AKP takiyyesinin sonu
Fotoğraf: Envato
Erdoğan ile 2002’de başlayan iktidar süreci, en zor dönemini yaşıyor; politikasında değişikliğe gitmediği sürece de sonunu kendi eliyle hazırlıyor.
Daha ilk günden Erdoğan iktidarının gizli bir ajandasının olduğu ve yeri geldiğinde bu ajandayı açıp aklından geçenleri uygulamaya koyacağını geniş bir kesim dillendiriyordu. Kabul edelim ya da etmeyelim, Türkiye’de cumhuriyeti kuranlar Lozan’la sınırları tescil edip kendilerini Batı dünyasına kabul ettirdikten sonra herkesi Türk saymanın yanı sıra insanların dini inançlarını da ancak devletin belirlediği sınırlar içinde kullanmalarına izin verdiler.
“Yeni devlet anasırı İslam’ın eseri olacak” diyerek dindarların, “bu devlet Kürtlerin ve Türklerin devletidir” sözleriyle de Kürtlerin ağzına bir parmak bal çalan Mustafa Kemal, gizli ajandasının tek bir sayfasını bile Kurtuluş Savaşı döneminde açmadı. O ajandanın sayfaları Lozan Antlaşması imzalandıktan sonra açılmaya başlandı.
Tekçi politikaya Kürtler ulusal kimlikleri üzerinden direndiler. 1924 Beytüşşebap direnişinden 1938 Dersim direnişine kadar birçok kez ayaklandılar, katledildiler. Ne yazık ki Kürtlerin direnişi bastırıldı ve Kürt toplumu bir sessizlik dönemine girdi. Türkiye’de neredeyse 1960’ların başına kadar Kürtlüğün K’sinden söz edemiyoruz. 1960’lardan sonra başlayan Kürtlük de, cılız bir başlangıçtı. Ancak 1970’lerin ortalarından itibaren yükselmeye başlayan bir Kürt siyasal hareketi ile karşılaşıyoruz. Dindarların azımsanmayacak bir bölümü ise Türk-İslam sentezinin kuyruğuna sarılarak kısa sürede yeni cumhuriyetin tekçi politikalarına adapte oldular. Cumhuriyetin tetikçiliğine soyunup ırkçılaşanlar oldu.
Bugün İslam adına siyaset yapan bazılarının ümmetçi görünmekle birlikte bir türlü ırkçılıktan kopamamalarının bir nedeni de bu etkidir; yani Türkçülük ve İslamcılığı birlikte kullanmanın ortaya çıkardığı siyasal avantajlardır.
AKP, sözünü ettiğimiz bu siyasal ekolün 2000’lerin başından itibaren ortaya çıkan en belirgin temsilcisidir.
1990’ların başından itibaren ümmetçi siyasete dönüş yapmaya başlayan Erbakan, bu kopuşu tam olarak sağlayamadı. Türkçülüğün siyasal İslam içinde dal budak salan kökleri bu kopuşu engelledi.
2000’lerin başında Erbakan’dan ayrışan Erdoğan esasen cumhuriyetin dindarlar üzerindeki baskısına da bir tepkiydi. Bu tepkiyi adım adım örgütleyen Erdoğan, 2007’den itibaren iktidarını pekiştirdikçe ajandasındaki gizli sayfaları da açmaya başladı.
2007’ye kadar demokratik İslam kisvesi altında Batı’dan destek alan, Türkiye’nin Kemalist ırkçılarını tolere etmek için solun argümanlarını bile kullanmaktan çekinmeyen, İslamcı bakış açısıyla zerre ilgisi olmayan Avrupa Birliği savunuculuğunu kimseye kaptırmayan AKP, 2010’da Arap Baharı adıyla Tunus’ta başlayan ayaklanmalar dizisiyle asıl rengine büründü. Deyim yerindeyse, takiyyenin sonuna geldi.
Kemalizm’den kısmen kopmuş ama Türkçülük ve İslamcılığın siyasal avantajlarını birlikte kullanmayı ajandasının en gizli köşesinde saklayan AKP siyaseti, Arap Baharı ile birlikte Neo-Osmanlıcılık siyasetine soyundu. Ortadoğu’da Müslüman Kardeşler’in bir bileşeni olarak adım atmaya başlayan bu akım ABD ve Batı’dan Sisi darbesini yedikten sonra el Nusra’yı Kürtlerin üzerine salmakla devam etti. Nihayetinde IŞİD’i Ortadoğu’nun başına bela ederek siyasal yaklaşımını sürdüren AKP politikası, Kemalizm’den kısmen de olsa kopmuş Türk İslam anlayışını Neo-Osmanlıcılık ile buluşturarak Ortadoğu’yu yönetmeye kalktı, kalkıyor...
AKP’nin bu politikasının yaşama geçmesinde en büyük engel Kürtler oldu.
Bunu gören AKP, Kürt hareketini de kendine mecbur bırakarak dizayn etmeye dönük ikiyüzlü bir politikaya soyundu.
IŞİD’in Kobanê saldırısı AKP’nin sayfalarını açtığı gizli ajandasındaki bu politikasından bağımsız değil.
AKP’nin bu politikalarına sessiz kalan, yeri geldiğinde bu ikiyüzlü politikayı destekleyen ABD ve Batı da; Kürt’ünden Türk’üne, Ermeni’sinden Arap’ına bu politikaya destek veren AKP’lilerin de Kobanê ile katliamcı yüzüne bürünen bu anlayışın yaşama geçirilmesinde payı var.
Bu politikaya direnenler ise Kürtler ve direngen dostları...
- Evrensel ailesine yürekten teşekkürlerimle... 14 Şubat 2018 00:52
- Oyun kuruculuk bitmişti, oyun bozuculuk da bitiyor!.. 17 Ocak 2018 00:17
- Irak Kürdistanı'nda durum dünden iyi değil 10 Ocak 2018 00:15
- Tükenmeyen umut en büyük kazanımdır 03 Ocak 2018 00:53
- Gidişat iyi değil 27 Aralık 2017 01:00
- ABD, Türkiye'yi defterden sildi mi? 20 Aralık 2017 00:15
- Duymayanlara duyurmak, işitmeyenlere seslenmek… 06 Aralık 2017 00:02
- Kerkük, Kürtlere ders oldu mu? 29 Kasım 2017 00:15
- Erdoğan, Rusya’yla büyük oynuyor 22 Kasım 2017 00:53
- MHP'nin baraj, AKP'nin çoğunluk telaşı 14 Kasım 2017 23:48
- Kürtler yine seçim dışına itilir mi? 08 Kasım 2017 00:15
- AKP hükümeti treni kaçırdı 01 Kasım 2017 00:55