14 Ocak 2015
DİĞER YAZILARI
Edebiyat 15 Nisan 2015
Normalleşmek 8 Nisan 2015
Adil 18 Mart 2015
Beklenti 11 Mart 2015
Koşa koşa 4 Mart 2015
Adım adım 25 Şubat 2015
Her şey 18 Şubat 2015
Mendil 28 Ocak 2015
Yabancı 7 Ocak 2015
Hayal 31 Aralık 2014
YAZI ARŞİVİ

Top ile oynanan çoğu spora uyarlansa da “Top yuvarlaktır” sözü futbola ait gibidir. (Çoğu spor diyorum, hepsi diyemiyorum çünkü Amerikan futbolu topu mesela, yuvarlak değil.) Ben bu sözün futboldan çıkıp hayatın her alanında kullanıldığı anlarda tuhaf bir gurur duyuyorum. “İşte Premier Lig bu!” diye çığlıklar atmak istiyorum. Çünkü gerçekten, topun yuvarlaklığı birçok belirsizliği anlatmaya derman olan müthiş bir tabir. Hayat, top yuvarlak olduğu için sürprizlerle dolu. Top yuvarlak olduğu için umudumuz hiç bitmiyor. Dünya bile yuvarlak olduğu için dönmeye devam ediyor. Harika değil mi, top yuvarlak diye seviniyor, bazen de topun yuvarlaklığı yüzünden üzülüyoruz.

Kimi zaman da, ani bastıran karda, saha hızla bembeyaz oluveriyor. Top yuvarlak ama saha beyaz. Maçtan önce kalabalık ekiplerin, dev süpürgeleriyle yaptığı kar temizliği sahayı tekrar açıyor. Ama sağanak kar devam edince saha Ümit Aktan’ın harika deyimiyle önce “yoğurtlu ıspanak” rengine, sonra da tekrar beyaza dönüşüyordu. Hakem eğer tatilci karakterde değilse, futbolun en güzel sahnelerinden birisini yaşatıyordu. Adeta futbol sahası fotoğrafının negatifi gibi çizgileri siyah kömürle çizdiriyor, topu da kırmızı-turuncu arası bir renkteki muadiliyle değiştiriyordu. Özellikle Galatasaraylıların Werder Bremen ve Juventus maçlarından  ötürü iyisiyle, kötüsüyle muhtelif kar hatıraları olmakla beraber oyunun bembeyaz kara rağmen başka bir renge bürünerek devam etmesi ironik bir estetikti.  

Sadece renk de değil, topun kar üzerinde tahmin edilemeyen bir hızda gitmesi onun yuvarlak sürprizliliğini zenginleştiriyordu.  Sahadaki futbolcuya, tribündeki taraftara ilave bir zorluktu ama güzel taraftar ve güzel futbolcu zorluktan pek de yılmıyordu. Karda alınan üç puan, gönüllerde altı puana denkti. Taraftar rakip ya da takımdaşı gözetmeden tribünler arası kartopu gönderirdi. Bu, tribünlerdeki en masum ve çocuksu yabancı madde fırlatmasıydı. Futbolcu, karla boğuşan rakibine ölümüne girmez, tolerans gösterirdi. Zaten komikti karda top süren futbolcu.

Son dönemlerde, lig takvimi mi kaydı yoksa kar mevsimi mi bilinmez ama karlı maçların adedi azaldı. İstemedi kimse karda futbolu. Kar, topun yuvarlaklığını, bilinmezliğini artırıyor çünkü. Karda her zaman iyi oynayan kazanmıyor. Çünkü kar üstündeki oyunda iki takım da iyi oynamış oluyor. Bu sürprizli hal, futbolun iyice bir oyuna dönüşmesi kimseyi hoşnut etmedi. Kar üstünde oynanmadıkça futbol daha ciddi bir iş olarak kalıverdi.

Sporcular kardan korunsun, statlar üstü kapansın, taraftar konforla maç izlesin diye bütün bir futbol ekonomisi stadyum inşaatlarına döktü var gücünü. Pırıl pırıl statlarda, pırıl pırıl bir futbol oynanacağı ön kabulüyle. Olmadı o iş. En son yapılan statlardan İstanbul’daki Olimpiyat Stadı, Galatasaray’ın Seyrantepe Stadı bırakın iklim koşullarından etkilenmemeyi; var olan kötü koşulu daha da kötüleştirir oldu. İklim bir yana, taraftar ruhunu bulamadı o stadyumlarda. Yoksa kar da rüzgar da sevilesi olur yerine göre. Şimdi inşaatı süren stadyumda Beşiktaş’ın asi ruhu nasıl yer bulacak bilinmiyor. İzmir’de taraftarlar yıkılması gündemde olan Alsancak Stadı’nı yaşatmak adına bir araya geliyorlar.
Çünkü, yuvarlak topu, karlı zemini, alıştığı statları, bildik formaları seviyor insanlar. Salt nostaljiden değil, öylesi daha insani olduğu için. Her yıl yeni forma renklerine bürünmektense futbolu basitçe sevmek istiyorlar. Karın üstünde negatif bir fotoğraf karesi gibi tersine dönmüş renklerde ya da balçıkta “slowmotion” temposunda olsa dahi oyunun sürmesini izlemek, locada ya da tel örgülü tribünde, oyunun bir parçası olmak; yuvarlak topun sürprizlerini yaşamak istiyorlar.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et