‘Hukuk’ veya ‘guguk’ devleti meselesi (6)
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Senin de bildiğin üzere “hukuk devleti”nin olmazsa olmaz başlıca “kriter”lerini, “norm”larını önce oluşturup, akabinde de hani deyim yerindeyse sağlam bir kazığa bağlayıp, ardından da tökezlemeden, “kanun, nizam, intizam” içinde bu işi sürdürebilmek her ülkenin harcı değil!
Neden?
Çünkü gelmiş geçmiş bilumum “devlet erkanı”mızın her fırsatta sıkça tekrarladıkları gibi, bunun için evvelemirde “köklü” bir “devlet geleneği” gerekir…
Nitekim cennet vatanımızın aziz topraklarında “hak, hukuk, adalet” kavramlarının temel dayanağı olan “anayasa”larımızın yanı sıra, keza mazisi hayli derinlere uzanan ecdat yadigarı bu “devlet geleneği”miz sayesinde uluslararası camiada dün olduğu gibi, aynı şekilde bugün bu saat itibariyle de “saygın”lığımızı elhamdülillah koruyup kollarken, bundan kellim de ebediyete kadar bunu azimle koruyacağız evvel Allah!
Ancak bizim gibi köklü devlet geleneğinden yoksun oldukları için önceleri adları, sanları neredeyse hiç duyulmamış, köşede bucakta kalmış, dolayısıyla kimileri “muz”, kimileri “ananas” ya da “kivi” menşeli devletlerin yanı sıra, ayrıca “avokado” kökenli cumhuriyetler yavaş yavaş hafif yollu filizlenip, ardından da dünya ahvalinde kendilerince hatırı sayılır bir “köşe” kapmaya kalkıştılar ama, tüm çabalarına rağmen bunu doğru dürüst beceremediler nitekim!
Nitekim kökleri, kökenleri “meyvegiller sınıfı”na dayalı bu mini minnacık devletlerin bir kısmı, “Laf ola beri gele”, ya da “Dostlar alışverişte görsün” hesabıyla özenle, ihtimamla hazırlayıp, ama ne hikmetse sadece kağıt üzerinde kalan “sözde” anayasalarıyla güya “böyük devlet”, “demokratik ülke” olma hülyasına kapıldılar ama, eninde sonunda hüsrana uğradılar!
Hüsrana uğradılar, hayalleri çöllerdeki seraplara dönüştü; çünkü “böyük devlet” olmanın koşullarını oluşturan “hak, hukuk, adalet”ten yana dümen kırıp, bunun icaplarını harfiyen yerine getirmektense, işin kolayına kaçıp, böylece “orman kanunları”yla, “hot-zot”larla yollarına devam etmeyi alışkanlık haline getirdiler, getiriyorlar nitekim!
Aslında bu bapta “akil”adamların dediklerine bakılırsa; bu devletlerin, ehh tabii ki aynı zamanda da onların şatafatlı “koltuk”larında oturan bilumum “devletlu”larının, başlarını devekuşu misali kuma gömmektense, tam aksine bir an önce silkinip, titreyip, nihayet kendilerine gelince de, dünya nezdinde sözü dinlenen, yolu yordamı hayranlıkla izlenen bir “hukuk devleti”olmaları için ellerini çabuk tutmaları şart!
Yine kimi akil insanların ifadelerine göre, bir taraftan kendi asıllarını inkar eden “haramzade”ler misali “muz”, “kivi”, “ananas” devleti veya yamrı yumru bir “avokado” cumhuriyeti değil, tam aksine eli yüzü düzgün, boyu endamı yerinde, kostüm kumaş ekselans kravatlı bir “hukuk devletiyiz” diye meydanlarda nutuk atıp, bunu da tıpkı papağanlar misali zırt pırt tekrarlayıp, öte yandan hukuk devletiyle, onun “norm”larıyla asla bağdaşmayan baştankara “yöntem”lerle, “idareimaslahat”larla, “uldubitti”lerle, oradan çalıp, buradan çırpıp, akabinde de hemen her alanda minareye uydurulan ustaca “kılıf”larla hukuk değil, ancak olsa olsa sadece başıboş, hatta “Al Allah malını, zapt eyle deli kulunu” misali ortalıkta caka atan bir “guguk devleti” olunabilirmiş…
“Akil insanlar” böyle buyuruyorlar, ama bu husuta sen ne düşünürsün bilemem Kirvem!..
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30