Otobüsler ve insanlar
Fotoğraf: Envato
Otuzun üzerinde insanın hayatını kaybettiği bir yerde bunun üzerine gitmek yerine yakılan otobüslere takılan tartışmalar yürütmek tam da nerede durduğumuzu göstermektedir. Büyük kısmı polis ve korucu ateşiyle hayatını kaybeden göstericilerden oluşan bu insanların hangi ruh hali ile sokakta olduğunu anlamaya çalışmak yerine, ne pahasına olursa olsun bastırmaya çalışan bir yaklaşım içinde olmak, yaşananların daha vahim bir noktaya ulaşmasına neden olacaktır.
HÜDAPAR çevresindekilerle yaşanan çatışma ise çok daha tehlikeli bir sürecin sinyallerini vermektedir. Son yıllarda Suriye ve Irak’ta izlenen birbirine kırdırma politikası Türkiye’nin geçmişten bildiği bir oyundur. Doksanlı yıllarda yetkili isimlerin tarifi ile, “terörle mücadelede dindar yurttaşlarla işbirliği yapma” stratejisi, toplumsal çatışma zeminini doğuran ve bitirilmesi başlatılması kadar kolay olmayan bir operasyondur.
Bu anlamda ayağımızı üzerine basacağımız tartışma zemini, gösteri hakkı ile ilgili uluslar arası insan hakları mevzuatıdır. Hiçbir neden göstericilere ateşli silahlarla ve öldürme kastı ile müdahaleyi meşrulaştırmaz. Suçun karşılığı yargılamadır. Yargısız infaz ise aksine hukukun askıya alınmasıdır ki bu durum aynı şekilde karşılık verilme eğilimini güçlendirecektir.
Kırılan camlar, yakılan otobüsler hiçbir zaman kaybedilen canlar kadar değerli olmayacaktır. Telafisi olmayan ölümdür. Göstericiler gösteri hakkının sınırlarını zorlayan eylem biçimleri geliştirseler bile devlet sınırsız keyfi müdahale hakkına sahip olamaz.
Eğer bu tür ölüme sebebiyet veren görevlilerle ilgili acil ve etkin soruşturma süreçleri başlatılmazsa geri dönüşü olmayan gelişmeler yaşanır. Kitle psikolojisini anlamayan bir yerden toplumsal olaylara müdahale büyük katliamlar dahil bambaşka noktaya kaymayı beraberinde getirebilir.
Henüz iş bu noktaya varmadan güvenlik güçlerinin olaylara yaklaşım tarzı ile yüzleşmek siyasi sorumluların görevidir. Geri dönüşü olmayan ve telafisi imkansız acıların yaşanmasını önlemek bu sorumlu yaklaşımla mümkün olabilir.
Göstericilerin yaptığı yanlışlar dahil hiçbir neden kamu görevlilerinin yapacağı yanlışları meşrulaştırmaz. Dünyanın başka ülkelerinde de büyük öfke ile gösterilerde çevreye zarar veren görüntülere şahit olmaktayız. Ama bu gösterilere müdahalede onlarca insanın hayatını kaybettiği çok az örnek vardır.
Sorumlu davranmasını bekleyeceğimiz muhatap öncelikle devlettir.
- Yazılı olmayan kurallar 11 Nisan 2015 01:00
- Muhalefetin gücü ve farkındalık 04 Nisan 2015 00:57
- Katırlar da ağlar 28 Mart 2015 01:00
- Halife efendimiz aldatılmış hükümsüzdür 21 Mart 2015 00:52
- Ben aday olmazsam kim olmalı? 14 Mart 2015 01:00
- Erdoğan’ın faizci arkadaşları ? 07 Mart 2015 00:54
- Türkmenistan modeli dururken ne Meksika'sı? 28 Şubat 2015 01:00
- Kavganın büyüğü 21 Şubat 2015 00:52
- En yeni Türkiye 14 Şubat 2015 01:00
- İşlevsiz parlamento, tutarsız başkanlık 07 Şubat 2015 00:52
- Herkes radikal solmuş meğer 31 Ocak 2015 00:53
- Deli deliyi görünce 17 Ocak 2015 01:00