Grev hakkı yasaklandı; ne yapacağız?

AKP Hükümeti, işçilerin grev hakkını kullanmasına iki gün bile tahammül edemedi metal işçilerinin grevini yasakladı!
Neymiş?
Metal işçilerinin grev yapması, “Ülkenin ulusal güvenliğine tehdit”miş!
Yesinler böyle ulusal güvenliği! 
Doğrusu, Hükümetin bugüne kadar lastik işçilerinin, cam işçilerinin grevlerini de “Ulusal güvenliğe tehdit” görerek yasakladığı dikkate alındığında herkes, Hükümetin Metal iş kolunda da greve tahammül etmeyeceğini düşünüyordu, ama yine de bu ihtimali en son düşünüyordu! Ne var ki , AKP Hükümeti gerçek yüzünü iki gün bile saklayamadı.
Nitekim işçiler ve Birleşik Metal’in yöneticileri de böyle bir ihtimalden hep söz ediyorlardı ama böyle bir kararı aşacaklarını, Kristal-İş’in yaptığı gibi yapmayacaklarını da söylüyorlardı.
Böylece şu bir kez daha ortaya çıkmıştır ki; AKP Hükümetinin işçilerin, haklarına hiç bir saygısı yoktur. Tersine işçi hakkını ortadan kaldırmak için kendine verilmiş yetkiyi kullanma nedeni doğru değildir ve bu yüzden alınan kararın meşruiyeti de yoktur. Çünkü metal iş kolundaki grevin “Ulusal güvenlikle ilgili olduğu”, onu “Tehdit ettiğini” hiçbir hukukçu, viidan sahibi hiçbir politikacı, hiçbir vatandaş, hiçbir işçi kabul etmez. Bu yüzden de Hükümetin grev erteleme hakkı belki yasalarda vardır ama Hükümet bu hakkını kötüye kulanmış, yasayı istismar ederek metal işçilerinin grevini ertelemiştir. Peki böyle sektörel düzeydeki her grevin ertelendiği bir ülkede, hiç bir patron, bir toplusözleşme görüşmesinde, işçiyle, sendikasıyla uzlaşamadığında “İşçiler greve gidebilir” baskısı hissederek uzlaşmaya razı olabilir mi?
Olmaz!
Çünkü patron bilir ki; işçiyle, sendikasıyla uzlaşmadığında ve işçiler greve başvurduğunda Hükümet grevi “Ulusal güvenliği tehdit ettiği” gerekçesiyle yasaklayacaktır!
Grev tehdidi ortadan kaktıktan sonra, hangi aklı başında patron bundan sonra işçiyle uzlaşmaya yanaşır ki? 
Açıkçası Hükümetin emek düşmanlığında geldiği çizgi grev hakkının gaspı, grev hakkını ortadan kaldırma çizgisidir.
Bu yüzden de artık emek cephesinin sorunu metal işçisinin grevinin ertenmiş olmasından da öte grev hakkının fiilen kaldırılmış olmasıdır. Üstelik de işçi, “Grev hakkım var” sanırken bu hak kaldırıldığı için “Grev hakkı olmadan” yapılan mücadeleden daha da zor bir mücadeleyle yüz yüze kalma durumundadır.
Bu elbette Hükümetin, grev hakkını tanımamada geldiği aşama, aynı zamanda bundan böyle işçinin, “Benim grev hakkım var. Gerekirse onu kullanarak patronu talebime boyun ederim” avuntusunun da ortadan kalkması gereken bir aşamadır. Bu da bundan böyle TİS mücadelesinin tamamen farklı bir mücadele olarak ele alınmasını da gerektirir! Dolayısıyla TİS mücadelesi bundan böyle, az çok olup bitenden ders çıkaran işçiler ve sendikalar için; fiili olarak mücadelenin bütün imkanlarının ve araçlarının görüşmenin her aşamasında, patronlar ve hükümetlerinin vahşi, hak hukuk tanımayan “vahşi dayatmalarına” karşı “vahşi grevlerin” gündeme geldiği bir mücadele olarak ele alınacaktır!
Ötesi laftır!
Bugün metal işçilerinin, grev yasağını tanımama, onu etkisizleştirmek için söyledikleri çok önemlidir ve bu elbette işçinin en doğal hakkıdır. Ama ondan da önemlisi Türkiye’de kendisine sendikayım diyen her sendikanın. Elindeki tüm olanaklarla grev hakkını savunmak için hareket geçmesidir. Dahası bugün, sendikayım diyen her sendikanın, ileri işçi kesimlerinin, emek cephesinin her unsurunun, “Emek mücadelesinde ben de tarafım”, “Bu grev hepimizin grevi” diyenlerin, bir yandan metal işçilerinin fiili mücadelelerini desteklerken öte yandan tüm girişimlerini “Grev hakkının savunulması” mücadelesine dönüştürerek genişletmek ve yenilemelerinin zamanıdır.
Ey Türkiye’nin, sendikalı, sendikasız, taşeron, kadrolu, kamu, özel her sektörden 11 milyon işçisi; AKP Hükümeti 52 yıl önce kazandığınız grev hakkınızı yasaklamıştır!
Ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Ne yapacaksınız, ne yapacağız?
Ey, Türkiye’nin her kesimden emek dostları, “Emek cephesinin ben de bir unsuruyum” diyen emekçi kesimleri; AKP Hükümeti emek mücadelesinin en önemli aracı olan 52 yıllık kazanımı olan grev hakkını yasaklamıştır! 
Ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Ne yapacağız? 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et