Böyle olur Passolig ırkçılığı

“Passolig” tribünleri eritmeye devam ediyor.
Uygulamanın başlamasıyla birlikte birçok taraftar grubu gibi Fenerbahçe’nin “okul açık” olarak anılan kale arkası tribününde faaliyet gösteren ve onlarca güzel koreografiye imza atan Cefakar Kanaryalar ve Vamos Bien grupları tribün faaliyetlerini askıya almıştı. 4 Kasım’da ise bu iki grupla birlikte “okul açığın” müdavimi olan ve Fenerbahçe’nin gelecekteki aydınlık yüzü olarak anılan 1907 ÜNİFEB grubu da “Passolig Varsa Biz Yokuz” diye bir açıklama yaparak, “passolig uygulamasının geçerli olduğu hiçbir karşılaşmada yer almayacaklarını” duyurdular.
Yaptıkları koreografilerle, açtıkları pankartlar verdikleri mesajlarla, besteledikleri şarkılarla sadece Fenerbahçelilerin değil futbolseverlerin kalbinde özel bir yere sahip olan “okul açığın” bütün bileşenlerinin passolig “dayatması” karşısında tribünden çekilmesi, “passolig” uygulaması devam ettiği sürece, Fenerbahçe tribünlerinin eski renkli günlerini çok arayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok.
Tribünler erirken, siyasal iktidarın lütfuyla devlet denetimindeki kanallarda boy gösteren, “passolig” sponsorluğundaki özel kanallarda reklamcılığa soyunan yorumcular hâlâ taraftarları tribüne çağırıp, “passolig” demeden taraftar azlığına binlerce bahane buluyorlar. En son “rol model” yöneticilerden İ. Hacıosmanoğlu “Takım iyi oynarsa passolig falan hikaye stat dolar” diyerek resmi görüşün kervanına katıldı.
Hürriyet Yazarı Selahattin Duman’ın ifadesiyle “medyada eline kalem verilenlerin IQ ortalaması 80 olursa, 90 IQ’nun bu memlekette deha sayılmasına” şaşırmamak gerekiyor. İşte onlarda adeta bizimle dalga geçiyorlar…
Onlar zekamızı küçümseyip konuşmaya devam etsin, memleketin futbol seviyesini gösteren başka bir olayla devam edelim.Fenerbahçe taraftarının kullanıma açtığı ve genel kabul gören deyişle “fa$$o ligimizden” bir ırkçılık manzarasıyla.
Memleket medya meftunlarının “ırkçılık” denince aklına malum “olağan şüpheli” Emre Belözoğlu gelir. Oysa ırkçılık denilen illet bu topraklarda Emre’ye “ihale” edilemeyecek kadar önemli bir konu. Memleketimizin en önemli klişelerinden biridir “Bizde ırkçılık yoktur biz siyahi insanları severiz.” Bu cümlenin düzeltilecek bir tarafı yoktur. Bunu ifade edenlerde genelde bildiğiniz fanatik milliyetçilerden biridir. Çünkü bu topraklarda ırkçılık dediğimiz illet, o da vardır ama, genelde rengi farklı ademoğullarına karşı yönelmemiştir.
Buyurun bu memlekette ırkçılık nasıl olur?
Deniz Naki ismi futbolseverler tarafından bilinen bir isim.
Bu genç kardeşimiz, 1989 yılında Dersimli bir anne, babanın oğlu olarak Almanya’da doğdu. Bayer Leverkusen’in alt yapısında ve Almanya’da muhalif kimliğiyle bilinen St. Pauli’de oynadı. 19 defa Alman genç milli takımlarında yer aldı. 2013 yılında Gençlerbirliği’ne geldi. İlk gençlik yıllarında koluna yaptırdığı “DERSİM 62” dövmesinin spor medyasının “magazinden” sorumlu bölümünün fark etmesi çok kısa sürdü. Tıpkı Fenerbahçeli ağabeyi Dersimli Selçuk Şahin gibi doğduğu ilin plakası olan 62 numaralı formayı seçti. Deniz Naki’nin muhalif duruşu ve kimliği kısa süre içinde Gençlerbirliği yönetimi ve sözde “ırkçı olmayan ırkçıların” hedefine oturdu. Deniz’in anlattıklarına göre özellikle sosyal medya üzerinden 6 ay boyunca tehdit mesajları aldı. En son paylaştığı İŞİD karşıtı bir paylaşımdan sonra geçen pazar günü, Gençlerbirliği tesislerinden yemek almaya çıktığında üç kişi tarafından çevrilip darbedildi. Kürt kimliğine, kolundaki dövmeye ve İŞİD karşıtı söylemlerine yönelik galiz küfürlerle saldırıya uğradı. “Passolig” tesis kapısında geçerli olmadığı için saldırganlar ortada yok. Saldırganlardan zor kurtulan Deniz Naki olayı kulüp yönetimine aktardı. Hani “duayen” diye adlandırılan Gençlerbirliği başkanı var ya? Olayın çözümünü futbolcusunun sözleşmesinin iptal edilmesinde buldu. Arada oyuncunun son maaşını da geri istedi.
“Irkçılık mı? Biz siyahi insanları severiz” diyenlerin Deniz Naki’ye ne söyleyeceklerini merak bile etmiyorum…
Irkçılık denilince aklına Emre Belözoğlu gelenlere ise önümüzdeki haftalarda Türkiye kupasında gruplara kalan Cizrespor’un ve adını Amedspor olarak değiştiren Diyarbakır Büyükşehirspor’un maçlarını izlemeye davet ediyorum.
“Fa$$o ligde” ırkçılık nasıl olur belki anlarlar…