23 Ocak 2015 01:00

Teferruatlar

Teferruatlar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hrant Dink katliamı anma yürüyüşünde bir pankart vardı; “teferruatlar” ve pankart arkasında yüzlerce genç. Pankartı görünce “Hah işte bu” dedim. Pankart “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” a atfen yazılmış ve pankartın arkasında da o teferruatların yüzlercesi yürüyordu.

Kendisini ülkenin sahibi görenlerin daha doğrusu bu ülkenin genlerini buna göre oluşturanların bakış açılarına göre bizleri en iyi anlatan tabirdir teferruatlar tabiri. Söz konusu vatan olunca bu ülkenin Alevileri, Kürtleri, Lazları, Çerkesleri ve bilumum etnik ve inançsal farklılıkları teferruattan ibaret olarak görülüyor. Teferruatların varlığı ağalarının varlığına armağan olduğu gibi, canına kıymak, hizaya getirmek için her türlü had bildirmek, asmak kesmek, yakmak, katletmek de teferruatlığın kaderi olarak kabul ediliyor. 

Hrant Dink bu teferruatların başında geliyordu. Bu toprakların bir ferdi olarak yaşamış ve teferruat olarak kodlanmış yiğit bir Ermeni evladıydı. Hrant Dink bizler gibi teferruat olarak görüldüğü için onu katleden katiller de vatanın kahramanı olarak ilan edilebiliyorlar. Hrant Dink’in katilleri nasıl korunup kollanıyorsa, terfi alıp makam ve mevkilerde yükseliyorsa bu ülkenin tüm teferruatlarını katledenler de aynı şekilde ödüllendirilmişlerdir. 

Hem öyle kimilerinin dediği gibi bu işler eski devlet aklının ürünü olmayıp, eskiyle hesaplaştığını iddia eden yeni devlet aklında da işler aynı akılla yürümektedir. Yani eskiden kim teferruatsa bugün de yine aynı kimlik ve inançlar teferruat olmaya devam etmektedir. 

Belki eski devlet aklında mağduriyet sıralamasında sonlardan giren muhafazakar Müslüman kesim açısından bir hesaplaşmadan bahsedebiliriz. Yeni devlet aklında bu kesimin artık “sahipliğin” en tepesine yerleştiğini de söyleyebiliriz. Ancak teferruatlar açısından durum dün neyse bugün de öyledir. 

Yılların verdiği mücadele ve ödenen bedeller karşısında kimi kesimlerin bir takım hak ve hukuklarından bahsedilmesi (sadece bahsedilmesi) bunların durumunda iyileşme olduğunu eski devlet aklının değiştiğini göstermemektedir. Hatta bir çok kesim açısından durum daha da vahim hale gelmiştir. 

Eski devlet aklının daha katlanmışını yürüten bu devlete, hükümete ve bir bütün olarak bu sisteme karşı mücadele etmek ve bu mücadeleyi de ortaklaştırmak teferruatların boynunun borcudur. Bu borç onlara atalarının bir yükü, çocuklarının geleceğinin gereğidir. 

Önümüzdeki seçimler teferruatların “kaşının üstünde kara var” demeden bu sisteme karşı mücadeleyi ortaklaştırmaları gereken süreçtir ve belki de bir son olacaktır. Mesele bu sistemde hangi partinin kazanacağı değil, bu sistemle hesaplaşan bir noktadan mücadeleyi ortaklaştırmaktır. Bu süreci örmek ve teferruatların önündeki insanlar olarak bu mücadeleyi bir kazanıma dönüştürmek de bizlerin boynunun borcu ve görevidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa