31 Aralık 2014 01:04

Tarihiniz peşinizden gelir

Tarihiniz  peşinizden gelir

Fotoğraf: Envato

Paylaş

19. yüzyıl ve 20. yüzyıl kendisinden sonraki süreçleri derinden etkileyen büyük devrimlere tanıklık etti. 1789 Fransız burjuva devrimi, sınıf ilişkileri, onunla bağlantılı gelişen kültürel, sanatsal ve sosyal bağlamlarıyla feodal egemenlik ilişkilerini parçalarken, aklın dinin hükümranlığından kurtulduğu bir sürecin de önüne açtı. Aydınlanma ve bilimsel gelişmelerin önünün açıldığı bir süreçti bu aynı zamanda.

1871 Paris Komünü burjuvazinin, devrimci döneminde öne çıkardığı, eşitlik, özgürlük, kardeşlik söylemlerinin yerini yoğun sömürüye ve çürüyen bir sisteme bıraktığı kapitalizm koşullarında, işçi sınıfının yeni devrimci sınıf olarak tarihe damgasını vurduğu bir dönemdir. Onun kısa ömrü bu gerçekliği değiştirmez. 72 gün sürüp dünyayı bu kadar derinden etkileyen başka hiçbir toplumsal gelişme yoktur.

1917 Ekim Devrimi insanlığın, Paris Komünü’nün sağladığı birikim zeminine de dayanarak gerçekleştirdiği en büyük sıçramadır. Bu devrim, ondan sonra gerçekleşen sosyalist devrim ya da halk demokrasilerinin, ulusal kurtuluş savaşlarının da esin kaynağı ve destekçisi olmuştur.
Türkiye’de ulusal kurtuluş savaşının kazanılması ve 1923’e gelinmesini sağlayan en temel dayanak noktalarından biri de yine Ekim Devrimi ve devrimle kurulan Sosyalist Sovyetler Birliği’nin varlığıdır.
21. Yüzyıl ise, sosyalizmin 20. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı çözülme ve yenilginin ardından, onun etkilerinin de kapitalizm tarafından aşama aşama tasfiye edilmeye girişildiği bir dönemdir. Bu sadece tek tek farklı rejimler açısından değil, kültürel, sanatsal, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin bütünü açısından böyledir.

21. Yüzyıl tüm bunlarla birlikte, böyle bir süreci işleten kapitalizmin insanlık açısından öyle iddia edildiği gibi ‘tarihin sonunu’ temsil etmediğinin de çok hızlı görüldüğü bir dönemdir aynı zamanda. 21. Yüzyılın ilk çeyreği tarihin en hızlı aktığı ve eski statükoların çözülerek, yerini yeni ilişkilere bıraktığı dönemlerden biridir.

20. Yüzyılın ilk çeyreğinde İngiltere’nin Ortadoğu uzmanı Sir Mark Sykes ve Fransız diplomat Francois Georges Picot’un yürüttükleri müzakerelerde varılan anlaşma sonucu çizilen sınırlar 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde fiilen buharlaşmıştır. O sınırların farklı coğrafyalara böldüğü Kürtler, bugün Ortadoğu’nun bir değişim gücü olarak o sınırları işlevsizleştirmeye başlayarak birbirlerine daha fazla yaklaşıyorlar. Bu sınırlar başka güçler açısından da yine değişime uğramıştır ve uğruyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 21. Yüzyılın bugününde, iktidarın ‘Yeni Türkiye’ söylemlerinin örtemeyeceği kadar büyük sancılar yaşıyor. Yarından sonra, bu topraklarda 1915 yılında yaşanan Ermeni Soykırımının yüzüncü yılına giriyoruz örneğin. Cumhuriyet iktidarları bugüne kadar, bu yönde içeriden ve dışarıdan gelen bütün talep ya da baskılar karşısında ‘Tarihi tarihçilere bırakalım’ söylemiyle birlikte inkar yoluna gitti. Oysa hiçbir ülke, güç ve sınıf hatta tek tek bireyler açısından tarih öyle gelip geçmiş, geride kalmış bir şey değildir. Geçmişteki kaynaklarıyla bugünü etkileyen ve onunla birlikte yarına da sonuçlar bırakan bir süreçtir.

Aynı şekilde Kürt sorununda daha önce bastırılan 28 isyan, 29’uncusunun güçlü bölgesel etkiler de bırakan bir boyut kazanarak gerçekleşmesini engelleyememiştir. ‘Kamu düzeni’, ‘İç Güvenlik Paketi’ gibi adımlarla Kürt sorunun çözümüne zemin hazırlayacak özgürlükçü adımlar arasındaki derin çelişki de yeni yıla kalmış bulunuyor. İşçi ve emekçilerin yıl boyu süren irili ufaklı eylemleri de yeni yıla etkiler bırakmıştır. 2015’e bu etkilerle giriyoruz.

Bu topraklardaki yüzyıllık statüko aşınıyor ve sürdürülmesinin imkansızlığı herkes açısından daha görünür hale geliyor. Yeninin nasıl inşa olacağı ise karşılıklı güçlerin mücadelesi tarafından belirlenecek.

Gerçek anlamdaki yeninin eski statükonun devamında çıkarı olmayan sınıflar ve güçler tarafından belirleneceği kesindir. Başka türlü o, insanlığa güzel bir yarın getirecek anlamda bir yeni olmaz.  Ve nokta: Saraylara savaş, kulübelere barış!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa