24 Kasım 2014 01:00

İnsanlık halleri

İnsanlık halleri

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugün iki farklı ama birlikteliği halinde yıkıcı etkisi çok daha büyük olan insanlık halinden söz etmek istiyorum. Her ikisi de son dönemde sosyal iletişim ağlarında çokça paylaşılarak, “öteki” aşağılanıyor.

Bunlardan biri Dunning–Kruger “ortalamanın altı etkisi” ya da Dunning–Kruger sendromu* olarak bilinen,  Cornell Üniversitesinin iki psikologu Justin Kruger ve David Dunning’in tanımladığı bir algılamada yanlılık eğilimidir. İlk yayınlarını yaptıkları 1999 yılından bu yana yürüttükleri araştırmanın sonucunda; yetkin olmayan insanların becerilerine aşırı değer biçme eğiliminde oldukları,  diğer insanlardaki gerçek beceriyi fark edemedikleri, kendilerindeki yetersizliğin boyutunu göremedikleri ancak becerilerini geliştirmek üzere eğitilirlerse, geçmişteki eksikliklerini fark edip kabul ettikleri belirtilmektedir. Deyimlerimiz arasında yer alan “cahil cesareti”nin bilimsel bakış açısıyla sebep sonuç ilişkisinin ortaya konmuş olması bir yana, antik çağdan bu yana bilgimiz arttıkça bilgisizlik hissimizin daha derinleşmesine giden yolu tanımlayan bütün düşünürleri de somut temellere dayandıran bu çalışma hepimiz için yol gösterici olmalıdır aslında. Bilmediklerimiz çok,  ama en çok bilmediklerimiz üzerine konuşuruz durmadan. Bilimsel kuramlar üzerine dahi, öyle düşünmediğimizi güvenle vurgulayan söylemlerin özneleri olduğumuzu unutmamalı…  

İkinci kuram ise David Owen ve Jonathan Davidson** tarafından dile getirilen Hubris Sendromu ve 2010 yılında tıp dünyasının önemli dergilerinden biri olan Brain’ de yayınlanmış. David Owen ve Jonathan Davidson’a göre  sendrom bir “güç zehirlenmesi” ve diktatörler Hubris Sendromuna özel bir eğilim taşıyor. Demokratik ülkelerde, tekrarlayan seçim zaferleri liderlerin Hubris Sendromu hastalığına yakalanma olasılığını arttırıyormuş. ABD ve Britanya’da 100 yıllık bir sürede devlet başkanlığını yürütenler üzerine yaptıkları çalışma sonucunda bu edinilmiş kişilik bozukluğu üzerine 14 belirti tanımlıyorlar. Aslında bunlardan bir kısmı narsisitik kişilik bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu ve histrionik kişilik bozukluğundan, yazarlar ise 5 yeni belirti daha tanımlıyorlar. “Dünyayı, güç kullanımı yoluyla kendini yücelteceği bir yer olarak görme, öncelikle kişisel imajını geliştirmek amaçlı hareket etme eğilimi, görüntüsü ve ifadeleri ile orantısız bir endişe içinde olma, mevcut faaliyetleri ile ilgili konuşurken, bir mesih gibi yücelme eğilimi, kendisini ulus veya kuruluşla bir tutma, konuşmalarında kraliyet ailesine özgü bir “biz” ifadesi kullanma, aşırı özgüven, kendisi için öteki olan grubu açıkça hor görme, diğer insanlar ya da iş arkadaşları gibi sıradan bir mahkemeye değil de sadece tarih ya da Tanrı gibi bir üst iradeye karşı hesap verebilir olduğu duygusu, o üst iradenin yargılamasında haklı bulunacağına dair sarsılmaz inanç, gerçeklik ile bağın kopması, pervasız, tezcanlı, vesveseli, huzursuz olma, dürtüsel eylemler sergileme, uygulamaların, sonuç ve maliyetlerinin dikkate alınmasını önlemek için, uygulamalarını ahlak, dürüstlük hakkında “geniş tasavvurlarına” dayandırma, aşırı özgüven, işlerin ters gidebileceği düşüncesinden yoksun olma ve sonucunda uygunsuz politikalar oluşturma” belirtileri size tanıdık geldi mi?

Hepimiz bugünü ve “öteki”ni örnek alarak düşünüyoruz, ancak bir 100 yıllık çalışma da Türkiye’de yapılsa bu edinilmiş bozukluğun her yönetim kademesinde bolca tekrarlandığını görmek sanırım şaşırtıcı olmaz. Owen ve Davidson’ın makalesinin başında Roy Porter’ın Deliliğin Sosyal Tarihi isimli kitabından bir alıntı var: “Delilik hem bir yetersizlik hem de her şeye yeter olma halidir” o alıntının bu iki insanlık halini zihnimde kesiştiren cümlesi oldu.

Oturup düşünmeli, ortalamanın altı etki, yetersizlik ile bu muktedir olma ilişkisi üzerine. Yeni varsayımlar çıkarıp araştırmak; geçmişi ve bugünü anlama, geleceğe ödevler çıkarma yolunda değerli katkılar sunabilir. Hem kendimiz, hem de dünya için…
 
Kaynak:
*Kruger, Justin; Dunning, David Unskilled and unaware of it: How difficulties in recognizing one’s own incompetence lead to inflated self-assessments. Journal of Personality and Social Psychology, Vol 77(6), Dec 1999, 1121-1134. http://dx.doi.org/10.1037/0022-3514.77.6.1121
**  David Owen, Jonathan Davidson Hubris syndrome: An acquired personality disorder? A study of US Presidents and UK Prime Ministers over the last 100 years DOI: http://dx.doi.org/10.1093/brain/awp008 1396-1406 First published online: 12 February 2009 brain.oxfordjournals.org/content/132/5/1396.long

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa