını 21. yüzyıla taşıyanların vahşetine karşı, gerçek başarılar kazanması mümkün olacaktır. Aksi halde bölge halklarının gelecek umudu, emperyalistlerin ve gericiliklerin çıkarlarına kurban olacaktır. Tıpkı dün Şah’a karşı ayaklanan İran halkının özgürlük talebinin Şii şeriatçılar, Mısır’da Mübarek diktatörlüğüne karşı isyanın İhvan, Irak’ta Saddam’a karşı mücadelenin ABD tarafından “çalınması” gibi.
Bu gün de ABD müdahalesi, AB’nin ekonomik-diplomatik atraksiyonları, sadece günü kurtarabilir. Ama bu “günü kurtarma”, bölge halkları için bir kurtuluş olmaz. Bu yüzden de IŞİD’e, bölgeye emperyalist müdahalelere, bölge gericiliklerinin zulmüne karşı, laik ve demokratik bir bölgenin inşası için birleşmek, bölge halkları için tek gerçekçi kurtuluş yoludur.
Ve tabii bütün bu gerçekleri bilerek, bölge ve Türkiye’nin içine sürüklendiği açmazlarda, kimlerin hangi rolü oynadığını bilerek oyumuzu kullanacağız!
Evrensel'i Takip Et