21 Ekim 2014

Sınıfsal reform

DİĞER YAZILARI

Aklını, Hükümet ya da Cemaate kaptırmayan tüm iktisatçıların söylediği gibi: AKP iktidarının ekonomik birikim rejimi (Sömürüye dayalı büyüme stratejisi), 2002-2005 arası çıkış, 2005-2007 arası duraklama, 2007-2011 arası gerileme dönemlerini yaşadıktan sonra 2011 ile birlikte çöküş sürecine girmiştir. 

Görünen o ki; kaptan gemiden kuleye intikal edince, enkazı kaldırma görevi de mürettebata düşmüştür!

***

Ekonomiyle ilgili on tane bakanlık varsa, onunun da ağzında “yapısal reformlar” var bir süredir. Ancak, hafta sonu Türkiye Ekonomi Kurumunun (TEK) ekonomi konferansında konuşan Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı sayesinde yapısal reformların içeriğine dair de bir şeyler öğrenme şansımız oldu nihayet! 

Merkez Bankası başkanı Erdem Başçı, hem 10. Kalkınma Planı’nın (Bu köşede geçen yıl değerlendirmiştim) hem de yeni Orta Vadeli Program’ın (OVP) G-20 toplantısında verilen taahhütler üzerinden şekillendiğini söylüyor. 

Yapısal reformların temel itkisini de bu taahhütler oluşturuyor zaten. G-20 toplantıları G-7 toplantılarında alınan kararların kalan 13’e dikte edilmesinden ibarettir. Yani, kapitalist-emperyalist ülkelerin, küresel kapitalist birikimin devamı için “yanı başlarında” duran 13 hevesli ülkeye biçtikleri roller konuşuluyor bu toplantılarda. 7, 13, 20 … rakamlar karıştırmasın kafamızı. Basitçe, bir tür Titan Zinciri diyebiliriz. Zincir, en yoksul ülkenin en çaresiz emekçisi iliğine kadar sömürülene kadar uzanıp gidiyor. Tabii, arada faturayı ödemeyi reddedenler çıkarsa kırılır zincir!

Yaşı yetenler hatırlayacaktır, bu yılın 1 ocağında yeni vergilerle üstümüze almıştık yolsuzluk zararlarını…Bizde de zincir böylece kıvrılır gider, kırılıncaya dek!

Başçı, 25 başlıkta 200’den fazla eylemin (politika) hükümet tarafından yakında açıklanacağını ifade ediyor.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise biraz daha gerçekçi bir açıklama yapıyor: “Tabii bu reformların bir kısmını seçimleri beklemeden uygulayabileceğimizi ben umut ediyorum”.

Belli ki, AKP’de akrep ve yelkovan yine seçimi gösteriyor sadece. Eğer seçilirlerse, 2015-2019 arasında bu reformları yaparız diyor bir anlamda bakan. Şimşek, 2023 hedefleri konusunda da oldukça gerçekçi: “2023 hedefleri çok iddialı olsa da önemli olan o hedeflere doğru Türkiye’nin güçlü şekilde yürümesidir”. Meali: Biz bile inanmıyoruz, siz inandınız mı?

***

Hem Erdem Başçı’nın hem de Mehmet Şimşek’in tasarruf artışına dayalı yatırım ve büyüme ilişkisine vurguları; yapısal programın, üretim alanlarında artı-değer sömürüsünün (ve buna dayalı birikim) artırılmasının, bölgesel asgari ücret uygulamasının hayata geçirilmesinin, kıdem tazminatının fona devrinin gerçekleşmesinin, bireysel emeklilik dayatmasının yaygınlaşmasının politika hedefleri arasında olabileceğini gösteriyor. 

***

Tüm hazırlıklar göstermektedir ki, 2015 yılı geniş halk kesimleri için sadece bir seçim yılı değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal hakların -demokratik haklarda da olduğu gibi- eritilmeye çalışıldığı bir yıl olacaktır. Yapısal reformun sınıfsal karakteri, onu doğrudan sınıfsal bir saldırı programına (geçmiştekiler gibi) dönüştürmektedir. Fakat, saldırının şiddet ve başarısı(?) tek taraflı olarak değil, sınıf mücadelesi üzerinden şekillenecektir. 

Evrensel'i Takip Et