Maskeli göstericiler

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkent Tiyatroları’nda sahnelenmeye başlayan “Maskeliler” adlı oyun, büyük ilgi görüyor ve izleyiciler tarafından heyecanla alkışlanıyor. Oyun, Ilan Hatsor’un eseri ve Filistinli üç kardeşin ilişkilerinden yola çıkarak savaşı irdeliyor. Özellikle yazarının Musevi ve İsrail yurttaşı olması, Filistin sorununa yönelmiş bu insancıl ve barışçı yaklaşımı daha da dikkate değer kılıyor. Daha önce Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenen oyun, şimdi Ankara Büyükşehir tiyatrosunda  yeni ve farklı bir izleyici kesimine ulaşıyor, bu da önemli ve güzel.

Maskeliler adı, Filistinli genç ve çocukların neredeyse günlük kılığı haline gelen  ve her direniş anında yüzlerine sardıkları kefiyeden geliyor. Bizde “puşi” denilen örtüyle eşdeğer!

Filistinli “maskelilere” derin bir yakınlık ve sevgi duymamızın nedenini biliyoruz.  İsrail’e karşı destansı direnişlerini sürdürebilmek için kendilerini korumak istiyorlar ve bunun  bir yolu da yüzlerini gizlemek... Çok uzun yıllardır, kuşaktan kuşağa devredilerek yaşayan direniş onların gerçek hayatı çünkü. Ancak onunla insan olduklarını, hayat hakları bulunduğunu, kendi kaderlerini ele geçirmeye kararlı olduklarını ifade ediyorlar. Maskeleriyle ateş ve duman içinde ellerinde bulabildikleri taşlarla sokaklarda, caddelerde koştururken bizim de insanlığımızı, kötülüğe karşı direnme irademizi temsil ediyorlar. Acı çeken herkes, ezilen her ulus, onlarda kendilerinden bir parça görüyor. Maske ve taş, ilk onların elinde özgürlük ve direniş simgesi değeri kazandı. Bu yüzden, İsrail’in gözünde maske ve taş bir göstericiye doğrudan ateş açılması için yeter sebeptir!

Şimdi güzel ülkemizde olup bitenlerle ilgili şu habere bir göz atalım:

“İç güvenlik reform paketindeki yeni uygulamalara göre maskeyle yüzünü kapatarak toplantı ve gösteriye katılmak artık suç kapsamında değerlendirilecek.“

Filistin direnişi, halklara direnme biçimleri üzerine öğretici örnekler verirken, İsrail’in uygulamaları da, her türlü protesto ve direnişe düşman yönetimlere ders veriyor.

“Yeni uygulamayla maske takan kişinin suç işlemeye hazır kişi olduğu kanaati toplumda yaygınlaştırılacak. Maske takması engellenen kişinin ‘Özgürlük engelleniyor’ propagandasının da önüne geçilmiş olacak.”

“Güvenlik reformu” denilen düzenleme, TC hükümetini İsrail hükümetine eşitlerken, başta Kürt gençleri olmak üzere, öğrenci, kadın, işçi, emekçi herkesin Filistinli direnişçilerle özdeş olduğunu da göstermektedir.

“Maskeliler” adlı oyun, evrensel bir temayı Filistin halkının acıları üzerinden bize anlatırken, maske ve taş meselesini ağır ceza konusu olarak gündeme getiren kendi hükümetimiz hakkında da düşünmemize yol açmaktadır.

Peki, Ankara Büyükşehir Belediye reisi Melih bey bunun farkına varırsa, oyunu sahnelemekten vazgeçer mi? Sırf İsrail’e gıcık olsun diye kentin her yerine oyunun afişini asarken, taşı kendi ayağına düşürmüş olmasın!