25 Eylül 2014 00:17

Bizden ‘paso’ demeyi bilmek…

Bizden ‘paso’ demeyi bilmek…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sezonun üçüncü haftasını geride bıraktık.
Moda bir deyim ya, herkes kullanıyor, ben de kullanayım şimdi “büyük resme” bakalım.
Ne görüyoruz “büyük resimde”?
Ayda 800 bin lira maaşla, milli takımda reform yapmak üzere Ankara’nın isteğiyle teknik direktör olarak atanan Fatih Terim’in yönetimindeki milli takım İzlanda’ya 3-0 yenildi…
Ünal Aysal yönetiminde, 2011-14 arasındaki üç senelik dönemde, transfere 169.5 milyon dolar harcayan Galatasaray, yaş ortalaması 22 olan ve orta sahasında 17 yaşındaki Tielemens’ı oynatan Anderlecht’i kendi sahasında yenemedi ve son dakikada bulduğu golle 1-1 beraberliği kurtardı…
Yeni inşa edilen stadın başına bir şey gelmesin korkusuyla, söylediği her söze “Passolig” övgüsüyle başlayan Fikret Orman’ın yönettiği Beşiktaş, 5 bin kişinin izlediği maçta Asteras ile 1-1 berabere kaldı.
“Passolig”in henüz giremediği Fenerbahçe stadında, tribün gruplarının “Passolig” protestosuyla girmediği maçta, 10 bine yakın seyircinin bir kısmı kendi takımının formasını giyen Emenike’yi protesto etti. Emenike protestosu, “Passolig” başarılı olursa, statlarda göreceğimiz “müşterileşmiş” seyircilerin bir örneğini gösterdi.
Başka ne var “büyük resimde”?
Statların büyük çoğunluğunun zemininin bozuk olması nedeniyle, bırakın futbol oynamayı, sakatlanmadan maçı bitirmek bile mucize…
“Passolig” uygulaması nedeniyle Anadolu takımlarının maçları yüzlerle ifade edilen bir azınlığa oynanırken, 1. Lig maçlarının önemli bir kısmı neredeyse seyircisiz oynanıyor…
Devam edelim…
“Passolig” reytingi yüksek spor programlarının hepsinin sponsoru oldu. Ne TRT’de ne de “Passolig” sponsorlu televizyon programlarında, “Passolig” uygulamasını eleştirmek artık mümkün değil.
Tribünlere “medeniyet” getirdiğini iddia eden “Passolig”e rağmen bu hafta görüldüğü gibi hâlâ tribünden inen taraftar hakem kovalayabiliyor…
“Büyük resmin” ayrıntılarına da girebiliriz ama gerek yok. Tribünler boş, oynanan oyun futbola pek benzemiyor, stat zeminleri rezalet, hakemler “eyyamcılığın” dibine vurmuş, TFF futbolu yönetemiyor, spor programları dedikodu, iftira ve “Passolig” övgüsü içinde kısır döngüye düşmüş, siyasal iktidar hâlâ futbolun her alanına elini sokmaya devam ediyor, o zaman nedir bu “süper lig” sevdası.
Hazır kadınlar voleybol dünya kupası başladı, hemen arkasından dünya kadınlar basketbol turnuvası başlayacak, illa futbol diyenler için U-21 ligi maçları inanın süper ligin birçok maçından daha çok keyif veriyor üstelik tamamen özgür bir ortamda izleyebiliyorsunuz.
25 Eylül’de Ankara’da her renkten taraftar grubu “Passolig’e” karşı açılan davanın ilk duruşmasında “omuz omuza” yapacaklar. Bir yandan hukuki mücadele yapılırken, süper ligde futbolu öldürenleri bir süre daha boş statlarında kendileri çalıp kendileri dinlerken bırakmak sanki en iyisi olacak.
Belki de bu sezon için bizden “paso” demenin vakti gelmiştir.
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa