Kararsızlar korkutuyor olmasın

Seçim yarışının son kulvarında kişisel gerilime dayalı siyaset tarzı nereden kaynaklanıyor ? Liderlerin kişilik alt yapıları, seçmen içinde buna prim veren bir eğilimin varlığı gibi bir çok neden sayılabilir. Ama ben hepsinden önemlisinin kararsız seçmen oranının yüksekliği olduğunu sanıyorum.
Artık anket yayınlanma dönemi kapandı. Ancak özellikle son yayınlanan oy oranlarında kararsız seçmen miktarının yansıtılmamış olması dikkat çekicidir. Daha önceki seçimlerle kıyaslandığında kararsız oranının daha yüksek olduğu yönündeki değerlendirmeler dikkate değerdir.
Bu tabloyu sokakta da görmek mümkün. Kararlı seçmenin erken gard almış olmasına rağmen seçim yaklaşırken kararsızlarda ciddi bir azalmanın olmaması toplumdaki tatminsizliği ortaya koymaktadır. Kerhen oy verme eğilimi ve sandığa gitmeme tercihini bir tarafa bıraktığınızda geriye kalan miktar bile sürpriz bir durum ortaya çıkarmaya yetebilir.
Üç partinin ülke genelindeki toplam oy oranları üzerinden milletvekili dağılımına dair tahminlerde bulunmak yanıltıcı olabilir.
Seçim sisteminin azizliğinden kaynaklı adaletsiz temsil krizi bu sefer iktidar partisi aleyhine sonuçlar doğurabilir. Parlamento içi operasyon ihtimalleri ve ekonomik siyasal gerilim alanlarını bir araya getirdiğinizde “istikrar(!)” açısından zor bir döneme girilebilir.
Muhtemel seçim sonuçlarının sadece anayasa konusunda yol haritasını şekillendirmekle kalmayıp, cumhurbaşkanlığı seçim takvimini de etkileyeceğini düşündüğümüzde neredeyse her yıla bir seçim ya da referandum düşecek. Anayasa referandumu, cumhurbaşkanı seçimi, yerel seçim ve muhtemel başka sürprizler…
Bu nedenle 12 Haziran akşamı ortaya çıkacak tablo herkesin pozisyonunu yeniden tartışılır hale getirebilir. Ve gayet tabi pozisyon yakalamak için fırsat bekleyen başka aktörleri heyecanlandıracak bir durum ortaya çıkabilir.
Son haftanın heyecanı içerisinde sergilenecek tepkiler, açılacak kartlar, Türkiye siyasetinin seviyesi ve gündemi konusunda hepimizi kaygılandıracak düzeye ulaşabilir. Öfkesinden yanına yaklaşılmayanlar, hayatlarını hep kazanmak üzerine odaklayanlar, canımızı fena halde sıkacak işlere yeltenebilirler.