Takipsizlik
Fotoğraf: Envato
Gene bir aylık bir ara verdiğim yazılara, kaldığım yerden başlamak ne mümkün! Bayram ve Pazar günleri de dahil çalışınca, hele başka ülkelerde toplantılar, sunumlar ile zaman akıp gidince yazı yazma olanağı yaratamasam da, memleketi takip etmediğim sanılmasın. Dumanlı havaların memleketin üstüne çöktüğü günlerdeyiz yeniden. Ensesinden tek kurşunla vurulan insanlığımızın katilleri birer birer sızıyor aramıza.
Dumanı koyulaştırma çabalarına inat, bu Cumartesi 500. oturma o meydanda büyüyen çocukların da inanılmaz çabalarıyla şimdiye dek olmadığı boyutta bir katılımla gerçekleşti. İlk oturmanın 27 Mayıs 1995’de bir avuç insanla başladığı ve bu kararlı, inatçı insanların devlet şiddetinin giderek daha bir pervasızlaştığı 90 sonlarında bir süre ara verseler de 20 yıllık bir tarihe sahip olduklarını, 500 hafta boyunca her Cumartesi meydanda oturmayı sürdürdüklerini bilmek itiraf etmeliyim ki, ruhuma iyi gelen hallerindendir bu memleketin. Anne babalarla başlayıp, o oturmalarda büyüyen çocuklarla çoğalırken torunlar büyüyor usulca aynı meydanda artık. Plaza de Mayo annelerinin mücadelesi 37. yılına girerken, cezasızlıkla ilgili yasaların ancak 9 yıl önce, 2005 yılında kaldırılabildiği Arjantin’de de mücadelenin hiç kolay olmadığını, ancak kararlılıkla, inatla kazanılabildiğini biliyoruz.
Bu Cumartesi ayaküstü, zaman aşımları ile beslenen takipsizlik kararlarının peş peşe gelmeye başladığını da konuştuk. Kontrgerillanın kadim isimleri ile ilgisiz pek çok insanı bulamaç yapıp açılan davaların bir bir düştüğünü, kadim isimlerle bezenmiş kadim devlet geleneğinin yeniden ve yeni taşeronlarla önümüze sürüldüğünü. Polise birkaç yıldır ima edilen “vur” emrinin yasayla meşrulaştırıldığı makul şüpheliler ülkesindeyiz işte…
Olamadığım birkaç haftada 47 kişinin ölümü, gelir gelmez enseden tek kurşunla öldürülenler ülkesi ile yüzleştiğimde ve ardı ardına çıkan takipsizlik kararlarını okuduğumda yıllardır işkencenin cezasızlığına karşı yürüttüğümüz mücadeleyi düşündüm. Kolay olmadı, olmayacağını biliyoruz. O falakalar, askılar, elektrikler biz birer birer belgeledikçe kanıtlarıyla, terk edildiler sonunda. Bugün sokakta yaptıkları işkencenin kanıtlarını koyuyoruz önlerine. Görevsizlikle takipsizlik arasında gidip geliyorlar ya, bırakmayız peşini.
Takipsizlik oldum olası canımı acıtır, öfkelendirir hem de beni. Toplumun takipsizliği hele, yargıda verilen kararlardan çok daha fazla etkiler. Unuturuz hemen olanları, ortaya çıkan gerçekleri. Unutulması için kullanılan araçlar çok, hem de çeşitli elbette ama unutulmaması için mücadele edenlerin inadı, kararlılığı da onlarda yok.
Onun için önemlidir 500 haftadır ısrarla oturması kayıplarını arayanların. İstiklal caddesinin o iğne atsan düşmez fotoğrafı takipsizliğe geçit vermeyen insanların emeği ile örülmüştür 20 yıl boyunca. Bu dumanlı havada, yel olup esen, dumanı önüne katıp süren yüreklere selam olsun.
- Memoria 16 Ocak 2025 04:45
- Hoş gelmedin yeni yıl, bizsiz olmaz! 02 Ocak 2025 04:46
- Bir ödülün hikayesi 26 Aralık 2024 06:25
- Hüsnü Öndül, insan hakları mücadelesine armağandı... 19 Aralık 2024 04:45
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43