Avrupa geleneği
Fotoğraf: Envato
Geçtiğimiz sezon 14 maçlık Avrupa macerasını geride bırakan ve bu sene daha iddialı hedeflere odaklanan Trabzonspor’un hem ilk resmi maçıydı Rostov maçı hem de Avrupa hedefleri için çok önemli bir dönüm noktasıydı. Avrupa macerası açısından telafisi çok zor olabilecek olumsuz bir sonuca karşı Vahid Halilodzic takımını maça iyi hazırlamış belli ki.
Maça sonra geleceğiz ama maç öncesi yaşanan passolig sorumsuzluğuna ayrı bir paragraf açmak gerekmekte. Federasyonun dayatmasıyla lig için bir eziyet haline gelen passolig uygulaması nedendir bilinmez Trabzonspor yönetimi tarafından Avrupa maçında da bir dayatma haline getirildi. Üstelik iki gün önce Arsenal maçı için “tek maçlık plastik bilet” uygulaması neticesinde Beşiktaş taraftarı tarafından Olimpiyat Stadı tıklım tıklım dolmuşken. Yönetime bu konu ile ilgili oldukça fazla şikayet ve istek gelmesine rağmen yönetim “passolig” konusunda diretti ve tribünler boş kaldı neredeyse. Passolig konusunda bundan önce çok kelam etmiştik, bundan sonra daha fazla konuşacağımız da kesin. Zira bu sene boş ve hareketsiz tribünler çok konuşulacak.
Gelelim Rostov maçının saha içine. Trabzonspor, belli ki rakibe iyi çalışmış ve maç için özel olarak hazırlanmış. Takım savunmasında ciddi aksaklıklar yaşayan Rostov defansı karşısında her seferinde hızlı hücumu düşünerek pozisyon aradı Trabzonspor. Aynı zamanda Rostov takımının en etkili oyuncusu Milic’in kanadını da Musa ve Sefa’nın sürekli yardımlaşması ile kapattı. Ancak özellikle hücum anlamında katetmesi gereken daha çok yolu var Trabzonspor’un. Korner sonrası oluşan bir karambolle ilk golü buldu Trabzonspor. İkinci gol de yine Rostov savunmasının el bombası Bastos’un büyük hatası ve Cardozo’nun golcü sezgisi ile geldi. Her ne kadar coşkulu ve tempolu oynamak istese de Trabzonspor, bu isteğini bir türlü pratiğe dökemedi.
Vahid Hoca’nın “sabır” söylemine katılmamak elde değil. Bu süre içerisinde kesinlikle Trabzonspor’un en çok ihtiyacı olan olgu “sabır”. Ancak, geçmiş tecrübeler, Karadeniz’de “sabır”dan daha ziyade saha sonuçlarının çok belirleyici olduğunu göstermiştir. Bu “genetik” halde, öyle kolay kolay değişeceğe benzemiyor. Bu “sabır” sürecinde, saha içinde de oldukça fazla kazanmalı Trabzonspor.
Bosingwa’ya özel olarak değinmek istedim. Garanti bir kontratı olmasına rağmen, geldiği ilk günden beri ne profesyonelliğinden ne de kazanma isteğinden hiç ödün vermedi. Her anlamda örnek bir futbolcu. Saha içinde hem takım arkadaşlarına hem de rakip futbolculara asla saygısızlık yapmıyor, tribünde taraftarlara da… Bosingwa’yı izlemek büyük keyif.
“Diğer takımların Avrupa’da işi ne; bizim büyük takımlarımız zaten Avrupa’da oldukça başarılı” ya da “Avrupa olmasa da olur, gerekirse hiç gitmeyiz” gibi sığ aklın esiri cümleleri oldukça sık duymuşuzdur bundan önce. Trabzonspor 13 ay içerisinde 15. resmi Avrupa maçına çıktı ve 10. galibiyetini aldı. Trabzonspor kazandığı puanlarla yeni ve daha büyük bir Avrupa geleneğinin tam kıyısında. Hatırlatmak istedim.
Yolun açık olsun Trabzonspor
Not : Karabükspor için de çok şey yazmak isterdim. St. Etienne karşısında büyük bir zafer elde ettiler lakin “Niçin burada olduğumuzu bilmiyorum” diyen Tolunay Kafkas’dan daha çok bilecek halimiz yok Karabükspor’un bulunduğu yeri(!)
- Avrupa'nın futbolu 13 Aralık 2014 01:00
- Bu hafta sonu futbol izlenir! 06 Aralık 2014 01:00
- Ersun Yanal ve Trabzonspor birlikteliği 22 Kasım 2014 01:00
- Şikenin kamu spotu 08 Kasım 2014 01:00
- Türkiye'de futbolun hali 01 Kasım 2014 01:00
- Dünya bu hafta bizi izleyecek (!) yalanı 18 Ekim 2014 00:10
- Aynası milli takım, memleketin 11 Ekim 2014 00:11
- Theofannis Gekas 04 Ekim 2014 00:44
- Avrupa geleneği devam ediyor (!) 20 Eylül 2014 00:14
- Irkçılıkla böyle savaşılır 06 Eylül 2014 00:06
- Çok iyiyiz, hep yeniliriz ama asla ezilmeyiz (!) 30 Ağustos 2014 00:12
- Rostov maçına günler kala 16 Ağustos 2014 00:40