17-25 Aralık Komisyonu ne karar verecek?
17-25 Aralık skandalıyla bağlantılı olarak dört eski bakan hakkındaki iddiaları araştırmak üzere kurulmuş olan TBMM Soruşturma Komisyonu, bugün dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilip gönderilmemesi konusunda kararını verecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Hükümetin ve AKP yönetiminin;
* Kurulmaması için çalıştıkları,
* Kurulduktan sonra çalışmaması için ellerinden geleni yaptıkları ve ilk toplantısını kurulduktan altı ay sonra yapmasına izin verdikleri,
* Çağrılırsa aydınlatıcı bilgi verecek pek çok kişiyi görüşmek üzere komisyona çağırılmaması için özel gayret sarf ettikleri,
* “Fezleke”yi vekillerin görmesi ve fezlekedeki iddialarla ilgili haber yasağı getirdikleri,
* Son oylamayı olmadık bahanelerle Komisyonun görev süresinin bitmesine dört gün kalaya ertelettikleri,
* Ve nihayet, Komisyonun çalışmalarının gerçeği bulmayı amaçlamadığını söyleyen HDP’li üyenin “Bu 17-25 Aralığı aklama komisyonu!” diye istifa etmek zorunda kaldığı, Meclis tarihine kara harflerle yazılacak uygulamalarıyla da unutulmayacak olan, AKP’nin 9, muhalefetin 5 üyesinin bulunduğu
Komisyon, bugün karar verecek!
Ancak Komisyon ne karar verirse versin, bu dört eski Bakanın Yüce Divan’a gönderilip gönderilmemesine ilişkin son kararı TBMM Genel Kurulu verecek. Ancak, Komisyonun kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hükümetin tutumunu yansıtması bakımından önemli olacak. Dolayısıyla Komisyonun kararı, TBMM Genel Kurulu’nun kararını da büyük ölçüde yansıtacak olması bakımından da anlamlı olacak.
Komisyonun oylamasından bir gün önce, “Erdoğan’ın rejimi”nin stratejisinin ön cephesindeki “medya kuvvetleri” harekete geçti. Nitekim dün, yandaş basının önemli bir organı olan Akşam gazetesi, dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi ihtimalinin önünü kesmek için manşeti, “Yüce Divan’la darbe girişimi” diye attı. 17-25 Aralık darbe girişiminden sonuç alamayan “üst akıl”ın darbe girişimini AYM üstünden sürdüğünü iddia eden gazete, hem AYM’yi topa tuttu hem de dört eski bakanı Yüce Divan’a göndermek isteyenleri “darbecilikle” suçladı.
Yandaş basının Amiral gemisi Sabah ise, bakanların Yüce Divan’a gönderilmek istenmesini ”Yüce Divan kumpasın son halkası” diye manşetine çekti. Dört bakanın Yüce Divan’a gönderilmek istenmesine Sabah; 3. Hava Alanı; 3. Köprü gibi “mega projelerin” önlenmesi, Halkbank ve TÜRGEV’in de yıpratılmasını ekleyerek Yüce Divan’a karşı cepheyi genişletmeyi amaçlamış göründü.
Daha Komisyondaki oylamadan önce Erdoğan’a en sadık medya cephesinin bu tutumu alması AKP cephesinden gelen açıklamalarla birleştiğinde Erdoğan ve yakın çevresinin dört eski bakanın Yüce Divan’a gitmesine karşı olduğu anlaşılıyor. Bu yüzden de Komisyondan herhangi bir biçimde bakanların Yüce Divan’a gönderilmesi doğrultusunda bir karar çıkmasının AKP’li vekiller arasındaki kırılmayı meşrulaştıracağını düşündüklerinden Komisyondan AKP’li üyelerin “hayır” dediği bir sonuç çıkarmak istedikleri kolayca anlaşılıyor.
Bu yüzden de Komisyondan dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi kararının çıkmayacağında neredeyse herkes hemfikir.
Peki Başbakanın bu dört bakanla, “Yüce Divan’a gitmeyi siz isteyin” diye toplantı yapması, AKP içindeki kimi vekillerin “Bu bakanların Yüce Divan’a gönderilmesiyle kamu vicdanının yaralanacağı doğrultusundaki söylemleri ne olacak?” denebilir. Erdoğan “hayır” dediğine göre, dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi için AKP’li 50-60 vekilin isyan etmesi ve muhalefet doğrultusunda oy kullanması gerekiyor. Aksi halde bütün bu soruşturma süreci, Türkiye’nin tarihindeki en büyük yolsuzluk ve rüşvet skandalının aklamasının baştan planlandığı, buna da TBMM’nin alet edildiği bir oyun olarak tarihe geçecektir!
Evrensel'i Takip Et