Avusturya'da Alevilik mücadelesi
Fotoğraf: Envato
Bir haftadır Avrupa’dayım. İsviçre Basel’de ve Avusturya Perg-Linz bölgelerinde anma etkinlikleri, panel ve konferanslarda bulunuyorum. Hem buradaki dostlarla Türkiye’de yaşanan süreci konuşuyoruz, Avrupa’da Aleviliğin aldığı yolu değerlendiriyor hem de buraların tarihi ve turistik bölgelerini geziyoruz.
Alp Dağlarının muhteşem görüntüsünü hem uçakla yukarıdan hem de bizzat o dağların arasından geçerek aldığımız yolla içeriden görme şansım oluyor. İnanılmaz muhteşem güzellikleri, çocukluğumuzda Haidi çizgi filminde izlediğimiz dağların ve ovaların canlısını görüyoruz.
Bütün bu güzelliklerin yanında tarihin en acı günlerinin yaşandığı ve en korkunç vahşetlerinin yaşandığı, Nazilerin katliam kampını geziyoruz. Linz yakınlarındaki Matahusen Nazi kampını televizyonlarda belgesellerde izlemiştim ancak koltuğuna yaslanıp çayını kahveni yudumlayarak televizyonlarda izlediğimiz o kampları bizzat görmenin nasıl bir farklılık olduğunu yaşadım. Daha kampa ilk adımı atar atmaz o ruhu ve o acıyı, çığlıkları, vahşeti üzerinizde hissedip, gaz odalarını ve insanların yakıldığı fırınları, ölüm odalarını gezerken duvarlara sinen o kokuyu ve yaşanan acıları, vahşeti hissediyorsunuz.
İnsanların nasıl bir vahşi yaratık olduklarını ve zulmün en fecisini nasıl yaşattıklarını ve acıların farklı coğrafyalarda benzer şekillerde yaşandığını ve yaşatıldığını Maraş Katliamı’nın yıl dönümünde Matahausen katliam kampını ziyaret ettiğimde tanık oldum.
Bütün bu duygular içerisinde Matahusende Perg Pir Sultan Derneğinde Alevi canlarla Türkiye’de yaşanan süreçleri ve Avusturya’da Aleviliğin karşı karşıya olduğu davaları konuştuk.
Avusturya’da Aleviliğin tanınması süreci iki farklı boyutta seyrediyor. Aynı tüzükle iki ayrı grup Aleviliğin temsiliyet hakkı için müracaat etmiş. Bunlardan ilk müracaatı yapan İslam Alevi topluluğu temsiliyet hakkını alırken Alevi inanç topluluğu da ikinci başvuruyu yapmış, ikinci başvurunun kabul edilmemesi üzerine itirazlar ve devamında dava süreci başlamış. Neticede yüksek mahkeme Kültür Bakanlığını haksız bulup Alevi inanç topluluğunun başvurusunun da kabul edilmesi hususunda gerekli sürecin yolunu açmış oldu.
Türkiye’de devlet Aleviliği tek tip bir kalıba sokup kendi tanımı üzerinden bir dayatma ve tanımaya ve Alevileri bu tanım kalıbına sığmaya zorlarken elin ülkesinde Aleviliğin farklı boyutları ayrı ayrı kabul görüyor. İster İslam Alevi toplumu ol, istersen de Alevi inanç toplumu ol, kendini nasıl tanımlıyor ve ne şekilde inandığını beyan ediyorsan devlet bunu kabul edip yasaların diğer inançlara tanıdığı hakları sana da tanımak zorunda kalıyor. Dinler, inançlar beyan esasına dayalıdır. Kime neye inanıyorsa bu o kişinin ve o kişileri oluşturan toplulukların sorunudur. Avusturya Aleviliğin iki farklı kesimini de yasal olarak kabul edip bu konuda Türkiye Cumhuriyetine önemli de bir ders vermiş oldu.
- Buruk sevinç 28 Haziran 2018 23:59
- HDP'nin baraj sorunu, tüm muhalefetin baraj sorunudur 11 Mayıs 2018 00:07
- HDP’siz sıfır baraj olur mu? 26 Nisan 2018 23:17
- Panik seçim 20 Nisan 2018 00:15
- Demokrasi ortaklığı 12 Nisan 2018 23:30
- Alevilerin Edremit çalıştayı 16 Mart 2018 00:15
- Aleviler geleceğini tartışıyor 09 Mart 2018 00:52
- Seçim ittifakı kanunundaki önemli ayrıntılar 23 Şubat 2018 00:15
- Muhalefet partilerinin genel kurulları 02 Şubat 2018 00:15
- Yaşasın savaş! 26 Ocak 2018 00:50
- CHP'nin solu 18 Ocak 2018 22:40
- HDP'deki eş başkanlık meselesi 12 Ocak 2018 00:15