Tarafsız olmak

Televizyon kanallarında ‘yorumlarıyla’ bizleri aydınlatsın diye ‘konuk’ sıfatıyla çağrılmış  ciddi ve bilgiç yüzlü, öğretir bakışlı, söylediklerine uyulmazsa başımıza gelecekleri bilir tavırlı, bazıları benim gibi ‘çözüm süreci akil insanlar heyeti üyesi’ ‘nadide aydın’ patentli uzman kişilerden kimileri “tarafsız bir gözle baktığımızda” diye başlayıp, “tarafların görüşmeleri kesmeden diyaloga devam etmeleri gerektiğini” öğütleyerek içerik olarak ne dedikleri anlaşılmayan ‘açılımlar’ üretiyorlar.
Tarafsız olmak…
Ne karşısında, kimler arasında, hangi olaylarda tarafsız olunacak?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kürtlerin, Kürt kimlikleri nedeniyle şimdiye kadar çoktan kullanır olmuş olmaları gereken gasp edilmiş haklarının büyük çoğunluğuna kavuştukları iddiasını ete kemiğe büründüren siyasi anlayış ve bu siyasi anlayışın iktidar koltuklarında dile getirilmesi karşısında: Hak talep eden Kürtlerin ve talep edilen hakların kazanılması, yaşama geçirilmesi için mücadele veren siyasi parti ve kitle örgütleri ile bu hakların ‘verildiğini’ ya da ‘verilirse ülkenin bölüneceği gerekçesiyle verilmemesi gerektiğini’ ileri süren Kürt olmayanların ve Kürt olsun olmasın bu görüşleri savunanlardan oluşan siyasi parti ve kitle örgütleri arasında mı tarafsız olacağım? Ben tarafım. Beğeneyim, beğenmeyeyim birincilerden yanayım. Çünkü hiçbir hak verilmez; gasp edilmişse gasp hali sona erdirilir; haklar ‘verilmez’, doğal olarak ve kimsenin iznine, aracılığına gerek olmaksızın isteyence özgürce kullanılır. Ben tarafım, çünkü birincilerden yana olmazsam kendime yabancılaşırım, kendime saygım kalmaz; taraflı olunca televizyon programcıları nezdinde saygım azalır, beni çağırmazlarmış…Olsun; saygının zemini benim taraf olduğum yerde.
IŞİD ile PKK arasında fark yokmuş, ikisinin de bertaraf edilmesi gerekiyormuş: Ben IŞİD ile PKK ya da PYD arasındaki savaşta; IŞİD ile PKK arasında fark görmeyip ikisinin de bertaraf edilmesi gereğini siyasi anlayışının temeli haline getirmiş iktidar gücü ile ülkemde çözüm sürecinin muhatabı arasında mı tarafsız olacağım? Ben tarafım. Beğeneyim, beğenmeyeyim ikinciden yanayım. Çünkü ülkemde vahşetin doğurduğu acılarla yoğrulmuş yaşamların, üzüntü, hüzün ve özlemin sürekli hatırlattığı yitirilmiş canların örselediği kendi öykümde barışın ve hiç yaşanmamış kardeşliğin umudu olarak gözüken ve bu nedenle tarafı olduğum ikincisini IŞİD gibi bir örgütle ‘eşdeğmez’ görmeyi siyasi namusuma tecavüz addederim.
Kobani’nin düşmemesi için bir şeyler yapmanın ön koşulu, Kobani’de kanton yönetimine son verilmesi, Esat rejimine karşı savaşanların arasında yer alınması, tampon bölge oluşturulmasıymış: Varoluşlarını ve yönetim biçimlerini IŞİD gibi caniler ordusuna karşı  Kobani’de savaşarak korumaya çalışanlarla Kobani’deki yaşamların güvencesini siyasi düşüncelerinin kabulü koşuluna bağlayan iktidar güçleri arasında mı tarafsız olacağım? Ben tarafım. Beğeneyim beğenmeyeyim birincilerden yanayım. Çünkü mazlumun dini olmaz; mazlumun etnik kökeni olmaz; mazluma koşula bağlı güvence hayali önerilmez.
Kobani olayları karşısında ülkemde başlayan ve yayılan ‘sözde protesto’ gösterileri altında kamu düzenini bozmaktan medet umanların uğursuz girişimleri varmış: Gösterilere karşı sıkıyönetim, sokağa çıkma yasağı ve benzeri önlemler alıp kamu düzenini korumakla övünen iktidar güçleri ile güvenlik güçlerinin şiddet kullanarak müdahale ettiği göstericiler arasında mı tarafsız olacağım? Ben tarafım. Beğeneyim beğenmeyeyim ikincilerden yanayım. Çünkü bir sözcüğü ‘sözde’ tanımlamasıyla kullananların hiçbir zaman tarafı olmadım; gösteri ‘sözde’ olmaz, haktır ve kullanılır; ‘kamu düzeni’ devlete ait bir kavramdır, özgürlüğün dili değildir, özgürlüğün diline kilit vurup devlete ilişkin kavramlardan medet umanların da yanlarında hiçbir zaman yer almadım.
Tarafsız gözle baktığını ileri sürenlere: Tarafsız olunmaz, seyirci değilsiniz, her şeyin içindesiniz. Utanmayın, çekinmeyin, korkmayın. tarafınızı açıkça söyleyin, daha dürüst olursunuz.
Taraflı olmak bir şeydir, objektif olmak başka şeydir. Taraf tutarken objektif olabilmek için savunduğumuz ilkelerin bulunması gerekir. Ben yukarıdan beri taraf olduğumu söylediğim konularda, tarafında yer aldıklarıma da şu aynı ilkeleri sıralıyorum: Mazlumun dini, etnik kökeni, farklı kimliği olmaz; mazluma koşula bağlı güvence önermek sinsice kurnazlık olsa da varsa, vicdan kabul etmez.