Yas tutmak
Yas tutmaya alışkın bir milletiz ne de olsa. Dostlarımız, meslektaşlarımız, yazar, çizerlerimiz kayıp gidiveriyor aramızdan. Üzüntümüzü içimize akıtarak, kendi üslubumuzca, yas tutarız biz de. Devlet erkinin buyruklarınca siviller, askerler ille de gençler öldürülür/öldürülüyor. Hak huk der yasımızı yine yüreğimize gömeriz. Yaşadığımız coğrafyada doğal afetler büyük yıkımlara yol açar. Toplumca yasa boğulur ama ders almayız. Kazanç hırsı, denetimsizlik, insan değerinin, emeğinin hiçe sayılması yüzünden maden ocakları faciaları yaşanır ulusça yasa bürünürüz. Kader deyip çıkıverir etkili ve yetkililer. Acılar havada kalır. Tarihimizde yazılı kaldı onlarca yıllık yargısız infazlar, yakılıp yıkılan köyler, kaybedilen insanlar. Yıllardır her cumartesi günü Galatasaray’da toplanıp kayıplarını arıyor analar. Aslında bunların tümü de insan hakları uğraş verenler için temel hak ve özgürlükleri savunanlar için, toplumun duyarlı insanları için birer yas nedenidir. Olmalıdır da…
Suudi Kralı Abdullah ölmüş. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir günlük resmi yas ilan ediyor. Neden? Devlet erki “ülke ilişkileri, protokoller, durum” der pek çok neden sayabilir. Peki koca Devlet Tiyatrolarını, İstanbul Şehir Tiyatrosunu kapamak ne oluyor? Oraları eğlence değil kültür yuvaları, kültür merkezleri, anlayan anlamak isteyen kim? Anamal düzeninin yoksul ülkeler üzerindeki sömürü ve egemenliğinin önemli parçalarından bir ülke Suudi Arabistan. Varın yasını da sizler tutun devlet büyüklerimiz. Yasla yatıp kalkan halkları rahat bırakın.
Bu topraklarda yaşayan insanlar artık ölülerine ağlamak, yas tutmak istemiyorlar. Barışın, kardeşliğin yeşereceği, eşitlikçi bir toplum istiyorlar. Düşünceyi ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, bağımsız yargının, insan hak ve özgürlüklerinin temel alındığı çağdaş bir demokraside yaşamak istiyorlar. Böyle bir demokrasi için uğraş verirken hain pusularda öldürülen Hrant Dink, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Abdi İpekçi gibi nice aydınlık insanlarımız için asıl biz yastayız şimdi. Onları öldüren tetikçileri azmettiren kimlerdir? Bilemediğimiz için yastayız. Faili meçhul cinayetleri aydınlatmakta devlet erki neden böylesine isteksiz ve ağır diye yastayız. Bizim yasımız giderek büyüyen bir umut. Göz yaşlarımızı içimize akıtalı çok oldu. Şimdi özgür düşünceye sahip genci yaşlısı ile bilim insanı, gazeteci, sanatçılarıyla birlikte karanlıktan ışığa ulaşma yolunda çağdaş demokrasinin taşlarını döşüyoruz. Dedim ya yasımız aynı zamanda umudumuzdur.
Gülten Akın’dan bir şiirle bitirelim yazıyı: “Dar Gelir”
Küllü közler gibi için için yandığımız
Usulca yandığımız
Kime sitemdir
Bağrımızda yıkılası dünyaya
Yetecek ateşi beslediğimizi
Kim bilir kim bilebilir
Varsak koca alanlara
Otursak
Otursak dar gelir
Analar
Gün gelir
Kim bilir
Evrensel'i Takip Et