Olmayınca olmuyor!...
Fotoğraf: Envato
Milli takım, İstanbul’daki Çek Cumhuriyeti yenilgisinin ardından deplasmanda Letonya ile berabere kalarak 2016 Avrupa Şampiyonası yolunda bir darbe daha aldı. Demode oyun anlayışına hiç bakmadan, yeterince motive olursak her türlü hedefe ulaşabileceğimizi zannediyoruz hâlâ. Bu yerleşik sakat algı, bir sistem ya da oyun anlayışı geliştirmemizin önündeki en büyük engellerden birisini oluşturuyor...
“Mahalle takımından hiç farkları yok”, “Süper Lig’de hatta PTT Birinci Ligi’nde mücadele eden her takım bunları rahatlıkla yener”, “PTT Birinci Lig’de oynasalar küme düşerler”, “Futbolun f’sinden anlamıyorlar” vb. ifadelerle Letonya’yı aşağılamayan kalmadı.
Peki, bu kadar küçümsedikleri, aşağıladıkları Letonya’yı yenemeyen milli takım için neler denebilir?.. Evet söylenenlere bakılacak olursa Letonya’ya göre müthiş kaliteli bir takımmışız!.. Arada kıyaslama dahi kabul etmeyecek kadar muazzam bir seviye farkı varmış!.. Sadece bir oyuncumuzun değeri bile onların tüm takımından yüksekmiş!.. Eee hepsi iyi güzel de, sonuç?..
Kendini dev aynasında görmenin de bir ölçüsü olmalı. İki takım arasında kağıt üzerinde elbette büyük fark var ama işte sahada futbolun doğrularını/gereklerini yerine getir(e)mezseniz, bu farkı skora yansıtmayı da başaramazsınız.
Letonya’nın iyi kötü, hiç değilse kendi gücüne uygun bir oyun sistemi var... Nasıl bir oyun anlayışına sahip olduğu anlaşıl(a)mayan, kapalı bir savunmada gedikler açabilmek için neler yapılması gerektiğini bilmeyen ve bütün umudunu bazı oyuncularının bireysel/doğaçlama çabasına bağlamış tuhaf görüntüsüyle asıl Türkiye “mahalle takımı” nitelemesini hak ediyor...
Özellikle Arda ve Gökhan Töre’nin kurtarıcı rolüne soyunup tam bir mahalle takımı oyuncusu gibi topla çok fazla oynaması, milli takımın en büyük zaafı. Maçtan sonra Arda, “Herkes mücadele etti, elinden gelen çabayı gösterdi” diye konuşuyor. Sorun yeterince çaba göstermemekte değil, çabayı yanlış şekilde göstermekte zaten... Arda, Atletico Madrid’de daha az çaba gösterdiği halde neden çok daha verimli bir performans sergilediğini sorgulamıyor anlaşılan...
Rakibe saygı duyma kavramını tamamen unutmuş olmanın da Letonya beraberliğinde payı var kuşkusuz. İçi boş özgüven ve küçümseyici motivasyonla rakip ne kadar zayıf olursa olsun kazanmak zorlaşır...
Letonya kendi kapasitesinin bilincinde ve ona göre bir oyun sistemi belirlemiş... Öncelikli düşünceleri, rakibin oyununu bozmak, rakibe oyun kurma fırsatı vermemek. Yetenek konusunda pek potansiyelleri olmadığı için zaten topa çok az sahip olabiliyorlar. Kazandıkları topları da genellikle uzun paslarla rakip savunmanın arkasına doğru şişirip sonra da kovalıyorlar. Amaçları; rakip savunmayı hataya zorlayarak pozisyon bulmak. Tabii bu şekilde gol bulmaları çok küçük bir ihtimal. Buna karşılık, yaptıkları kalabalık savunma sırasında kaptıkları toplarla nadir de olsa hızlı karşı atak geliştirip rakiplerini eksik ya da dengesiz yakalamaya çalışıyorlar. Ancak böyle bir hücum şeklini etkili kılıp gol pozisyonuna dönüştürmelerine çoğu zaman yetenekleri el vermiyor... Her şeye rağmen, savunmamızı böyle dengesiz yakaladıkları bir pozisyonda kazandıkları penaltı sayesinde sahadan istediklerini alarak ayrıldılar...
Milli takım hiç umut vermiyor... Ne yazık ki bu işler öyle, Çek Cumhuriyeti maçındaki gibi stat hoparlörlerinden mehter marşı ya da “Memleketim” şarkısını çalmakla yürüyecek kadar basit değil. Hâlâ; “vatan, millet, bayrak” vurgusuyla ve “vur, kır, ez, parçala” söylemleriyle yol almaya çalışıyoruz. Hiç kimse futbolu bu sığ döngünün dışına çıkarmaya niyetli görünmüyor. Durum vahim...
Dolduruşa getirmekten başka yöntemler olduğunu acilen öğrenmemiz gerekiyor. Bilimsel yöntemlerden uzak kaldığımız sürece hayal kırıklıklarının yanı sıra, “olmayınca olmuyor” gibisinden ahmakça hayıflanmalar eşliğinde kötü kadere(!) lanet okuma komikliklerinin de sonu gelmeyecek...
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26