Herkes radikal solmuş meğer
Fotoğraf: Envato
Yunanistan seçimleri dolayısı ile yapılan tartışmalara bakınca neredeyse tüm partilerin radikal sol çizgide olduğunu düşünüyorsunuz. SYRIZA üzerinden yapılan karşılaştırmalar şaka sınırlarını zorlar nitelikte. Bir bağlantı kurup Türkiye’de SYRIZA benzeri parti biziz deme yarışı yaşıyoruz adeta.
SYRIZA son seçim başarısını elde etmeden önce bırakın Radikal Sol Koalisyonu, Yunanistan siyaseti ile ilgilenme zahmetinde bulunmayanlar bile ilginç analizler yapmayı başarıyorlar.
SYRIZA’nın Türkiye’deki iktidar partisini örnek aldığını iddia edenlerle başlayalım.
CHP’ye kıyasla daha yoksul kesimlerden oy alıyor olmak tek başına Adalet ve Kalkınma Partisini Radikal Sol bir parti olarak görmeye yetebilir mi? Özelleştirmeden borçlanma politikasına kadar ekonomi söyleminde bir birinin tam tersi yerde duran iki partiyi başka nedenlerle birbirine benzetebilmek için en azından ekonominin bu denli belirleyici olmaması gerekmez mi?
Ekonomik krizin her iki partiyi iktidara taşıyan ana gündem olduğu herkes tarafından biliniyorken AKP’nin on üç yıllık uygulamasından böyle bir çıkarsama yapabilmek için epeyce yetenekli olmak gerekiyor. Sosyal politikayı sosyal yardımdan ibaret sanan bir zihin dünyası ile nasıl radikal solcu olunur bilmiyorum?
Türkiye’de solun statükocu sağınsa daha değişimci olduğu iddiası altmış yıl önce hadi biraz daha yaklaşalım Özal’lı yıllarda bir anlam ifade ediyordu diyelim. Bardağı dolu tarafından görüp AKP’nin ilk döneminin de bu iddia ile anılabileceğini varsayalım. Ama hâlâ bunun bir gerçekliğinin olduğunu savunmak hangi referansa dayanıyor olabilir?
Terörle mücadele adı altında hemen herkesi düşman kategorisine sokup tasfiye etmenin kendisi demokratiklik ya da değişimcilik olarak tanımlanabilir mi?
Henüz nereye evrilme eğilimi sergileyeceği kestirilemeyen CHP’nin sosyal demokrat parti bile olamadan radikal sol sınıfa terfi etmesi de başka bir garabet.
Elbette radikal sol çizgi kimsenin tekelinde değildir ve kim kendini öyle tarif etmek istiyorsa o hakka sahiptir. Ancak radikal sol her kapıyı açan bir maymuncuk değilse hiç olmazsa asgari ilkeleri ve bir çerçevesi olsa gerektir.
Henüz resmi ideolojik paradigmayla hesaplaşmayı bile göze almadan radikal sol değişime taraf olmak pratik hayatta hiçbir anlam ifade etmez.
Yunanistan’daki başarının Türkiye seçmen davranışını ne yönde ve ne ölçüde etkileyeceğini bir süre sonra göreceğiz. Elbette her ülke sorunlarının kendine özgü niteliği yanında bir birine benzeyen özellikleri de olabilir.
Ege’nin iki yakasında da sola yönelik korkunun sistematik biçimde propaganda edildiğini gayet iyi biliyoruz.Türkiye merkez sağ siyasetinin Yunanistan’daki mevkidaşlarının kötü bir taklidi olduğunu da kolayca görebiliriz.
İnsanın, bırakın radikal sol olmayı kendiniz olmayı deneyin yeter, diyesi geliyor.
- Yazılı olmayan kurallar 11 Nisan 2015 01:00
- Muhalefetin gücü ve farkındalık 04 Nisan 2015 00:57
- Katırlar da ağlar 28 Mart 2015 01:00
- Halife efendimiz aldatılmış hükümsüzdür 21 Mart 2015 00:52
- Ben aday olmazsam kim olmalı? 14 Mart 2015 01:00
- Erdoğan’ın faizci arkadaşları ? 07 Mart 2015 00:54
- Türkmenistan modeli dururken ne Meksika'sı? 28 Şubat 2015 01:00
- Kavganın büyüğü 21 Şubat 2015 00:52
- En yeni Türkiye 14 Şubat 2015 01:00
- İşlevsiz parlamento, tutarsız başkanlık 07 Şubat 2015 00:52
- Deli deliyi görünce 17 Ocak 2015 01:00
- Kendine Fransız olmak 10 Ocak 2015 00:52