Ders çıkarmak
Fotoğraf: Envato
Galatasaray’ın evinde Arsenal’e 4-1 yenilerek bu seneki Avrupa macerasını noktaladığı maçın ardından Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu, “İkinci yarıda oyunun hakimi bizdik. Maçı kaybettik belki ama çok şeyler kazandık. Bizim için kazançlı bir maç oldu” şeklinde açıklamada bulundu.
Kuşkusuz; ister kazanılsın ister kaybedilsin, eksiklikleri görme ve gelişme adına her maçtan alınacak dersler vardır. Doğru değerlendirme, yorum ve çözümlemeler sayesinde en ağır yenilgilerden dahi ciddi kazanımlar çıkarılabilir...
Ne var ki Hamzaoğlu’nun “İkinci yarıda oyunun hakimi bizdik” lafı, Arsenal maçından gereken derslerin alınıp alınmadığı konusunda şüphe uyandırıyor. Böyle bir karşılaşmanın ikinci yarısını baz alarak, buradan Galatasaray adına olumlu çıkarsamalarda bulunmak aşırı iyimserlik olur. Çünkü Arsenal ikinci yarıda, ilk 45 dakikada elde ettiği 3-0’lık skoru korumak amacıyla sahaya çıktı. Bunun için de bol pas yaparak oyunun temposunu düşürmeye çalıştı. Ancak Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez forma giyen genç oyuncularının tecrübesizliği yüzünden çok fazla top kaybı yapıp oyunun kontrolünü elinde tutamayınca, Galatasaray “kaybedecek bir şeyi olmama” motivasyonunun verdiği gazla yüklenmeye ve daha baskın görünmeye başladı. Bu üstün görüntüsüne karşın Galatasaray’ın organize ataklarla ciddi gol pozisyonları yarattığını söylemek mümkün değil. Sarı-kırmızılı ekip birkaç karambol pozisyonu dışında gole yaklaşamazken Arsenal bu yarıda bir kez geldiği Galatasaray kalesinde golü buldu...
8 as oyuncusundan yoksun bir kadroyla sahaya çıkan rakibin karşısında ilk 45 dakikada perişan oluyorsun. İkinci yarıda rakibin oyuna 17 yaşında üç genç oyuncu daha alıp karşılaşmayı iyice oyuncu deneme ve oyuncularına tecrübe kazandırma aktivitesine dönüştürüyor. Bu sayede sen de oyunu biraz olsun dengeleyebiliyorsun... Hikayesi bu şekilde özetlenebilecek bir maçın ardından, “İkinci yarıda oyunun hakimi bizdik” diye konuşmak sağlıklı bir değerlendirme sayılabilir mi?..
Bu maçtan ders çıkarmak için ikinci yarıya değil, ilk yarıya bakmak gerekir. Arsenalli oyuncular saha nasıl parsellenir, nasıl pres yapılır ve rakibe nasıl boş alan bırakılmaz, adeta bunun dersini verdiler.
Pres tek tek futbolcuların değil takımın işidir ve temel amacı da rakibin yüzünü senin kalene doğru döndürmesine izin vermemektir. Galatasaray’da Umut tek başına kendini yırtarcasına pres yapmaya çalışırken, diğer oyuncular gevşek ve birbirlerinden kopuk bir şekilde pozisyon alıyorlar. Organizasyon bozukluğu ve dayanışma yoksunluğu açıkça göze çarpıyor. Buna karşılık Arsenalli oyuncular özellikle orta sahada Galatasaraylı oyunculara göz açtırmadılar ve topla buluşan Galatasaraylı oyuncuların yüzünü döndürmemek için müthiş bir gayret gösterdiler.
Galatasaray bu dağınık haliyle Arsenal gibi sistemli mücadeleyi özümsemiş bir ekiple elbette boy ölçüşemezdi. İlk yarıda Arsenalli oyuncuları rahatsız edecek pek bir şey yapamadılar. Arsenalli oyuncular hızlı ve bol pasla Galatasaray’ın zayıf presini (direncini) kırmakta hiç güçlük çekmeyip oyunun kontrolünü her an ellerinde tuttular ve neredeyse her ataklarında gol pozisyonu yarattılar...
Doğru bakmayı ve doğru analiz etmeyi bildikten sonra, karşılaşmanın ilk yarısından çıkarılacak öyle çok ders var ki...
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26