Uşak kime denir?
Geçtiğimiz günlerde PYD lideri Salih Müslim Türkiye’ye geldi. Amacı IŞİD çetelerinin saldırısı altındaki Kobané’ye yardım yapılmasını sağlamaktı. Gazetelerde yer alan haber ve yorumlara bakılırsa, Dışişleri Bakanlığı yetkileri ve MİT görevlileri tarafından kendisine hangi koşullarda “yardım” yapılacağı tek tek iletilmiş.
Bu koşullardan birisi şu: “Eğer silah ve diğer yardımlardan istiyorsanız Esad Rejimine tavır alın, ÖSO’ya (Özgür Suriye Ordusu) katılın. Böylelikle ABD öncülüğünde oluşturulan koalisyonun ÖSO’ya yapacağı yardımlardan yararlanırsınız...ayrıca mevcut durumdan yararlanarak özerk bölge ilanından kaçının vb..” (Aktaran Murat Yetkin) denilmiştir. Bunu söyleyenler bölgede “bağımsız politika yürüttüğünü” ilan eden, zaman zaman ABD’ye bile sahte kabadayılık yapan bir yönetimin temsilcileridir. Peki bunların Suriyeli Kürtlere ne teklif etmektedirler, ya da dayatmaktadırlar?
Bu dayatma Amerikan uşağı bir yönetim tarafından Suriyeli Kürtlere yapılmış bir uşaklık teklifi ve dayatmasıdır. Eğer bu onursuz uşaklık teklifini yapanlar uşak değillerse uşak kime denir ki? Onlara sizde bizim gibi uşaklık yapın, bölgede demokrasi, özgürlük, halkların kardeşliği vb. gibi amaçlardan vazgeçin denilmektedir. Böylece eteklerdeki taşlar açıkça ortaya dökülmüştür. Bölgedeki Kürtlere IŞİD katillerinden kurtulmanın bedeli olarak, ABD’nin ve onun güdümündeki AKP Hükümetinin gerici çıkarlarına hizmet etmeleri dayatılmaktadır.
Burada ABD’nin “şimdilik Esad Rejimi ilk önceliğimiz değil” açıklamalarının ve buna karşın AKP Hükümetinin “Esad Rejimi hedef alınırsa karadan ordumuzu Suriye’ye sokabiliriz” türü taktiksel farklılaşmalarının temelde bir ayrılığı bulunmamaktadır. Gericiliğin temel amacı demokrasi, eşitlik, bölgedeki halkların kardeşliği amaçlarını güden Rojava’nın raydan çıkarılması ve halkların gönlünde yer etmiş olan özlemlerinin yere çalınması, üzerlerinde emperyalizmin ve bölge gericiliklerinin kontrol sağlaması ve egemen olmasıdır.
Kısacası Rojavalı Kürtlere denmektedir ki; “Eğer emperyalizmin yörüngesine girmezseniz IŞİD’in sizi imha etmesine göz yumarız, hem de bunu tüm dünyanın gözleri önünde sözde size yardım ediyor pozisyonunu da elde ederek yaparız.” Bu alçakça işlenen cinayetlere suç ortaklığı yapmaktan, boğulmakta olan birine elindeki can simidini atmamaktan başka nedir ki? Ancak emperyalizmin ve bölge gericiliklerinin bölge halklarına karşı işledikleri cinayetler, uyguladıkları vahşetler dikkate alındığında, bu canice planın büyük bir soğukkanlılıkla uygulanabileceği de çok iyi bilinmektedir.
Yazımızı bir soru ve onun kısa yanıtı ile bitirelim. Peki ama bütün bu tablo neyi resmetmektedir? Bu tablonun büyükçe bir bölümü bölge ve halklar üzerinde oynanan ince oyunları, karanlık ve kirli emelleri resmetmektedir. Bu tablonun en temiz bölgesini ise Rojava Kürtleri ve onların destansı direnişi ve mücadelesi oluşturmaktadır. Eğer bölgede halkların emperyalizme ve gericiliğe karşı birlikte, kardeşçe, dayanışma içinde mücadele etmelerine yönelik bir umut varsa, işte o umut bugün özerk kantonlarda, Kobanê’de yaşamaktadır. Bu nedenle bölgenin tüm ilerici güçleri Kobanê ile dayanışma ve bu mücadeleye destek vermek, onun mutlaka yaşatılması gibi tarihsel bir sınavla karşı karşıyadırlar.
Evrensel'i Takip Et