08 Ekim 2014 01:42

'Buyur IŞİD'

\'Buyur IŞİD\'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

IŞİD’in, ya da kendi tabiriyle İslam Devleti’nin (İD), ağır silahlarla sürdürdüğü saldırıları püskürtmek için Kobanê’de feda eylemlerine kadar uzanan bir direniş sergilenirken, Türkiye’nin ve ‘koalisyon güçleri’nin pozisyonu açısından da üzerinde durulması gereken gelişmeler yaşanıyor.
PYD Eş Başkanı Salih Müslim’in geçtiğimiz günlerde Türkiye’de bulunduğu temaslar ve sonrasındaki gelişmeler bu açıdan önemli. Al Jazeera, Müslim’in Ankara’da doğrudan Hükümet yetkilileriyle görüşmediğini, bazı aracıların Salih Müslim’i davet ettiğini yazmıştı. Haberde, yetkililerle Müslim arasındaki görüşmelerin de aracılar vasıtasıyla gerçekleştiği ve Türkiye Hükümeti’nin PYD’ye Kobanê’de yardım etmek için bazı koşullar ortaya koyduğu öne sürülmüştü. (4 Ekim 2014)
PYD’nin Esad’a karşı savaşın bir unsuru olması bu koşulların başında geliyordu. Başbakan Davutoğlu 1 Ekim’de HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile yaptığı görüşmenin ardından da aynı gerekçeyi dile getirmişti.
Müslim’in, temaslarıyla ilgili en güvenilir açıklama ise, doğal olarak kendisinden geldi. Dün Hayat Televizyonu’na bağlanan Salih Müslim, “Ben 3 gün önce İstanbul’daydım. Dışişleri Bakanlığı’ndaki yetkililerle oturduk, söz verdiler. Kendi sözlerine sahip çıksınlar. Vaat ettikleri sözleri yerine getirsinler” dedi. Müslim, ardından kendisini arayarak bu görüşmede nelerin konuşulduğunu soran arkadaşımız Şerif Karataş’a, “Kobanê’nin tehlikeli durumuna ilişkin insani yardım için bir koridorun açılması ve bazı sözler verdiler. Üç gün geçti bunların neden yapılmadığını merak ediyoruz” yanıtını verdi. Türkiye’de basında çıkan şartların söz konusu toplantıda konuşulmadığını da söyleyen Müslim, “Bizim rejimle işbirliğimiz olmadığını onlar da biliyor. 2004’ten beri rejime karşı mücadele ediyoruz. Onlar rejimle kol kola gezerken, biz rejim güçleriyle mücadele ediyorduk” dedi.
Diplomatik alanda bunlar olurken, Suruç’ta TSK tanklarının namlularını Kobanê’ye çevirmiş olarak konumlanması, “Acaba Türkiye IŞİD’e müdahale mi edecek?​” sorularını da dolaşıma soktu. Ancak bu Türkiye’nin IŞİD politikasına da, Rojava politikasına da ters bir beklentiydi. Müslim’in aktardığımız açıklamaları da bunu doğruluyor.
Bu konuda, Suriye’nin ve bölgedeki Kürtlerin tarihini iyi bilen, güncel gelişmeleri de yakından izleyen Dr. Seda Altuğ’un Taraf gazetesinde yayımlanan röportajında söyledikleri önemli bir çerçeve sunuyor. Tuğba Tekerek’in sorularını yanıtlayan Altuğ, “Türkiye Rojava özelinde kimi destekledi?​” sorusuna, “Türkiye YPG’ye karşı savaşan IŞİD dahil tüm güçlere sağlık hizmeti, lojistik destek sundu, sınır geçişlerini kolaylaştırdı” yanıtını verirken, Türkiye’nin Kobanê’nin IŞİD tarafından düşürülmesi ihtimalini, YPG yönetimine tercih edeceğine dikkat çekti. (6-7 Ekim 2014)
IŞİD’in Kobanê’ye saldırılarında, Türkiye tarafına da en fazla yaralının geldiği, sivillerin de tahliye edildiği gün, yani Kürt’ün can ve vatan derdinde olduğu gün, Türkiye Hükümeti yine Şam derdindeydi.
CNN International’dan Christian Amanpour’a konuşan Davutoğlu, Türkiye’nin koalisyona Suriye’de uçuşa yasak bölge ve güvenli bölgelerin oluşturulması koşuluyla katılacağını söyledi. Davutoğlu ayrıca, “Amerika’nın stratejisi Esad’ın gitmesini de öngörürse kara birliklerinin gönderilebileceği” mesajını verdi. (6 Ekim 2014)
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki ise, Davutoğlu’nun bu koşullarının hatırlatılması üzerine, Suriye’deki hedeflerinin hâlâ IŞİD olduğunu söyledi. (7 Ekim 2014)
Sadece bu yanıt bile, Türkiye Hükümeti’nin Kobanê’deki sıcak gündemi çöken Esad politikasını yeniden diriltmek için kullanma arayışının da ne kadar karşılıksız ve anlamsız bir çaba olduğunu gösteriyor.
Bu yazıyı bağlarken Erdoğan’ın gelen son açıklaması da bu çöken politikanın bir devamıdır. “Kobani düştü, düşüyor” dedikten sonra, “Türkiye IŞİD terör örgütüne karşı olduğu kadar PKK terör örgütüne de karşıdır” demek, “Katliamların için buyur IŞİD” demektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa