18 Aralık 2014
DİĞER YAZILARI
Kaybettiniz 6 Mart 2025
Örgüt 27 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 20 Şubat 2025
Güç bende artık 13 Şubat 2025
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
Benim adamımdan hoca 2 Ocak 2025
YAZI ARŞİVİ

Ülke nüfusu 80 milyona dayandı. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi kişi başına düşen vatandaş sayısıyla ölçülüyor. Eğitimde, kamu hizmetlerinde bu sayı çok önemli. İyi bir eğitim için üniversitede 13-15 öğrenciye bir hoca düşmeli. İyi bir sağlık hizmeti alabilmek için doktor başına düşen hasta sayısı Almanya’da 260 civarında. Avrupa’nın bir çok ülkesinde bu sayı aşağı yukarı 300. Bizde 550-600 arasında.
Türkiye’de  herkesin eşit koşullarda sağlık hizmetinden yararlanamadığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Kişi başına düşen sağlık harcamaları bazında değerlendirmelere bakıldığında yapılan iyileştirmelere rağmen halen Avrupa ülkeleri ile ciddi bir uçurum söz konusu. Ama insanın yolu hastaneye düşüp manzarayı kendi gözleriyle gördüğünde sayıların anlamını daha iyi anlıyor.
Geçen hafta bir yakınımın rahatsızlığı nedeniyle İstanbul’da bir devlet hastanesine gittim. Konusunda uzmanlaşmış ihtisas hastanesi. Hastanede servislerde boş yatak yok. Çoğu kalp hastası insanlar acil bölümünde koridorlarda sedyelerde. Refakatçiler duvara dayanıp ayakta uyumaya çalışıyorlar. Herkes için kendi hastası önemli. Genç doktorlar hangi hastaya yetişeceklerini bilemiyorlar. İdareciler her hasta ile ayrı ayrı ilgileniyor. İnsan olma sorumluluğu tüm insanların gözlerinden okunuyor. Her an durma riski olan kalplere öncelik var ama yinede ileriki saatlere hatta günlere randevular verilebiliyor. Bir genç doktor bir anda 10, 15 hastaya bakabilme telaşında. Hemşirelerde de bir koşturmaca. Bu sırada sürekli yeni hasta kapıya dayanıyor ve doktor sayısı aynı.
Ama tam karşıda bir başka hastane. Özel bir üniversite hastanesi. İçeriye göz atıyorum. Telaş yok. Bekleyen yok. Koridorlarda yatan yok. Büyük olasılıkla servislerdeki yataklar da dolu değildir. Ama büyük çoğunluk sosyal güvenlik sisteminin ödeyeceği paradan fazlasını ödemeyi yüklenebilecek durumda değil. Hemde hayatları söz konusu olduğu halde.
Sağlık olanakları herkes için eşit kullanılır durumda değil. Bazı yerler sadece parası olanların hizmetine sunulmuş gibi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et