‘Passolig’in yalan dünyası...

Futbol sezonunun açılmasına artık iki haftadan az bir süre kaldı.
Geçen sezonun sonunda apar topar uygulamaya sokulan e-bilet nedeniyle sezonun sonu boş tribünlere oynanmıştı.
Yaz döneminde Taraftar Hakları Derneği ve Taraftar Hakları Dayanışma Derneği’nin anayasaya açıkça aykırı olan “passolig” uygulaması için başlattığı hukuk mücadelesi ilk aşamada başarılı oldu ve Tüketici Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı aldı. Ancak memleket “hukukunun” askıya alınması sürecinden bu davada etkilendi ve dava sürmesine rağmen yürütmeyi durdurma kararı kalktı.
Ancak futbolun piyasalaşmasına, müşterileşmeye, fişlenmeye, kendi cebinden siyasal iktidara yakın sermaye gruplarına rant aktarılmasına karşı olan taraftarların önemli bir kısmının “passolig” boykotu dirençleri kırılmadı.
Her hafta medyada “ısmarlama” haberlerle “passolig” satışında önemli artışlar sağlandığı yönünde manipülasyonlar yapılsa da satışların hiç de “Çalık grubunun” istediği seviyede olmadığı da bir gerçek. Sadece geçen sezonlarda satılan kombine sayıları ile bu sezon satılan kombine sayılarına bakmak bile bu gerçeği görmek için yeterli.
“Çalık grubu”da durumun farkında ki geçtiğimiz haftalarda “passolig” reklamları bir anda devreye girdi.
Şirketin hazırlattığı reklamlar hadi “yalan” demeyelim ama baştan aşağı yanıltıcı unsurlar içeriyor.
Reklamların senaryosuna göre e-bilete, “passolig” kartına direnen taraftarlar, Kadir Çöpdemir’in tiplemesiyle, şiddet yanlısı, olay çıkarmaya yatkın, şiddet eğilimli kişiler olarak gösterilip bir “algı yönetimi” yapılmaya çalışılıyor.
Kadir Çöpdemir’e “ayıp ettin” diyelim ve devam edelim.
Reklamda verilen bilgilerin büyük çoğunluğu da yanıltıcı.
“15 lirayı gündelik hayatta neye vermiyoruz ki, bu çok işlevli karta vermeyelim” diye özetlenebilecek bir bilgi kirliliği sürekli vurgulanıyor.
Her şeyden önce “büyük” olarak nitelenen takımlar için “passolig” fiyatı 25 TL. Ayrıca, her maç öncesi uygulanacak işlem ücretinden, kart teslimindeki kargo ücretinden ve her sene yenileme yapılması için gereken bedellerden reklamda hiç söz edilmiyor. Yine “Çalık grubuna” verilecek kişisel bilgilerinizin, aynı grup tarafından satılabileceği bilgisi de itinayla gizleniyor.
Medyaya “ısmarlanan” haberlerle de taraftarlar arasında bir rekabet yaratılmaya çalışıyor. E-bilete, “passolig”e karşı taraftarların açtıkları pankartları görmezden gelen medyada, Galatasaray taraftarı “passolig” satışlarında önde, Beşiktaş taraftarı “passolig” satışında öne geçti, “passolig”den Fenerbahçe taraftarına “jest indirim” gibi “reklam kokan” sözde manipülatif “haberlerden” geçilmiyor.
Kendisi gibi, reklam kampanyası da tamamen hukuksuzluktan oluşan “passolig”, memlekette hukukun “askıya” alınmış olmasını fırsat bilerek, iktidara yakın olmanın avantajıyla tribün kültürüne son darbeyi vurmak için her tür yolu kullanıyor. Yarattığı “yalan dünyaya” tribüncüleri çağırıyor. Kulislere yayılan “dedikodular” doğruysa iktidara yakın kimi tribün liderlerine “passolig” alınması için açıktan önemli miktarlarda para desteği bile sağlanıyor.
Görünen o ki tribün kültürüne inanan taraftarların “Çalık grubu” ile mücadelesi bu sezonun bütününe yayılacak. Ya taraftar gruplarının boykot direnci devam edecek ve hukuk mücadelesine devam edilecek ya da “passolig”in “yalan dünyası” kazanacak ve memleketin tribün kültüründen kalan son kırıntılarda ortadan kalkacak.
Yaşayıp göreceğiz…