Bilimsel gelişmeler, barbarlık ve barış
Fotoğraf: Envato
Öncelikle Paris’te Charlie Hebdo dergisi çalışanlarına yönelik katliamda katledilenleri saygıyla anarak ve katilleri kınayarak başlamak istiyorum. Bu saldırı basın-yayın ve düşünce özgürlüğüne yöneliktir.
2 Temmuz 1993’te “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu Sivas’ta yıkılacak” haykırışları altında Madımak Otelinde yazar, şair, eleştirmen, hekim ve semah ekibi üyesi sanatçıların katledildiğini unutmuş olamayız diye düşünüyorum.
“Fransız Devrimi veya Fransız İhtilali (1789-1799), Fransa’daki mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyetin kurulması ve Roma Katolik Kilisesi’nin ciddi reformlara gitmeye zorlanmasıdır. Avrupa ve Batı dünyası tarihinde bir dönüm noktasıdır. Sosyal bir akımı başlatan en büyük etkendir.”(Vikipedi, Özgür Ansiklopedi).
Bu iki katliamda, cumhuriyetin düşünce anlamında filizlendiği yerde yıkılması ile düşünce ve ifade özgürlüğünü temsil eden sanatçıların hedef seçilmesi gibi iki temel ortak yön bulunmaktadır.
İnsanlık Tarihi ile Bilim Tarihi doğal olarak paralel şekilde gelişmiş ve biçimlenmiştir. Bu gelişme içinde 8. yüzyıl ile 13. yüzyıl arasında İslam’ın Altın Çağı ya da İslam Rönesansı diye ifade edilen bir yükseliş dönemi söz konusudur. Bu zaman aralığında hemen her alanda önemli keşifler, katkılar, yazılan kitaplar ve çığır açıcı bilimsel çalışmalar yer almıştır. Geçmişin gözüyle bugüne ve bugünün gözüyle yarına bakmak açısından bu tarihselliği not etmek durumundayız.
19. yüzyıldan sonra bilimsel ve teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir hıza ulaşmıştır. Bu süreç belirli kesintilere uğramış olsa da hâlâ devam etmektedir. Bu süreçte sermaye birikimi ile birlikte bilimsel gelişmeleri destekleyen, bilim insanları ve sanatçılara rahatça çalışma atmosferi yaratıp koruyan ülkelerin toplumsal hayatı da epey gelişmiş ve yaşam kalitesi çok fazla artmış durumdadır.
Buna karşılık sermaye birikimi, bilimsel çalışmalar ile toplumsal ilerlemenin dengesiz şekilde geliştiği ve/veya hiç gelişemediği ülkelerde açlık, yoksulluk, işsizlik ve bölgesel savaşlar söz konusu olmuştur.
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sonucu refah düzeyini yükselten ülkeler ne yazık ki dünya ölçeğinde çok sayıda insanı tehdit eden açlık, yoksulluk ve bölgesel savaşları ciddi ve uzun vadeli programlar yoluyla ortadan kaldırmayı başaramamıştır. Tam tersine sömürü mekanizmasının ömrünü uzatacak şekilde barbarlığı teşvik eden güvenlikçi programlar tercih edilmiştir.
Bilim Tarihinde İskenderiye ve Bağdat Kütüphanelerinin nasıl yağmalandığını ve yazılı eserlerin nasıl yakıldığını biliyoruz. Benzer bir barbarlık örneği, çağımızda Saddam Rejimini devirmek ve Irak’a “özgürlük ve demokrasi getirmek” adına yapılan barbarca operasyondur. Aynı şekilde Afganistan, Mısır, Libya, Suriye, Rojava ve Fas gibi ülkelerdeki barbarlık girişimlerinin sonuçlarını da yakından bilmekteyiz.
Toplumsal barışın sağlanması dünya ölçeğinde yukarıda kısaca vermeye çalıştığım eşitsizlik ve dengesizliklerin en aza indirilmesine bağlıdır. Kapitalizmin ömrünü uzatmak adına girişilen barbarca operasyonların acilen devreden çıkarılması gerekir ki bölgesel ve küresel çaptaki yıkım durdurulabilsin. Çevresel/kültürel yıkımların önlenmesi de bu konuyla yakından ilintilidir.
Unutmayalım bilim insanları çalışma yaparken ırk, din ve cinsiyet ayrımı yapmazlar genellikle; amaç ille de büyük paralar kazanmak değildir çoğu kez. Elde edilen başarılı sonuçların ve yapılan keşiflerin ayrımcı şekilde barbarca yapılan katliam ve savaşlarda kullanılması sömürücü sınıfların emekçi insanların yaşamına saygı duymayan yaklaşımlarının ve açgözlü olmalarının eseridir.
Aklın barbarlığın önüne geçmesiyle birlikte bilimsel gelişmelerin dünyayı daha yaşanır hale getirebileceğini ve barışın tesisini kolaylaştırabileceğini daha fazla düşünmemiz gerekiyor.
- Nobel bilim ödülleri ışığında Türkiye'ye bakmak 20 Ekim 2016 00:29
- Kısacık ömürlere neler sığdırılırmış neler! (2) 06 Ekim 2016 00:07
- Kısacık ömürlere neler sığdırılırmış neler! 22 Eylül 2016 00:52
- Bu kaos ve kabus ortamında barış olası mı? 25 Ağustos 2016 00:32
- Kentlerimiz ve demokrasimiz 11 Ağustos 2016 01:00
- Darbe girişimi, normalleşme ve demokrasi 28 Temmuz 2016 00:51
- Su uyur, Milli Eğitim Bakanlığı uyumaz 14 Temmuz 2016 01:00
- Ne yazmalı ve ne yapmalı? 30 Haziran 2016 00:52
- Militarist ve gerici eğitimle nereye? 16 Haziran 2016 00:52
- Paranın padişahlığı ve güçlünün hukuku 02 Haziran 2016 01:00
- Bilim karşıtlığı, yozlaşma ve faşizm 19 Mayıs 2016 00:52
- Yüzleşemediğimiz için yozlaşıyoruz! 05 Mayıs 2016 01:00