Eğitim - öğretim mağdurları

İnsanlar çocuklarını iyi bir eğitim alsın, bilgili, bilinçli, kültürel olarak donanımlı, insanlığa, doğaya, çevreye ve tüm canlılara saygılı onların yaşam hakkını savunan, kendi dilini, inancını, kültürünü bilen, koruyan kollayan, başkalarının inançlarına, kültürlerine saygı duyan bireyler olarak yetişmesi ve tabii ki de iyi bir meslek sahibi olması için okullara gönderiyorlar. Hadi genelleme yapmayayım da en azından ben ve benim gibi düşünenler burada saydığım ilkeler çerçevesinde davranıyorlar diyeyim.

Biz bu gerekçelerle çocuklarımızı okullara gönderirken o okulları yönetenler yani eğitim sistemini kurgulayanlar ise bizim çocuklarımızı bize yabancılaştırmak, bizden uzaklaştırmak için uğraş veriyor.

HDK-HDP eğitim meclislerinin düzenlediği bir forum düzeyinde geçen Halkların Demokratik Okulu basın toplantısına katılan; Kadınlar, LGBTİ’ler, Aleviler, Kürtler, Ateistler, Ermeniler ve diğer azınlıklar, Mütedeyyin Müslümanlar, İnsan hakları örgütleri kendi açılarından eğitim öğretim sistemini ele aldılar, sendika temsilcileri işin ekonomik rant boyutuna değindiler.

Farklı kesimlerin eğitim öğretim sistemi değerlendirmesinden devletin asimilasyoncu ve rantçı eğitim öğretim politikası çok daha net bir şekilde görünür hale geliyor.

Okullarda çocuklarımız adına “Türk laikliği” dedikleri bir sistem içerisinde Türk milliyetçisi, muhafazakar bir devlet Sünni’si, erkek egemen cinsiyetçi, ayrımcı, tekçi, rantçı, tahammülsüz, bireyci, dindar ve kindar bir nesil olarak yetiştirilmeye çalışılmaktadır.

Bu durum karşısında topyekün mücadele şarttır. Hep yazdık ve söyledik din derslerine davayı az sayıda Alevi bireyin açması ile bu sorunlardan kurtulmak, bu sorunlarla mücadele etmek mümkün değildir. Aynı şekilde ırkçı, cinsiyetçi, kimi kesimlere hakaretler eden ders kitaplarına topyekün itiraz etmediğimiz sürece her kesim kendi sorunu içerisinde boğulup kalacaktır. 

Atanamayan öğretmenler, zorunlu imam hatip okullarına kayıtlar, Ana dilde eğitim olmayışının getirdiği sorunlar gibi yazmakla bitmeyecek kadar sorunlarla karşı karşıya kalan bu sistemin sadece AKP döneminin bir ürünü olmadığını bir bütün olarak ‘90 yıllık devlet aklının ürünü ve projesi olduğunu görüp ama AKP nin getirdiği daha beter noktayıda unutmadan mücadelemizi sisteme karşı ve bu sitemi oluşturan ceberut devlet aklına karşı vermeliyiz.