17 Ekim 2014 00:30

Korku hükümeti

Korku hükümeti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kobanê için halk sokağa çıktı, devletin ödü koptu. Hem de o kadar polisini, askerini, ülkücüsünü, Hizbullahçısını, tetikçisini de o halkın karşısına çıkarttığı halde korktu. Bu korkuyu en son Gezi direnişinde yaşamışlardı. Korktukları öyle söyledikleri gibi otobüslerin ambulansların tahrip edilmesi, vatandaşların can kaybı falan değildi. Bir anda halkın ülkenin dört bir tarafında aynı duyarlılıkla sokağa çıkma refleksini gösterebilmesiydi korktukları. Ne tetikçileri engel olabildi buna, ne de kanalizasyoncu basınları.
Gezi’den bu tarafa halkın korku zincirlerini kırmış olmasıydı korktukları. Canları yanan halk her türlü baskıyı, gazı, copu, palalıyı, sopalıyı, eli silahlıyı umursamadan sokağa çıkabiliyor, bu da demokratik temellere dayanmayan her baskıcı yönetimi korkuttuğu gibi bizim Hükümetimizi de çok korkutuyor.
Kobanê; yanı başımızda bizim halkımızın akrabası olmakla birlikle IŞİD vahşeti tehdidi altındaki masum bir halkın yaşadığı yerdir. Kobanê halkının zulmüne göz yumulmayacağını Kürt siyasal hareketi başından beri söyleyip, Hükümeti de uyarıyor. Kobanê düşerse sadece Kobanê düşmeyecek, olan Türkiye’ye de olacak diye kimilerinin tehdit olarak algıladığı dile varan bir şekilde uyarıldılar. Ama AKP’nin niyeti Kobanê halkını düşünmek değil tam tersine oradaki özerk yapıyı dağıtmak olduğu için bütün bu feryatlara bütün bu uyarılara kulak asmadılar. Basından öğrendiğimiz kadarıyla Salih Müslim’e söz verip oyaladılar sonra da verdikleri sözleri dahi tutmadılar.
Suriye’den gelen sığınmacılara her türlü desteği sağlarken, Kobanê’den gelen halkı sınırın bu tarafına, akrabalarının yanına geçmelerine izin vermeyi dahi bir lütuf olarak sundular. IŞİD yanı başımızda çoğu zaman IŞİD’in attığı havan topları Türkiye sınırındaki köyleri toprakları vuruyor. Kimi zaman bizzat kendileri silahlı olarak elini kolunu sallaya sallaya sınırdan gelip gidiyorlar. Bizim Hükümet dışarıda Esad’a karşı içerde de Kobanê’ye destek eylemcilerine karşı misliyle karşılık verirken namus dedikleri sınıra IŞİD’in tecavüzüne seyirci kalıyorlar.
Bunları gören yazan söyleyen siyasetçilere, gazetecilere ise vatan haini, modern Lawrence diyebiliyorlar. Yemezler! Bu söylediklerinizi sadece sizin her türlü yalan ve palavralarınızı yemeye hazır bir kitleniz var ya; işte ancak onlar yer. Ne dış dünya ne de iç dünya sizin bu söylediklerinize inanmıyor, inanamıyor.
Öyle bir korktunuz ki tüm ülkede sıkıyönetim ilan edecek hale geldiniz, öyle bir korktunuz ki hemen yeni polisiye yasalar çıkartmaya başladınız. Bir de Avrupa Birliği standardı gibi komik bir isim buldunuz.
Avrupa Birliğinde ne kadar ülke varsa hepsini araştırıyor hangisinin hangi konuda en kötü antidemokratik baskıcı yasaları varsa onu arayıp buluyor sonra da alıp yasalaştırıyorsunuz. Bize de Avrupa Birliği ülkelerinde olan yasalar bunlar diyorsunuz.
Kimi kandırıyorsunuz; kanmaya hazır bir kitleniz var ya, işte sadece onu kandırıyorsunuz. Ne Avrupa ne de biz sizin bu palavralarınıza inanmıyoruz, inanamıyoruz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa