'Taraf ya da tarafsız olmak' meselesi (1)
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Zaman zaman zihnime takılan, ama henüz “neden” ve “niçin”lerini bu mankafa aklımla çözemediğim için lanet okuduğum meselelerden biri de şu:
Küçüklüğünden itibaren “lolipop” ya da “elma şekeri” yerine her fırsatta mürekkep yalamış, mektep medrese turlayıp ilim irfan sahibi olmuş, hani yeri geldiğinde de ilk fırsatta “akil insan” kimliğiyle ülkenin bilumum sorunlarına şıpınişi çözüm üretecek kadar deneyimli, donanımlı, görgülü, ilim irfan sahibi kimi vatan evlatları, şimdilerde cumhurumuzun başı olan zat-ı alileriyle bir zamanlar Dolmabahçe’de yan yana gelip, kafa kafaya verip, “akil insan” formatıyla yurdun her tarafına dağıldıktan sonra, halkımızın neredeyse her kesimiyle yaptıkları sohbetler sonucunda edindikleri şu veya konudaki izlenimlerini madde madde veya dosyalar dolusu “rapor”lar halinde o günlerdeki başımızın başına arz etmelerinin ardından, memleketin gidişatında “hayırlara vesile” tahtında acaba değişen ne oldu?
Benim bitli başımın bir kenarına zamkla, tutkalla, çirişle yapışıp kalan bu meseleyle ilgili kimi vatandaşlarımızın dediklerine bakılırsa; memlekette “ahval ve şerait”, klasik deyimiyle “eski tas eski hamam” kulvarında aynı minvalde yürürken, ortalıkta gözle görünür elle tutulur doğru dürüst değişen herhangi birşey mafiş!
Buna mukabil kimi yurttaşlarımıza göre, Gezi Olayları’nın hemen akabinde içimizdeki kimi “hain”lerin yanı sıra, keza kökleri bir türlü kurumayan dış “mihrak”ların fiştiklemesiyle, ülkemiz gerek maddi gerekse manevi anlamda durduk yere tam da uçurumun kenarına sürüklenirken, bu “nahoş” duruma “usta”ca bir manevrayla çeki düzen veren o günkü başımızın başı, bu son genel seçimden sonra “terfi” edip, kapağı Çankaya’ya atmasıyla, gari “Yeni Türkiye”de her şey eskisinden çok daha mükemmel, hatta fevkaladenin fevkinde olacak inşallah!
Kirvem, bu hususta sen ne düşünürsün, hangi “taraf”tan, hangi “tezgâh”tan yana bez dokursun bilemem, ama ben özüm şu anda cumhurumuzun başı olan muhterem zatın, bir zamanlar, yani henüz düne kadar başımızın başıyken buyurduğu “taraf olmayan bertaraf olur” sözünü anımsayıp, dolayısıyla bu bapta kendi safımı, kendi duruşumu, “aççık seççik” belirtmem gerekirse, diyeceğim o ki, memleketteki manzaranın “eski tas eski hamam” kulvarında gittiğini dile getirip, bunun altını da sabit kalemle çizenlerden yanayım!
Evet memleket aynı memleket, zihniyet aynı!
Nitekim adres basit, mal meydanda!
Mesela daha dün başımızın başıyken, şimdilerde de cumhurumuzun başı olduktan sonra yaptığı meşhur “balkon” konuşmalarında “yetmiş yedi milyon” insanımızın hepsini kucaklayıp bağrına basacağını yemin billahla beyan eden söylemlerine rağmen, daha geçenlerde ülkenin kim bilir hangi önemli meselelerinden birini veya birkaçını, kendince “uslu”, “edepli” bulduğu kimi medya mensuplarının yanı sıra, keza kimi “köşe yazarları”yla kapalı kapılar ardında gizlice paylaşırken, öte taraftan her dediğine ya da tiz perdeden buyurduğu fermanlarına anında “hınk” demeyen, her sözünde “keramet”, her davranışında “hikmet” aramayan kimi “gazeteci takımı”nı horlayıp dışlayan bu zihniyet, aynen dünün kopyası, aynı hamamın tası!
Üstelik ilkokul öğrencileri gibi bir yandan kurşun kaleminin arkasını kemirip, aynı zamanda da durmadan başını kaşıyıp, diğer taraftan da hani çarpsan, çıkarsan, toplasan, bölsen, kısacası matematiksel basit “dört işlem”i kırk kere de tekrarlasan, eninde sonunda sayıları çorbadaki tuzdan farksız olan gazeteciler arasında bile fark gözeten, daha da doğrusu illa da kendinden yana taraf olmayanları dışlayıp, ayıklayıp, kısacası “öteki”leştiren böylesine “bencil” bir zihniyet varoldukça, peki o zaman yetmiş yedi milyon “cumhur”un başı olmak, onları gerçek anlamda aynı mesafeden, aynı sıcaklıkla kucaklamak mümkün mü?
No!
No! Ama bu bapta iki satır lafımız da “gazeteci milleti”ne olacak, haftaya Kirvem!
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30