Avrupa geleneği devam ediyor (!)
Fotoğraf: Envato
15 Eylül 1976’da Akranes maçıyla başlayan Trabzonspor’un Avrupa macerası, son yıllarda ivmesini iyice arttırarak her yıl daha da yukarıları hedefleyen bir başarıya dönüştü.
Derry, Minsk, Tiran, Limassol, Varşova, Lviv Trabzonspor’un 15 ay içerisinde galibiyetle döndüğü Avrupa şehirleri. Yani İrlanda, Belarus, Arnavutluk, Polonya ve Ukrayna’dan zaferle ayrıldı Trabzon. Buna istediği skorları aldığı Roma, Rostov, maceralarını da eklersek, Trabzonspor 15 ay içerisinde 7 farklı Avrupa ülkesinden, zafer çıkardı.
Biraz daha derinleştirelim. Trabzonspor, 15 ay içerisinde oynadığı 17. Avrupa maçından 12 galibiyet, 3 beraberlik çıkardı ve sadece 2 yenilgi aldı. Muazzam değil mi?
Kimse için değil, sadece sevenlerin için daha da başarılı olmaya mecbursun Trabzonspor. Bir de bu ülkede gerçekten futbolu sevenler için.
Yolun açık olsun Trabzonspor.
* * *
Henüz Çarşamba günü Galatasaray-Anderlecht maçı yine ülke futbolunun acı gerçeğini ortaya sermişken, ülkenin futbol otoriteleri tarafından çantada keklik görülen Anderlecht, tüm Türkiye’ye sizin sisteminizde büyük yanlışlıklar var diye haykırırken, Perşembe gecesi aynı şoku Beşiktaş yaşatmadı mı?
Avrupalı rakiplerinden her seferinde okkalı cevaplar yiyen Türk futbolu, sizce sorunun kökünü bulmaya mı çalışacak yoksa hamaset edebiyatıyla “asıl” sorunları halı altına süpürmeye devam edecek mi? Yani sadece Prandelli ve Selçuk mu suçlu? Yani bir tek Biliç mi bilmiyor futbolu?
Ülkede 25 yaşındaki futbolcuya genç muamelesi yapılırken, sadece 17 yaşındaki Tielemans’ı izlerken sordunuz mu hiç kendinize? Bu ülkede futbolun her yeri çatlaklar içerisinde fark edemiyor musunuz?
Hadi biraz Galatasaray karşısındaki Anderlecht oyuncularının yaşlarından bahsedelim.
Kalecileri Roeff 20, Tielamans 17, Acheambong 20, Praet 20, Conte 23 yaşında….
Peki Galatasaray’da sonradan oyuna giren 23 yaşındaki Tarık Çamdal için televizyon yorumcumuzun ifadesi ne biliyor musunuz? “Tarık çok genç ve tecrübesiz” (!)
Sözün bittiği yer burası olsa gerek.
Beşiktaş ya da Galatasaray bundan sonraki maçlarda başarılı sonuçlar alabilir. Başarılı sonuçlar sürpriz olmaz da ülkenin futbol sistemi köklü değişiklikler yaşamadıktan sonra sadece günlük başarılarla mutlu olabilir ülke futbolu. O da olmazsa gömecek birkaç teknik direktör ve yuhlatacak birkaç futbolcu buluverirler nasıl olsa değil mi (!)
* * *
Premier Lig’de ilk 4 haftalık seyirci ortalaması 32 bin, Bundesliga’da ilk 3 haftalık seyirci ortalaması 43 bin. Peki Türkiye Ligi’nin? 8bin…
2011 yılında futbolseverlerin stadyumları doldurma oranları ve sayıları ile ilgili bir araştırma yapmıştım.
2011 yılında Almanya’da seyirci ortalaması maç başı 40.700, İngiltere’de 33.600, İspanya’da 29.000, İtalya’da 23,500, Fransa’da ise 18,600’dü. Peki Türkiye’de ? 10.800
Her geçen gün geri gitmeye devam eden ülke futbolunda, stadyumlara gelip, futbolu biraz daha yaşanır hale getiren taraftarları da doğradılar. Zaten stadyumlar dolmuyordu, Passo-lig garabetiyle de stadyumlar iyice boşalmaya başladı.
Aferin! Ne de güzel yönetiyorsunuz futbolu öyle.
- Avrupa'nın futbolu 13 Aralık 2014 01:00
- Bu hafta sonu futbol izlenir! 06 Aralık 2014 01:00
- Ersun Yanal ve Trabzonspor birlikteliği 22 Kasım 2014 01:00
- Şikenin kamu spotu 08 Kasım 2014 01:00
- Türkiye'de futbolun hali 01 Kasım 2014 01:00
- Dünya bu hafta bizi izleyecek (!) yalanı 18 Ekim 2014 00:10
- Aynası milli takım, memleketin 11 Ekim 2014 00:11
- Theofannis Gekas 04 Ekim 2014 00:44
- Irkçılıkla böyle savaşılır 06 Eylül 2014 00:06
- Çok iyiyiz, hep yeniliriz ama asla ezilmeyiz (!) 30 Ağustos 2014 00:12
- Avrupa geleneği 23 Ağustos 2014 00:03
- Rostov maçına günler kala 16 Ağustos 2014 00:40