Hukuk Fakültelerinin önemli bir bölümünde “Adli Tıp” dersi seçmeli ders oldu. Ceza hukuku dışında, hukuk eğitimi alanlara pek yararı olmayacağı ön kabulünden olsa gerek, zaten ağır olan yüklerini hafifletmeyi hedeflemiş olmalılar. Kalabalık amfilerde, haftada bir saat adli tıp da ne kadar verimli geçer, sorgulanmaya muhtaç, ama herkesin kendi alanını önemsemesi ile ilgili kafanızdan geçenleri de sezmez değilim. Bu çekincelere rağmen anlatmayı sürdüreceğim. Zira çok öfkeliyim. Bugüne dek pek çok kez benzer nedenlerle öfkelendik, meslektaşlarım ve benim hakkımda davalar açıldı, karşı davalar açtık. Şimdi de aynı yolları izleyeceğiz elbette. Olay tahmin ettiğiniz gibi bir hekim ile onu tehdit eden bir savcı arasında geçiyor.

Genç bir meslektaşıma, mesleğinin ilk yıllarında bir savcı tarafından yöneltilen bu yazılı tehdit, birikimine saygı duyduğum bir hukukçumuzun, Sami Selçuk’un çevirisi ile okuduğum Beccaria’nın Suçlar ve Cezalar’ının 42. bölümünde “Ortalama ve karışık yarı bilgi, kör ve kara bilgisizlikten daha öldürücü ve uğursuzdur”, cümlesini hatırlattı. Beccaria’yı İtalyanca aslından okuyan, dilimize ve aklımıza kazandıran hukukçularımızın olduğu bir ülkede bu tehdit, bilgisizliğin yüceltildiği ve sanırım çağımızın ruhu olarak tanımlamanın yanlış olmayacağı halimizi bana bir kez daha anımsatarak kanımı dondurdu. Genç meslektaşım bir olgunun fiziksel muayenesini yapmış, ruhsal değerlendirme için psikiyatriste yönlendirmiş ve kesin adını verdiği raporun bu değerlendirme tamamlandıktan sonra düzenleneceğini belirtmiş. Ceza yasasında yaralanma ağırlığını tanımlayan bir öğe olan “basit tıbbi müdahale ile giderilme” düzeyini geçici diye tanımladığı raporda yalnız fiziksel bulguları gözeterek söylemiş olması bir eksiklik olsa da, ruhsal değerlendirmenin de yapılması için yönlendirdiğinden, kesin diye tanımladığı raporda bu durumun yeniden ele alınması mümkün, dolayısıyla çok büyük bir eksiklik olmadığı söylenebilir.

Geçici ve kesin rapor çok yaygın bir tanımlamadır. Adli hekimlik uygulamalarının bir parçası olmak zorunda kalan hekimlerin topu taca atabilme aracıdır geçici rapor kavramı. Yanlış bir sonuç verilirse sorumluluktan kurtulabilmenin yoludur geçicilik. Bilimsel temeli yoktur ama yerleşik bir davranışa dönüşmüştür. Yazının ana konusu olmasa da, ana konumuz olan tehdit ve basit eksiğin anlaşılır olması için bu yazının bir paragrafını hak etmektedir. Geçici adı verilen rapor, aslında tetkiklerin tamamlanmadığını yazılı olarak bildiren bir belge, bir tür ön rapordur. Diğer bilimsel disiplinler tarafından da değerlendirme gerektiğini ve tüm veriler toplandıktan sonra bulguların değerlendirileceğini, yorumlanıp bir sonuç yazılacağını beyan eder. Birinci basamak adli hekimlik sırasında tüm veriler toplanıp, yorum ve sonuç yazılamayacağından yerinde bir uygulamadır, adı ne olursa olsun. Eksiklik, eksik veri ile sonuç yazılmış olmasıdır ama olayımızın belirleyeni de değildir.

Sorun meslektaşımızın başvuranı psikiyatriye yönlendirmesi, raporun ruhsal değerlendirme tamamlandıktan sonra verileceğini yazmış olması ile başlamıştır. Savcı psikolojik durumun cezayı azaltan ya da artıran bir unsur olarak Ceza Yasasında belirlenmediğini, talep edilen hususun kişinin sadece fiziksel yaralanmasının değerlendirilmesi olduğunu belirterek meslektaşımı görevi ihmalden soruşturma açmakla tehdit etmiştir. Neresinden tutmak gerektiğini bilemediğim bir yarım bilginin dehşeti var her sözcüğünde. Bitmemiş yüklemsiz ardı ardına ifadelerin peşine konmuş noktalar ile dilbilgisi eksiğini bir yana bırakarak, hukuk yarım bilgisi ve adli tıp bilgisizliğini alt alta koyalım yerini aşan bu yazıda. Hukuk yarım bilgisi cinsel saldırıların cezasının ağırlaştığı yanılsaması yaratan ruh sağlığının bozulması halinin nitelikli suç kapsamından çıkartılmasına ilişkin yasa değişikliğidir. Bilginin eksik yarımı ise bugün Türkiye’de yaygın olarak kullanılan “Türk Ceza Kanunu’nda Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adli Tıp Açısından Değerlendirilmesi” yara ölçeğidir. Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek yaralanmalar arasında ruhsal yaralanmalar da vardır. O nedenle her olgunun ruhsal değerlendirmesi de yapılmak zorundadır. Siz sormasanız da sağlıklı olma halini araştırmak hekimin görevidir ve nasıl araştıracağına bir hukukçu karar veremez. Alan sınırlarını öğrenmenin yolu da adli tıbbın neyi, nasıl yaptığını öğrenmekten geçer. Asıl görevi ihmal “yalnız fiziksel zarar sordum” diyebilen savcının suçunu itiraf ettiği belgede gizlidir. Bugün uğurladığımız bir başka değerli hukukçu Sacit Kayasu’nun anısına saygıyla bu da benden suç duyurusudur.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et