Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Önce İzlanda’dan alınan 3-0’lık ağır yenilgi, ardından Çeklere kendi evinde 2-1 skorla boyun eğme ve en sonunda futbol kalitesi oldukça tartışmalı olan Letonya ile 1-1 berabere kalmanın ardından memlekette futbolun çöktüğü konuşulmaya başlandı.
Oysa futbolun çöküşe girdiğini görmek için bu üç maçı beklemek gerekmiyordu.
Çok emare belirmişti ama görmek istemediler.
Futbol cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar siyasetin daha doğru deyişle siyasal iktidarın hegemonyasına girdi.
Sadece futbola çok uzaktan safça bakan insanlar, önce Mehmet Ali Aydınlar’ın ardından Yıldırım Demirören’in federasyon başkanlığına genel kurulun seçimiyle geldiğine inanır. “Sözde” özerk federasyonun başkanı her ne kadar genel kurulun oylarıyla seçilse de Ankara’dan işaret gelmeden o parmakların kalkmayacağını futbolu yakından takip eden herkes farkındadır.
Evet, cumhuriyet tarihinde hükümetler bu düzeyde federasyon başkanlıklarına karışmıştır ama bugün iş sadece federasyonun başkan seçimiyle kalmıyor. Daha da ileri giderek futbola ilişkin alınan her kararda “özerk” federasyon değil, Ankara’nın siyasal figürleri daha etkin rol oynuyor.
Sporda şiddeti önleme adına çıkartılan 6222 sayılı Yasa’nın futbolun bütün bileşenleriyle tartışılarak çıkartılmamasının, hatta TFF’nin bile zaman zaman devre dışı bırakılmasının altındaki temel neden, hem futbol alanının yeniden dizayn edilmek istenmesi hem de futboldaki devasa rantın yeniden bir paylaşıma tabi tutulmasının sağlamaktı.
Bu da yetmedi.
2011 kasımında Hiddink görevi bıraktıktan sonra, Abdullah Avcı’yı milli takım teknik direktörü olması için kim işaret etti?
Abdullah Avcı hangi liyakat kriterlerine göre seçildi?
Devam edelim.
Abdullah Avcı’nın başarısızlığı üzerine, Fatih Terim ismini federasyona kim fısıldadı?
Hangi güç Fatih Terim’i Galatasaray’ın başından alıp, milli takımın başına geçirip aylık 800 bin TL maaş ve eğer sözleşme feshedilirse 15 milyon avro tazminat koşulları içeren bir sözleşme imzalattı?
Sadece teknik direktör seçimi değil, hangi güç 6222 sayılı Yasa’ya e-bilet zorunluluğu koyup, sonra ihalesiz biçimde Aktif Bank’a e-bilet kisvesi altında kredi kartı satma ayrıcalığı tanıdı?
Futbol çökerken, passolig sponsorluğundaki spor programlarının, federasyon başkanının gazetelerinde yazan yorumcuların, hükümete yakın medya organlarının en önemli derdi, passolig kredi kartını meşrulaştırmaktı.
Memlekette bu acayiplikler olurken, Hasan Şaş’ın deyişiyle “Elleriyle topu taşısalar 3 defa bizim ceza sahamıza gelemezler” dediği İzlanda milli takımının başına Lars Lagerback (Aylık maaşı sadece 15 bin avro) ile yardımcısı Heimir Hallgrimsson geçiyordu. 2012’den itibaren bu ikili tarafından yeni bir yapılanma gerçekleştiren İzlanda milli takımı şu anda sadece Türkiye’yi değil Hollanda’yı da yenerek grup birincisi konumunda.
Durum buyken, görüşlerine çok değer verdiğim Uğur Meleke’nin “2016 Avrupa elemelerini hemen bırakalım, 2018 için yeni kuşakla hazırlanmaya başlayalım” önerisini, sadece federasyon başkanının sahibi olduğu medya organında yazmasına bağlıyorum.
Meleke’nin, bugün milli takımda görmek istemediğini ifade ettiği futbolcuların her birinin gençliklerinde Fatih Terim tarafından şekillendirildiğini bildiğini sanıyorum. Bir kuşağı daha heba etmemek için önce e-bilet kisvesi altındaki passolige, sonra kendinden menkul imparatorun teknik direktörlüğüne ama en önemlisi siyasetin futbol içindeki eline karşı çıkmak gerekiyor.
Siyasetin futbol içindeki şu andaki müdahalesine karşı çıkmadan futbolun çöküşünü durduramazsınız…

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et