28 Ocak 2015
DİĞER YAZILARI
Edebiyat 15 Nisan 2015
Normalleşmek 8 Nisan 2015
Adil 18 Mart 2015
Beklenti 11 Mart 2015
Koşa koşa 4 Mart 2015
Adım adım 25 Şubat 2015
Her şey 18 Şubat 2015
Yuvarlak 14 Ocak 2015
Yabancı 7 Ocak 2015
Hayal 31 Aralık 2014
YAZI ARŞİVİ

Kendi liglerinin, Avrupa’nın, dünyanın en tepesinde iki takım oynuyor. Hafif bir turnuva da değil. Koskoca Copa Del Rey. İspanya Kral Kupası yani. Son 6 finalin tümünde, sahadaki iki takımdan birisi finalist namı taşımış. Toplamda 112 kere oynanmış kupa finalinin üçte birini, ikisinden birisi kazanmış. Avrupa futbolunun hangi boyuttan ölçersen ölç en büyüklerinden ikisi sahada. 100 bin kişilik CampNou’da Barcelona ile Atletico Madrid oynuyor.
İspanya Milli Takımı’nda tarih boyunca en çok oynayan 10 oyuncunun 3’ü kadroda. Söylemesem bile bilirsiniz. Xavi, Torres, Iniesta. Milli Takımın gelmiş geçmiş en çok gol atanı, son iki sezonda iki takımın da formasını giymiş David Villa. Üçüncü çok atan golcü de Fernando Torres. O da sahada. İspanya Ligi’nin, Arjantin Ülkesi’nin, Amerika Kıtası’nın, Dünya Gezegeni’nin en büyük oyuncusu Lionel Messi orada. Dünya Kupası’nın en büyük beklentisi, en büyük sakatlığı Neymar orada. Bizim için büyük, dünya için orta halli yıldız Arda Turan da sahada. Yeryüzünde oynanabilecek en büyük 10 maçtan birisi olsa gerek.
Maç bir saygı duruşu ile başlıyor. Bir gün önceye kadar Barcelona’nın yaşayan en eski üyesi olan  Jaume Descals Sanmarti anısına bir dakika sessizlik. Beklentisi bu kadar yüksek bir maç için futbol yavan. Zaten “epi-topu” 75 bin kişi itibar etmiş Barcelona kentinin en soğuk günlerinden birisinde. E-bilet sistemi var. Amaç seyircinin hayatını kolaylaştırmak. Aldığınız bileti cep telefonunuz aracılığıyla barkoda okutup girebiliyorsunuz. Yoksa maça girenleri fişlemek, aracı bir banka kartını zorunlu olarak dayatmak gibi bir dert yok.
Hakem José Luis González. 41 yaşında. Tam söylemek gerekirse, Yunanistan’ın genç başbakanı, Syriza Lideri Aleksis Çipras’tan 40 gün daha küçük. Siyasetçi için gencecik, hakemlik için olgun bir yaş. Genç José Luis González maçın kontrolünü kaçırdı. Birkaç kez hem de. Alışılageldiği üzere ev sahibi takıma ince toleranslar geçmeyi ihmal etmekle kalmadı, topunda-pasında olan Barcelona seyircisini çileden çıkardı.
Zaten bütün bu hikayeyi de bu ana ulaşmak için yazdım. Dünyanın en büyük, muhtemelen en karizmatik kulübü, en önemli futbol markası, ismi kazanmakla eş değer Barcelona; evinde kritik bir çeyrek final maçında hakem kararlarından mutsuz. Ve bu koskoca Barcelona taraftarı, hakeme beyaz mendil sallıyor. Protestosu o. Türkiye’den maçı izleyen kalabalık arkadaş grubumuzla şaşkınlık susması yaşıyoruz. Denecek bir şey yok. Buna en yakın, mendilli, naif protesto “sallasana mendilini-kurtarsana piçlerini” temalı kırıp döken tezahüratlar, hakeme yumuşak mendil göstermek değil olası en sert cismi fırlatma biçiminde şiddet eylemleri. Hakem, doğru ya da yanlış, kararının arkasında. Vücut dili en iyi kararları verdiğini söylemese de, vicdanını terk etmediğini kimsenin etkisinde kalmadığını söylüyor. Maçı bir gölge gibi yönetme derdinde. Oyuncular, biraz rahatsızsa da hakemle değil topla oynama derdinde. Seyirci, izinli alanının nereye kadar uzandığını biliyor, ona göre tavır koyuyor. En güzel değil ama en huzurlu futbol orada.
Benzeri maç, benzeri pozisyonlar olsa hakem-federasyon-MHK-eyyam-kına-had bilmek-satılık-şike-hapis-operasyon kelimeleri konuşacağımız yalnız ve güzel ülkem bir yana; oyunu oyun haliyle hazmeden dünyanın en büyük futbol ülkelerinden İspanya bir yana.
Patırtı gürültü içinden başarı bekliyoruz. Tesadüfler yardımıyla ne Messi olursun, ne Barcelona. Bir biçimde bu topraklarda muhteşem Arda Turan olabilirsin en fazla; ama buradan kaçıp İspanya’nın sadece Arda Turan’ı olmak daha iyidir. Bir an önce oraya gitmen gerekir. Yoksa toz duman içinde bulursun kendini. Beyaz kalamazsın.
Oysa beyaz kalabilmek en önemlisidir. Kan revan içinde doğruyu aramaktansa, beyaz bir mendille tepki gösterdiğin hatayı yaşamak yeğdir. Çoğu zaman.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et