Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Amedspor’a “Türkiye Futbol Federasyonu’na tescilli olmayan” ismi ve amblemi nedeniyle 10 bin TL para cezası verdi.
29 Ekim 2014’teki Olağanüstü Genel Kurulu’yla ismini ve amblemini değiştiren, sakıncasız ismiyle Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor’un Başkanı İhsan Avcı, isim ve amblem değişikliğinin Diyarbakır Dernekler Müdürlüğünce onaylandığını ve değişiklik kararının TFF’ye de bildirildiğini belirtti.
Aradan geçen bunca zaman sonra TFF’nin disiplin kurulunun Amedspor’a ceza icat etmesi Türkiye’de kendi kimliğine sahip çıkarak varlık göstermek isteyen kulüplerin göreceği baskıların en somut işareti.
Sezon başından bu yana Kürt illerinde oynanan müsabakalarda bu baskının özellikle medya eliyle oluşturulmaya çalışıldığına tanıklık ettik.
Kürt takımlarının -haliyle Kürt- taraftarları, yeryüzünün en saçma ritüellerinden biri olan maç öncesi “ulusal marş” okunmasına tepki mi gösterdi? Başladılar “Vatan elden gidiyor” teranesine. 
Maç öncesi ve maç sırasında –maalesef- Türkiye’nin hemen her stadında olduğu gibi futbol şiddeti mi baş gösterdi, başladılar “Açılımın şımarttığı terör” zırvasına. 
Elbette bu cenahın derdi ne şiddet ne küfür. Asıl dert, Kürt takımlarının taraftarlarının tribünlerde kendi kimlikleriyle boy gösterme ısrarı. Maç öncesi Kürt marşlarını okumaları, Öcalan için slogan atmaları... Kendisini nizamın -ve bu kentlerin- sahibi gören sömürgeci anlayış, Kürtlerin kendi kimlikleriyle futbolda varolmasını korkunç bir meydan okuma olarak görüyor.
Amedspor’un adı, logosu, renkleri de öyle görülüyor.
Ve Amedspor’a verilen son ceza da gösteriyor ki, hükümet müzakere sürecine içkin pek çok başlıkta (ör: hasta tutukluların salınması) olduğu gibi bu alanda da ayak diremeyi sonuna kadar sürdürecek ve görüşmelerin gidişatına göre en ufak unsuru dahi masadaki pazarlık gücü olarak görecek.
Bu durumda bize de Çiçek Abbas’ı hatırlatmak düşecek: Amedspor demeyelim de Mahmutspor mu diyelim?

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Vergide sahte sefer

Vergide sahte sefer

Maliye Bakanı Şimşek’in servet sahiplerinin vergi ödememesine tepkiler üzerine ilan ettiği “vergi denetimi seferberliği”nden koca bir hiç çıktı. Müfettiş yetersizliği nedeniyle şirketlerin sadece yüzde 2’si denetlendi. Sınırlı denetimde bile kaçırıldığı tespit edilen vergi tüm şirketlerin ödediği kurumlar vergisinin yarısına erişti. Vergi yükü her zaman olduğu gibi bordro mahkumu emekçinin sırtında kaldı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Suriye’de Aleviler hem katledildiler hem de “Esed artığı”, “mezhepçi fitne”, “provokatör” gibi suçlamalara maruz kaldılar.

Evrensel'i Takip Et