18 Ocak 2015

İstanbul’da ve Moskova’da işçi olmak

11 Mayıs 2013 günü Reyhanlı’da bomba yüklü araçlarla yapılan iki ayrı saldırıda 52 insan yaşamını yitirmişti. Bu terör olayından sonra  mülteci işçilerle yerli halk arasındaki ilişkileri  Ercüment Akdeniz “yüksek gerilim hattı” biçiminde tanımlıyor. Reyhanlı halkı için  mülteciler ikiye ayrılıyor , birincisi “sırtında ‘Selefi militanı’ yazacak kadar rahat dolaşan ve kara parayla beslenen tetikçiler” ikincisi “açlıkla boğuşan sefil Suriyeliler”. Akdeniz, tetikçilerin  içinde “Çeçen, Kosovalı ve çeşitli milliyetlerden toplama militanlar” olduğunun altını çiziyor. 

Bu saptama Ercüment Akdeniz’in (1972) Evrensel Basım Yayımları’nca basılan Mülteci İşçiler  adlı çalışmasından. Ercüment Akdeniz , Suriye Savaşı yüzünden yerinden yurdundan olmuş işçiler ve onların yaşam koşullarını günlerce izleyerek, onların koşullarında onlarla görüşerek saptadı.
Bir izlenim de Bahar Aslan’ın Moskova Defteri’nden:

“Tam o esnada kulakları sağır edecek bir gürültü oldu. Biri büyük, birkaç  patlama duyuldu. Ardından müthiş bir sessizlik. . (...)Bu sessizliğin içinde dehşet ve kan vardı. Zaten sessizliğin, feryatlar, koşuşturmalar, siren sesleriyle yırtılması sadece birkaç saniye sürdü. Şail ne yapacağını bilemedi. İstasyon binasına doğru koştu. İçeri giremedi, birkaç polis onu ve etrafındakileri peronun bir kanrına topladı. Salıverildiklerinde güneş çoktan doğmuştu.”
Can Yayımlarının bastığı Moskova Defteri bir öykü kitabı. Moskova’daki bir inşaatı ve Türk çalışanları anlatıyor.Bahar Aslan (1975) Bakü’de mimar olarak çalıştığı için , yazdığı coğrafya ve koşulları iyi biliyor. Kitabın sonunda anlatılan  patlamanın bir Çeçen kadının kocasının öcünü almak için yaptığı eylem sonucu olduğu , patlamada ağabeyi yanında Türk şirketinden iki mühendis ve bir mimarın da öldüğü açıklanıyor. 
İki anlatıda aynı ulustan militanların bulunuşu anlatıların ortak noktalarından biri sayılabilir. Öyküler elbet ruh hallerine de ışık tutuyor. 

Ben benzer konuları işleyen kitapları birlikte (paralel) okumayı severim. Ercüment  Akdeniz’in  Suriye Savaşının Gölgesinde Mülteci İşçiler ile Bahar Aslan’ın Moskova Defteri /Komünistler Moskovaya’sını da birlikte okudum. İki kitabın emekçileri arasında yaşamanın kurduğu ortaklıklar vardı. 

Bahar Aslan’ın anlattığı Zülküf ve oğlu Abbuş, Ercüment Akdeniz’in kitabında da yer alabilirdi. Zülküf’ün babasının bindiği araba yolda teröristlerce taranmıştır. Başka bir şehre göçerler. Zülküf ailesi için Moskova’daki bir Türk inşaat şirketinde  çalışmaya gider, oğlunun ölüm haberi gelir: “  (...) ağabeyinin sesi niyeyse cılız, ağabeyinin sesi niyeyse renksiz... ‘Alo.Zülküf. Abbuş öldü. Namazdan sonra defnedeceğiz.’ (...) Halbuki ağabeyinin elinden telefonu kapan Menşure’nin sesi öyle ağabeyininki gibi donuk değil . Menşure ağlamaktan katılmış, Menşure vahşi hayvanlar gibi inildemiş belli... Hıçkırıkları sözcüklerinin arasına saplana saplana  ‘Mayına basmış Abbuş’um!’ diyebildi; ‘Ne işimiz vardı bizim bu köyde, niye bizi bu lânet yerde yalnız bıraktın?’ (Ağabeyi  Zülküf’e ‘Gelme Zülküf , işinden olma. Gereken neyse yapıyoruz biz’ diyecektir. Zaten işveren izin de vermez. Zülküf kendini içkiye verir)”

Şu portre de Bahar Aslan’ın kahramanlarına yabancı değil:

“Rami 27 yaşında inşaatlarda çalışıyor, eşi Ferdiyanın kucağında bir yaşını yeni geçmiş Mahmut bebek var. Suriyelilere dönük saldırıları soruyoruz. Kaygılılar, Ferdya çok korktuğunu söylüyor. Olaylar çıkınca kendilerini gönderirler kaygısı taşımış. Birinin yaptığı bir yanlış varsa onu bütün halka mal etmemek gerektiğini söylüyorlar. Üç çocukları ve Raminin annesi var; 6 kişi kalıyorlar. Zemin kata 150 Tl  ödüyorlar. Kiraları düşük (...) Rami’lerin oturduğu evin ikinci katında başka bir Suriyeli aile oturuyor. Onların nüfusu ise 15.” 

Biliyorum bu iki kitabı birlikte okuyan bir başkası başka ortak öyküler bulurdu. İş kazaları, inşaat işçilerinin başlarına gelenler, vb. 

Emekçiler dünyada hep benzer eşitsizlikleri ve acıları yaşıyorlar, özellikle savaşlarda. O yüzden birleşip birlikte hareket etmeyi düşünüyorlar zaten. Dünyanın bütün işçilerinin birleşmesi bir slogan değil, bir gereklilik.

*Suriye Savaşının Gölgesinde Mülteci İşçiler, Ercüment Akdeniz, Güncel, Evrensel Basım Yayın, 156 s.

** Moskova Defteri-Komünistler Moskova’ya ,Bahar Aslan, Öykü, Desenler Atilla İlyaz, 236+12 s. Can Yayınları, 19 Tl.

Evrensel'i Takip Et