22 Kasım 2014 01:00

Ersun Yanal ve Trabzonspor birlikteliği

Ersun Yanal ve Trabzonspor birlikteliği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Trabzonspor Vahid Halilodzic ile yollarını ayırdı ve çok kısa bir süre sonra da Ersun Yanal ile imzaları attı. Trabzonspor gündemini yakından takip edenler henüz Vahid Halilodzic görevdeyken, yeni teknik direktörün Ersun Yanal olacağını zaten biliyordu. Sürpriz değildi bu durum açıkçası. Ancak oldukça ilginçti.
Kimse yazmadıysa ben yazacağım ve kimse sormadıysa da ben soracağım.
Trabzonspor Başkanı ve Trabzonspor taraftarları “temiz futbol” “temiz futbol paydaşları” “kirli Türk Futbolu”  “Adalet”  gibi söylemlerle Türk Futbolunu temizleyeceklerini iddia ederlerken, nasıl oldu da sistemin istediği bir anlayışa evrildiler? “Artık futbol konuşalım” “Artık saha içine bakalım” söylemleri neden?
Ersun Yanal Fenerbahçe Teknik Direktörü iken 2014 yılı mart ayında oynanan ve yarıda kalan Trabzonspor-Fenerbahçe maçı esnasında şimşek hızıyla soyunma odasına koşarken, Ersun Yanal’a demediğini bırakmayan Trabzonsporlular ile olaylı maç öncesi ince ince Trabzonspor’a ve Trabzon şehrine giydiren Ersun Yanal nasıl bir araya geldi?
Ya da
“Şike yoktur diyen şerefsizdir” sertliğinde açıklama yapabilen İbrahim Hacıosmanoğlu ile “3 Temmuz saçma sapan bir süreçtir diyen” eski Fenerbahçe teknik direktörü nasıl bir araya geldi?
Ya da
Ersun Yanal Fenerbahçe teknik direktörü iken profesyonel olduğu için, profesyonelce demeçler vermişti de, Aykut Kocaman da profesyonel değil miydi? Eğer öyle ise -bildiğiniz üzere Aykut Kocaman’ın da şike süreci boyunca tek bir tapesi yoktu, yargılanmamıştı ve suçlu bulunmamıştı- Aykut Hoca Konyaspor teknik direktörü olarak Trabzon’a geldiğinde neden Trabzonspor tribünleri “Şikeci Aykut” diye bağırdı?
Belli ki Trabzonspor yönetimi ilkeler ve başarı terazisinde “başarıyı” daha önemli görmeye başlamış. İşin daha da acı tarafı Trabzonspor camiası da bu hamlenin arkasında. Dolayısıyla “başarıyı” daha önemli gören diğer kulüp taraftarı ve yöneticilerine bu mevzuda “söz” söyleme haklarını da artık kaybetmişlerdir. Peki başarı da gelmezse ne olacak? Bunun sorumlusu tek başına Trabzonspor Başkanı ve yönetimi değil Trabzonspor camiasının tümüdür. Kişilerle kurumlar ayrılamaz zira (!)
Gelelim Halilodzic’in Gidişi Ve Ersun Yanal’ın gelişinin medyadaki yankılarına.
Bu meseleyi daha da iyi anlayabilmek ve aktarabilmek için Halilodzic’in gelişine de bakmak lazım. Hatırlarsınız Trabzonspor resmi sitesi “Büyük Hoca” geldi diyerek duyurmuştu Halilodzic’in gelişini. Ulusal ve yerel gazetelerin de Halilodzic ile ilgili manşet ve haberlerini hatırlamak lazım. Halilodzic’in ne kadar disiplinli ve iyi antrenman yaptırdığından tutun da, ne kadar büyük hoca olduğuna kadar haberler ardı ardına geliyordu. Antrenmanları izleyenlerin ortak cümlesi “sihirli değnek değmiş gibi… ”Futbolcular daha önce hiç bu kadar çalışmamışlardı…” Şampiyon olmamak için bir neden yoktu.
Şimdi haberlere ve yorumlara baktığımızda neyi görüyoruz? “Halilodzic’in kötü antrenmanları”, “futbolcuların mutsuzluğu”, “giderken aldığı tazminat”. 4 ay öncesinin kahramanı, bir anda yaşlı, aksi, gelişmeleri takip etmeyen, demode, iş bilmez ve çıkarcı bir adam olmuş hemen.  Peki şimdi? Ersun Yanal gelmiş, her şey güllük gülistanlık olmuş.  Şampiyonluk, müthiş futbol beklentisi. Harika antrenman metotları, Ersun Yanal’ın gelişiyle yüzleri gülen futbolcular… Birbirinin tıpatıp aynısı haberler…  Medya, özellikle de Trabzonspor Medyası “bağımsızlığını ve ilkelerini” buzdolabına koymuş, yönetim ne isterse o minvalde haberler yapıyor gibi. Bu tezadın Başka bir açıklaması var mı?
Pulitzer’den bir sufle ile bitireyim;
“Ahlak ilkelerini bile bile çiğneyen, yalnızca kendi çıkarını gözeten, halk avcısı, fırsat düşkünü bir basın, önünde sonunda, kendisi kadar alçak bir halk yaratır”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa