‘FA$$O Lig’ derbisi…

Sezonun ilk derbi haftasını geride bıraktık.
35 yıldır bilinçli olarak seyrettiğim Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki karşılaşmaları kafamdan geçiriyorum, öncesi ve sonrasıyla en heyecansız derbi haftası olduğunu söylemek abartı olmayacak.
Yazılı ve görsel medyanın bütün hafta boyunca, halk tabiriyle taraftarları “gaza getirme” çabaları bile sonuçsuz kaldı.
Öyle ki derbiden bir gün önce, 20 bin kombine dışında, 52 bin kapasiteli stat için sadece 8 bin bilet satılmıştı.
Maç günü satılan biletlerle 32 bin civarında taraftar derbiyi tribünden izledi.
Başka bir deyişle stadın yaklaşık üçte birlik bölümü boş kaldı.
Cezalı maçlar dışında böyle boş tribünlere oynanan başka bir derbi hatırlıyor musunuz?
Devam edelim.
Kendi stadının inşaatı devam ederken, Olimpiyat stadının olumsuzluklarından ve seyircisizlikten kurtulmak için maçlarını oynamak için stat arayışına giren Beşiktaş, Başakşehir mi, Ankara Asaş mı derken, bu haftaki Sivas maçını Ankara’da oynamaya karar verdi.
Gökçekgillerin fantezi arayışları içinde adı “Osmanlı” stadına çevrilen Asaş’ta maç başladığında bu sezon alışık olmadığımız bir tribün görüntüsüyle karşılaştık. Tribünlerde ufak boşluklar dışında stat neredeyse doluydu. 20 bin kişi kapasiteli Asaş stadında, 16 bine yakın Beşiktaş taraftarı maçı izledi.
Bu iki maç üzerinden “algı cambazları” hemen harekete geçtiler.
Devletin resmi kanalında, maaşı yurttaşların verdiği vergilerle ödenen ama Ankara’dan “özel izinle” kahvehane ağzıyla yorumculuk yapan eski hakem, “Passolig sistemi artık oturmuştur” diye buyurdu. Gerekçesi açıktı, bakın derbide hiç olay çıkmadı.
Aynı koroya “passolig” sponsorluğu altında spor programı yapan yorumcular da katılmakta gecikmedi.
Esas “cambazlık” ise Beşiktaş maçından sonra ortaya çıktı.
“Tribünler doldu” diye sevinç manşetleri atıldı.
Yorumculara ve medyaya göre,  “Ankaralı Beşiktaşlılar takımlarını bağırlarına basmış ve tribünler dolmuştu”.
Dolan stadın hiç seyircisi olmayan Osmanlıspor isimli fantezi kulübün “butik” stadı olduğu gözlerden kaçırılarak yorumlar yapıldı. Asaş’ı dolduran taraftarın aslında Beşiktaş’ın yeni stadında sadece tek bir tribünü dolduracak sayıda olduğu gözlerden saklanmaya çalışıldı. “Darbeci” olarak yargılanan Çarşı’nın “passolig” karşıtı tavrı saklanmak için adı bile anılmadı.
Bir de binlerce tribün emekçisinin sesi vardı derbi günü.
Galatasaray-Fenerbahçe U-21 (21 yaş altı) maçına giden Galatasaraylı tribün emekçileri artık gelenekselleştirdikleri “Sen sisteme uyma sistem sana uysun-passolig alma aldırma” pankartını açtılar.
Öğleden sonra aynı saatlerde Kadıköy boğa heykelinde toplanan Fenerbahçe tribün emekçileri ve taraftar grupları, meşaleler eşliğinde “Fa$$o lige hayır! Passolig alma aldırma” pankartı eşliğinde iskele meydanına kadar yürüyüp basın açıklaması yaptılar.
Passolig “bataklığından” beslenenler elbette bu eylemleri görmediler.
Tıpkı Adana derbisindeki boş tribünleri görmedikleri gibi.
Tıpkı sözde “süper” olan ligimizin diğer maçlarındaki ve 1. Ligin bomboş tribünlerini görmedikleri gibi.
Tribünler eriyor, futbol çöküyor.
Maaşını “passolig”den alanlar hâlâ bayram havası estirmeye çalışıyor.
Yetiştikleri ortama uygun biçimde Özalvari “alışırsınız, alışırsınız” cümlelerini kuranlara karşı binlerce taraftar “alışmayacağız” demeye devam ediyor.
Taraftarlar “fa$$o lige” alışacak mı? Yoksa “passolig” ve siyasal destekçileri pes mi edecek?
Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.