Çocuklardan önce çizgi tamamlama çalışması yapmaları istenir. Biraz büyüyünce noktaları birleştirme çalışması yaparlar. Şimdi bu çalışmayı birlikte yapalım. Ekim 2011’de Antalya’da kız ve erkek öğrenciler arasında asgari “yakınlaşma mesafesi” olarak “1 metre” kuralının getirilmesini ele almıştım. “Cinsel istismar vb. durumlarla karşılaşılmaması için mesafe 1 metreden az olmayacaktır” kuralı, İlçe Milli Eğitim Müdürü başkanlığında yapılan ‘2011-2012 Sene Başı Değerler Toplantısı’nda akıl edilmişti.
Ocak 2011’de Mersin’deki bir lisede kız ve erkek öğrencilerin birbirlerine 45 santimetreden daha fazla yaklaşmamaları istenmiş ve bu istek öğrenciler ile veliler tarafından protesto edilmişti. Uygulamayı protesto eden öğrenciler, bu uygulamanın kendilerini okuldan soğuttuğunu belirtmişlerdi. Öğrenciler şöyle diyordu:
Bu okula yeteneğimiz sayesinde geldik. Amacımız bilinçli birer sanatçı olmak. Ancak, bizi erkek ve kız diye ayırıyorlar. Bizler insanız. Okulda yemekhanelerimiz bile ayrıldı. Erkek ve kız öğrenciler birbiriyle konuşamıyor. Okul yurdunun içerisindeki erkek ve kızların kaldığı bölümler demir parmaklıklarla ayrıldı. Yurt binasının bir kapısı olmasına rağmen, erkekler sağ taraftan, kız öğrenciler sol taraftan içeri alınıyor. Eskiden bireysel aldığımız enstrüman derslerine bu sene 3 öğrenci birden giriyor. Okulda ud öğretmenimiz yokken, haftada iki saat olan din dersi için 3 öğretmen bulunuyor. Psikolojimiz bozuldu. Çizme giymemiz bile okul idaresi tarafından yasaklandı. Etek giyen kız öğrenciler için sıraların önüne ek tahta yapıldı. (Bianet, 11-1-2011)
* * *
Ertesi yıl uygulamaya konulan giyim kuşam yönetmeliğinde, kimi “Sınırlamalar dışında okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde kılık ve kıyafet serbesttir,” ve “Öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamaz,” gibi ifadeler ile güya “serbestlik” getirilmişti.
Oysa kız öğrencilere yönelik baskı (vücut hatlarının gizlenmesi, yırtmaç, kısa etek ve makyaj yasağı) sürüyordu ve bedenin gizlenmesi saplantısı artık kız-erkek ayırmadan uygulanacaktı: Yırtık veya delikli giysiler yasaklanmıştı. Daha da kötüsü, yine kız-erkek ayırmadan kolların bile görünmesi yasaklanıyordu: Şort, kısa pantolon kolsuz tişört veya gömlek de yasaktı. Yasaklar ile dolaylı bir örtünme kuralı getiriliyordu. Beden eğitimi ve spor derslerinde ise “eşofman kuralı” ile yine kol ve bacakların örtülmesi sağlanmıştı. Örtünme ise her olanakta daha “serbest” kılınacaktı.
* * *
Bu noktalar birleştirildiğinde 19. Milli Eğitim Şurasında ele alınan karma eğitimin kaldırılması önerisini anlamak kolaylaşabilir. Hedef kız ve erkekleri birbirlerinden uzak, temas etmeyen birer kasta çevirmek ve cinselliğin okuldan tümüyle dışlanmasının sağlamak. 6. sınıflarda okutulan ‘Fen ve Teknoloji’ dersi kitabından ‘insanlarda üreme, büyüme ve gelişme’ başlığının çıkarılması da bununla ilgili.
Noktalar birleştirildiğinde ortaya çıkan amansız bir ideolojik saldırı, tam bir kuşatma. Bu kuşatma 12 Eylül faşizmi ile İslamcılığın bir birleşimi ve hiç kuşkusuz sürecek. Din derslerinin çoğaltılması ve her sınıfa din dersi konması sağlandı. Karma eğitim henüz kaldırılmadı ama hiç kuşkusuz ileride kaldırılmak istenecek. Bu kuşatmanın mutlaka yarılması gerek.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Metal tokat

Metal tokat

Renault işçileri, yaşadıkları sorunlar karşısında patronların yanında duran şube yönetimine karşı harekete geçti: Delege sayısının 3 katı aday çıktı, seçimlere katılım rekoru kırıldı, şubenin belirlediği adaylar geride kaldı. 200 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup sözleşmesi öncesi Metal Fırtına’nın amiral gemisi Renault’da yapılan seçimler sendikal bürokrasiye tokat oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
12 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et