Cumhuriyet kutlanacaksa!
Fotoğraf: Envato
Bugün cumhuriyetin kuruluşunun 91. yıl dönümü.
Evet ülkeyi yönetenler ve geleneksel cumhuriyet ideologları, kuruluşunun üstünden 90 yıl geçmiş olmasına karşın, bugün hâlâ Irak’ı Suriye’yi, Afganistan’ı, Libya’yı,… gösterip, “İyi ki cumhuriyet kurulmuş. Halimize şükredelim!” diye savunuyorlar cumhuriyeti. Ama öte yandan aradan geçen 90 yıla karşın, hâlâ “Kürt sorununu çözmek” için gündeme gelen “Çözüm Süreci”ni Hükümet, Kürtlere, Türklere, demokrasi ve özgürlük isteyen ilerici güçlere karşı bir şantaj olarak kullanıyor; “Eğer benim dediğime uymazsanız süreci bozarım, yeniden savaş çıkar ha!” diye meydanlardan haykırıyor.
Osmanlının şeriat düzeninden kurtuldukları için artık inanç özgürlüğüne kavuştuklarını sanan Aleviler, cumhuriyeti hevesle desteklemişlerdir. Ama, geçen süre içinde laiklik, “devlet Sünniliği” diyeceğimiz bir kalıba dönüştürülüp, Alevilerin inanç özgürlüğü talepleri geçirtilmiştir. Bugün ise AKP Hükümeti, Alevilere inanç özgürlüğünü sağlama iddiasıyla “çalıştaylar” düzenlerken, eğitimden günlük yaşamın tüm alanlarına toplumu “Sünni-İslam referanslarla” adım adım inşa etmeye koyulmuştur.
Emperyalist devletlere karşı “bağımsızlık” ve “Osmanlı Hanedanlığına” karşı halkın iradesinin egemen olacağı, laik ve demokratik bir ülke olma iddiasıyla kurulan cumhuriyet aradan geçen 90 yıla karşın; bir Kurtuluş Savaşı”yla kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bu gün, en azından 70 yıldır, batı emperyalizminin stratejik müttefikidir. Dahası bugün Türkiye, Tunus’ta el Nahda’nın “Müslüman Kardeşler” iktidarının seçimleri kaybetmesinden sonra bölgede Müslüman Kardeşlerin ideallerine bağlanmış bir Hükümetin yönettiği tek ülkedir. Ve o Hükümet, toplumu İslami referanslara göre yeniden inşa etmek üzere devletin ve en gerici güçlerinin tüm olanaklarını seferber etmiş bir hükümettir.
Cumhuriyet hep “laiklik” ve “demokratiklik” yanında “sosyal hukuk devleti” olarak da tarif edilmiştir.
Örneğin Ekim Devrimi ve işçi sınıfının uluslararası mücadelesinin yansıması olarak yasalara sokulmak zorunda kalınan haklar, cumhuriyetin bir lütfu olarak gösterilen işçi-emekçi hakları, son çeyrek yüzyıl içinde adım adım ortadan kaldırılmış son kalıntıların da yok edilmesi için AKP Hükümeti elinden geleni yapmaktadır.
Bugün gelinen yerde 301 işçinin maden ocaklarında kurban gittiği, her gün dört işçinin sömürü çarkı tarafından hayattan koparıldığı, genç işçi kuşaklarının taşeron çalışmasına mahkum edildiği ama sendikalaşmalarının bile fiilen önüne geçildiği, yoksulluğa karşı mücadelenin “ianecilğe” dönüştüğü, işçi sağlığının patronların kâr hırsına çoktan feda edildiği, grevlerin yasaklandığı,… Meclisin, hükümetin, idarenin, emniyetin ve mahkemelerin işçilerin ve emekçilerin değil sermayenin çıkarlarını koruduğu bir düzenin adıdır artık cumhuriyet!
Genç işsizliğin yüzde 25’lere vardığı, emekçi sınıfların, gençliğin, terinin son damlasına kadar sömürü ve mezhep, milliyet savaşlarında kanının akıtılmasının istendiği, eğitimin tümüyle “dindar nesiler yetiştirilmesini” esas alan bir yola sokulmuştur cumhuriyet!
Cumhuriyetin Avrupa’dan bile önce seçme seçilme hakkını tanımasıyla övünülmektedir ama gerçek tamamen başkadır. Bugün kadınların iş gücüne katılımından, kadın statüsünün nerede olduğundan vazgeçtik ama her gün birkaç kadın eşleri, babaları, kardeşleri tarafından katledildiği bir ahlakın sistem tarafından desteklendiği bir düzenin adıdır artık cumhuriyet.
Rüşvet yolsuzluk, kara paracılık artık gayriresmi olarak Hükümetin ekonomisi olarak işleyen bir mekanizmaya dönüşmüş, rüşvetin, yolsuzluğun helal olduğu bir ahlak tüm topluma nüfuz etmesi için çalışılmaktadır.
Kısacası cumhuriyet modern bir toplum kurma amacından bile uzaklaşarak “AKP’nin cumhuriyeti” olma da çok ciddi bir mesafe kaydetmiştir.
Ve AKP Hükümeti sadece adı cumhuriyet olan bir “Osmanlıcı”, “muhafazakar” toplum inşa etmeye girişmiştir. Bu amacını AKP Hükümeti, cumhuriyetin 100. yıl vizyonu (2023 vizyonu) olarak propaganda etmektedir.
Bu yüzden de kuruluş iddiaları açısından bakıldığında bugün gerçek anlamda cumhuriyeti kutlamak için çok zorlamak gerekir. Ama Cumhurbaşkanı ve AKP Hükümetinin 2023 vizyonuna bakıldığında, ehveni şerciler “Buna da şükür!” deyip cumhuriyeti, düne dair hamasi iddialar eşliğinde bugün de kutlayabilirler.
Ama bugün esas olan AKP’nin idealleri şahsında biçimlenen cumhuriyetin kutlanması değil ama laik, demokratik, halkların kardeş olduğu bir cumhuriyet için mücadeledir. Ancak bu mücadele kutlanırsa halkın iradesinin egemen olacağı cumhuriyet kutlanmış olabilir.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00