“Adalet” meselesi
Fotoğraf: Envato
Kirvem.
Başımızın başı muhterem başbakanımız Erdoğan. Sonu, daha başından itibaren hemen hemen neredeyse belli olan klasik Yeşilçam filmleri gibi, girdiği cumhurbaşkanlığı seçiminde, önce Allah’ın inayetiyle, sonra da “öl de ölelim” kıvamındaki bilumum sevenlerinin verdikleri oylar sayesinde ipi göğüsleyip, böylece diğer iki adaya nal toplatmasa da, yine de hafif yollu da olsa onları sollayıp, nihayet muradına erdi, erişti çok şükür!
Köküne kadar demokratik; sapına kadar laik; dosta, düşmana parmak ısırtacak düzeyde sosyal; hilafsız, hurdasız hukuk devletimizin şu anda “tedavül”de olan hükümleri mucibince,ülkemizin en tepe noktasındaki bu koltuğa oturmak için, günde beş vakit namaz kılarcasına ülkemizin meydanlarında koşuşturmasının yanı sıra, keza televizyon ekranlarından halkımıza seslenirken, kullandığı belagatlı dil, bu bapta harcadığı efor, gerçekten de kelimenin tam anlamıyla “usta”lık işiydi.
“Usta”mızın bu “yeni makam”ında göstereceği “performans”ın, sergileyeceği “vizyon”un “hayırlara vesile” olmasını dilerken, diğer taraftan da özellikle şu sıralar Ortadoğu’da birbirlerinin ümüğünü sıkıp, kuyusunu kazmakla uğraşan İslam aleminin cemi cümlesine de, yine elhamdülillah yüzde doksan dokuzu Müslüman olan halkımızın, “cumhur”umuzun başını seçerken gösterdiği sessiz, sakin, kavgasız patırtısız bu demokratik davranış, bu “sandık muhabbeti”, belki de başlı başına iyi bir örnek olur inşallah!
Ancak işin “mavi boncuk”lu bu “örnek” faslını bir tarafa dehlersek, kimilerine göre, daha da doğrusu her vesileyle öküzün altında buzağı aramayı huy edinenlere bakılırsa; bu “yarış”ın, “start”ının verildiği ilk andan itibaren,“usta”mız başlangıç çizgisinin hayli ilerisinde yerini aldığı halde, buna, bu “faul”lü yarışa yüce devletimizin bilumum “hakem”leri nedense göz yummayı, “üç maymunlar”ı oynamayı hüner belledikleri için bu yarışta eşitlik mafiş!
Yani?..
Yani devlet babanın tüm olanakları, hani deyim yerindeyse oluk oluk akıp “usta”mızın önüne kırmızı halı misali sebilullah serilirken, diğer iki adaya “üvey evlat”muamelesini yakıştıran bu “baba”nın “yasa”ları hepten falso!
Aslında atı alan Üsküdar’ı çoktan geçtiği halde, bu saatten sonra “mızmız”lık etmenin kimseye faydası belki yok ama, diğer yandan da adının başına “adalet”kavramını gururla yerleştirip, sonra da sabah akşam adaletten yana nutuk atıp, vaaz verip, bunu da her vesileyle ve de her fırsatta “usta”lıkla dillendirip, şiirlerle süslerken, tam da halkımızın ilk defa hesapça kendi “özgür” iradesiyle seçip, dolayısıyla başına belki de taç yapacağı bu zatı muhterem, gerçekten de adil, adaletli, hakkaniyetli bir yarış yapıldığına inanıyorsa, dahası da bugün yarın resmen oturacağı “taht”ta huzurlu olacaksa, eh o zaman ben özüm de kendi payıma her zamanki “gavur”luğumla boyumdan fersah fersah büyük bir laf edip acaba şunu mu demeliyim Kirvem?
“Adaletin bu mu Usta!”
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30