Libya'da iç savaş
Fotoğraf: Envato
Libya’da iç savaş son hızıyla sürüyor. Ülkede biri doğuda Tobruk kentinde, diğeri Batı’da Trablus’ta iki ayrı parlamento hüküm sürüyor. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen Tobruk, Tuğgeneral Halife Hafter’in doğudaki Bedevi kabileleri, federalistler ve ordunun arta kalanlarıyla İslamcılar’a karşı yürüttüğü Onur Harekatı’nın merkezi durumunda. Katar, Sudan ve Türkiye tarafından desteklenen Trablus ise İslamcılar, Mısratalı ve Berber milislerden oluşan Libya Şafağı Harekatı’yla ele geçirildi (Foreign Affairs, 06.10.2014; Frankfurter Allgemeine, 06.01.2015).
Kaddafi’ni devrilmesindan sonra Temmuz 2012 seçimleriyle iktidar yeni kurulan Genel Ulusal Kongre’ye (GUK) devredildi. Ancak İslamcı partiler mecliste partilere ayrılan 80 sandalyeden ancak 19’unu ele geçirebilmişti. Trablus’un askeri konseyini idare eden ve eski Afgan cihatçılarından Abdülhakim Belhac’ın Vatan Partisi hiç sandalye kazanamamıştı. Liberal eğilimli Ulusal Güçler İttifakı birinci gelirken, Müslüman Kardeşlere (MK) bağlı Adalet ve İnşaat Partisi ikinci oldu. Ancak bağımsız vekillerle ittifak kurmada daha hünerli olduğundan MK meclise hakim olmayı başardı.(The Economist, 28.06.2014; 10.01.2015). Silah, oy ve ittifak kurma sanatı arasındaki hassas denge, Barka Eyaleti Siyasi Bürosu adlı bölgesel özerklik talep eden federalist grubun Libya’nın temel gelirini oluşturuan petrol ihracını bloke etmesi ve 11 Mart 2014’te Kuzey Kore’ye 30 milyon dolar değerinde petrol ihraç etmesiyle yerle bir oldu.
Trablus’un güneybatısındaki Zintan kentinin milisleri tarafından desteklenen Başbakan Ali Zeydan, federalistlerin ticaretini önleyemediği gerekçesiyle GUK tarafından görevden alınıp, yolsuzlukla suçlanınca Almanya’ya sığındı. Böylece MK ve Mısratalı cihatçıların işbirliğiyle başbakanlığa Abdullah el-Sani getirildi (The Economist, 15.03.2014). Trablus’ta MK-Mısrata ittifakının güç kazanması üzerine Tuğgeneral Halife Hafter Özel Kuvvetler ve Hava Savunma Kuvvetleri’ne dayanarak Selefi Ansar el-Şeriat ve Müslüman Kardeşler’e karşı Onur Harekatı’nı başlattı ve Trablus’taki meclisin feshedilmesini talep etti. 25 Haziran’daki düşük katılımlı seçimlerde İslamcılar büyük bir kayıp yaşadılar, ancak Temsilciler Meclisi (TM) adlı yeni parlamento toplanırken, eskisi parlamento GUK dağılmayı reddetti. Bu esnada Barkalı federalistler petrol limanlarının kontrolünü Temsilciler Meclisi’ne verdiler. Merkezi yönetimin kendi kontrollerinden çıktığını hisseden Mısratalı milisler, seçim sonuçları tanımaları karşılığında 2011’de Kaddafi’nin düşüşünden beri Zintanlı milislerin elinde olan ve karlı bir kaçakçılık ağının merkezindeki Trablus Uluslararası Havalimanı’nın denetimini talep ettiler. 12 Temmuz’da denetimi tarafsız bir kuruma devretmek için varılan anlaşma ertesi gün, kendini Mısrata’nın lideri durumuna getirmek isteyen Salah Badi’nin saldırısıyla bozuldu. (Foreign Affairs, 28.07.2014).
18 ve 23 Ağustos’ta Mısır’dan havalanan Birleşik Arap Emirliği’nin uçakları Trablus’u bombaladılar, ancak Trablus havaalanının Mısratalı milisler ve müttefikleri (Berberiler ve Batı Libya’dan Zintanlı milislere karşı diğer güçler) tarafından ele geçirilmesini önleyemediler (The Economist, 30.08.2014). Havalimanının düşmesiyle Zintanlı milislerin Trablus’a girişi engellendi ve Mısratalılar başkentin hakimi haline geldi. Bu durumda Başbakan el-Sani doğuya kaçmak durumunda kaldı. Mısrata’yla beraber hareket eden 30 vekil hariç, yeni parlamento doğudaki Tobruk kentinde toplandı ve uluslararası alanda tanındı. Trablus’ta da GUK Ömer el-Hassi’yi başbakan ilan etti (The Economist, 28.06.2014; 7.09.2014). Geçtiğimiz hafta GUK dışındaki güçleri Cenevre’de biraraya getiren Birleşmiş Milletler girişimi, GUK’un yürüttüğü Libya Şafağı’nın ateşkes ilan etmesiyle hayat kazanmış oldu. Ancak silahlı güç ve halk desteğinin her zaman örtüşmediği ve kıyasıya rekabetin sürdüğü bir ülkede barış sağlayabilecek bir siyasi denge bulunabilecek mi? Tarafların bölgesel müttefikleri bu dengeye ikna olacaklar mı? Bu soruların yanıtları belirleyici olacak.
- Türkiye-Suriye ilişkisi 18 Aralık 2024 04:58
- Ortadoğu’da yeni döneme girerken vaziyet 11 Aralık 2024 04:32
- Lindner’in komplosu ve Almanya’da seçimler 27 Kasım 2024 04:40
- Trump'ın zaferi: Enflasyon algısı ve 2008 sonrası aile şirketleri 13 Kasım 2024 04:08
- ABD’de seçimler ve yeni saflaşma 06 Kasım 2024 04:51
- Yeni Yeşil Düzen’in sergüzeşti 30 Ekim 2024 04:35
- Tırmandırarak gerilimi azaltmak 02 Ekim 2024 04:16
- AfD’li sınıf fraksiyonları ve aile/cinsiyet politikaları 11 Eylül 2024 05:03
- Saksonya ve Thüringen'de seçimler 04 Eylül 2024 04:30
- AfD'nin aile politikası 28 Ağustos 2024 04:15
- Thüringen'de nüfus, aile ve siyasi eklemlenme 21 Ağustos 2024 04:39
- Taşra ve siyasi kültür: Doğu Almanya'da seçimlere doğru 14 Ağustos 2024 04:22