12 Kasım 2014

İsrail askerleri Mescid-i Aksa’ya “postallarıyla” girdiği sırada, Soma’nın Yırca beldesi emekçileri canice kesilen altı bin zeytin ağacının ardından öfke ve keder içinde çırpınıyorlardı.

Aslında iki olayı birbirine bağlayan kutsal bir simge vardı. Zeytin, oldum olası Filistin’i temsil eder. Ve Mescid-i Aksa’nın etrafı, kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi, bir zamanlar zeytin ormanlarıyla kaplıymış. Filistin köylülerinin gelir kaynağı, hâlâ önemli ölçüde zeytindir. İsrail, yeni yerleşim alanları açmak ve bölge nüfusunu Araplardan “arındırmak” için, zeytin ağaçlarının sökülmesi, yakılması, ürün veremeyecek hale getirilmesi için özellikle on yıl önce geniş bir operasyon başlatmıştı. Amaç, yerleşik köylüleri bölgede yaşayamayacak kadar sefilleştirmek, göçe mecbur bırakmaktı. Boşalacak yerler, İsrail’in yoksullarıyla doldurulacak, iki boyutlu bir denetim için kolaylıklar sağlanacaktı. Hem “kendi” yoksullarından, hem de Arap yoksullardan kurtulmuş olacaklardı. Bir zamanlar, Filistinli işçiler, günübirlik işler için İsrail’e rahatça girip çıkarlar, ucuz iş gücü olarak Yahudi patronlar için alın teri dökerlerdi. İsrail’in şimdi buna ihtiyacı yok. Kendi elinde, aynı işi yapabilecek yeterince yoksul birikmişti.

Zeytine karşı savaşın İsrail yayılmacı politikasında özel bir yeri vardır ve bu uygulama, öyle görünüyor ki, Türkiye’nin günümüzdeki rejiminin deney hazinesine yazılmıştır.

Mescid-i Aksa için sahte gözyaşı dökenler, “Postallarını ellerine vereceğiz” gibi palavralar sallayanlar, Siyonistlerin her türden politikasını kendileri uygulamaktan hiç rahatsızlık duymuyorlar.  
“Türkiye’nin her yeri zeytinlik dolu” diyor, hükümetin sözcüsü. Bir gecede altı bin zeytin ağacının kesilmesinin memlekete bir zararı yoktur demek istiyor. Yırca halkı, memleket değil demek ki. Onlar, ağaçsız kalsın, sefilleşsin, açılacak maden kuyularında, termik santrallerde üç kuruşa çalışsınlar ne gam!

Mescid-i Aksa’yı çevreleyen zeytin ormanlarına karşı İsrail’in savaşı ne kadar haklıysa, Arınç beyin hükümetinin gerekçeleri de o kadar haklıdır!

İsrail’in saldırısı, alçakçadır, haincedir, gaddarcadır! Zeytin ormanlarını yakarken, keserken ne kadar insanlık dışı davranıyordu ise, Mescid-i Aksa’ya girerken de o kadar zalim, o kadar alçaktır!
Zeytin ağaçlarının yok edilmesiyle, kutsal bir mekanın zorbaca basılması arasında demek ki hiçbir fark yoktur.

Bunu İsrail yaparsa, “Postallarını ellerine veririz” diyenler, aynı şeyi kendileri yaptığında ellerinin boş kalacağını zannetmesinler.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et