11 Ocak 2015

İronik bir kentsel dönüşüm romanı: İyi terörist

Doris Lessing, Nobel Ödülü almadan önce de ironik bakış açısı yüzünden sevdiğim bir yazardı.
Beşinci Çocuk’da zeka özürlü denilen çocukların DNA’larının  tarih öncesi yaşayıp, evrimlerini tamamlayamadan türü tükenen insan grubuna ait olduğunu savunuşunun mantıklılığı kadar, toplumsal bakım kurumlarında özürlüleri Nazi bakış açısıyla bakımsızlığa mahkum edişi tek kelimeyle çarpmıştı beni.
Şu günlerde Kırmızı Kedi Yayınlarınca basılan  İyi Terörist,  daha önce Terörist adıyla yayımlanmıştı. Gerçek adıyla bu yayımlanışında etkiledi beni. Kentsel dönüşümü yaşayan, onarılabilecek binaların yıkım kararıyla boş bırakılması, evsizlerin durumu artık yaşadığım İstanbul şehrinin gerçeği.

BİR ÖRGÜT EVİ

İyi Terörist’te anlatılan tam olarak örgütlü olduğu tartışılacak bir örgüt. Hangi  bilinen gruba bağlı olduğu kendi aralarında bile tam kararlaştırılmamış bir yığın gençliği geçmekte olan kadın ve adam. Barınacakları yer için parmaklarını kıpırdatmaya üşenen ve düzen değiştirmeye kararlı bir yapılanma. Her ihtiyaçlarını düşünen ve karşılamaya hazır Alice’in sömürülen iyi niyeti ve eylemlerin dışında tutuluşu. Bir yandan olaya dolaylı olarak karışan “Profesyoneller”. Temsil ettiği kurum KGB, IRA ya da  Özel Şube mi olduğu belirsiz kişiler.  Bütün bu legal illegal kurumların karıştığı bulanık ilişkiler. (Doris Lessing’in bu tür ajanları nereden tanıdığı da tartışılmıştı bir ara) Oradan oraya taşınan  patlayıcılar. Kendilerini grubun önderi sayanların Sovyetler’e, İrlanda’ya yaptıkları  sonuçsuz (bence trajikomik ) yolculuklar. Önemsenmeyen örgütün adını duyurmak için  düzenlenen beceriksiz  patlamalar, amaçsız ölümler.
Genel planda siyasal bir örgütlenme olduklarını varsayıp devlet düzenini bir anne otoritesi biçiminde yorumlayıp karşı çıkışan kişiler var. Merkezde de Alice’in annesiyle başka bir kadınla yaşayan babasıyla ilişkilerle bu ilişkilerdeki tavrı hep baskın.
Bu  bırakılmış evlerden birini  (aslında ikisini)  bir tür aşkla ya da annelik duygusuyla  bir “yuvaya” çeviren, yaşanabilmesi için yasal kuralları zorlayan Alice Mellings, onun sofra başına insanları toplamak için keyifle pişirdiği yemekler. Onun bütün iyi niyetini ve parasını sömürerek, onun bütün kararlılığını yıkıp,  duygusal olarak kolayca etkileyip muma çeviren dilediğini yaptıran sevgilisi Jasper örgütteki devrimcilerden ikisi. Devrimcilerin sömürdüğü kişilerden biri de, tek eksiği kas gücü olan her tür teknik işte becerikli çelimsiz İşçi Philipp, onun desteklenmeyen emeği. Faye ile Roberta arasındaki ilişkide Faye’in duygu sömürücülüğü  kitabı bitirdikten sonra da peşimi bırakmadı.

YARIM KALMIŞ BİR MASAL

Romanda Türk okuru için gerçek dışı gibi görünen yan, bırakılmış, boş evler için kefaletlerle, kontrollerle belediyeyle yapılabilen resmi anlaşmalar. Onarımla, bakımla yaşanabilecek duruma getirilen, çevreyi rahatsız edecek özelliklerden kurtarılan  evlerin yıkım kararının askıya alınması, evi işgal edenlerin belediyeyle anlaşma yapabilmesinin Britanya mülkiyet yasalarıyla mı, barınma yasalarıyla mı ilişkisi var bilemiyorum. Ama bir belediye çalışanının bu tür komün evinde yaşamayı seçmesinde Lessing’in gizli bir kahkahası var kuşkusuz. Tıpkı romanı okuyan herkesin peşine takılacak yarım kalmış  şu masal gibi:
“Bir varmış bir yokmuş. Alice adında küçük bir kız varmış. Annesinin adı Dorothy’miş. Bir sabah Alice mutfakta annesiyle berabermiş. Dorothy ona en sevdiği tatlıyı, elmalı, tarçınlı, kremalı pudingi yapıyormuş. Küçük Alice sormuş: ‘Anne ben iyi kalpli bir kızım , değil mi?”   Bu masal sürdürülemiyor, bu yüzden bitmiyor. Çünkü bomba patlamış, Faye ölmüştür.

* İyi Terörist, roman, Doris Lessing, çeviren Zeynep Sirer, Kırmızı Kedi,  439 s, 32 TL.

Evrensel'i Takip Et