Üç strateji, üç model: İşçilerin dış politikası nedir?
Fotoğraf: Envato
Model denilen şey, olmayı istediğimiz şeyi ifade eder. Hangi modeli izleyeceğimiz sorusu hangi rolü oynamak istiyoruz sorusudur. Önümüzde üç model durmaktadır: Mısır-Suudi Arabistan modeli, İran modeli ve Akdeniz modeli. Mısır’da, Suudi Arabistan’da, İran’da işçinin grev hakkı yoktur. Akdeniz modeli bugün Rojava’da, Yunanistan’da, İspanya’da ve Tunus’ta şekillenmeye başlanan modeldir. İşçiler ve dostları bu ülkelerde ciddi siyasi kazanımlar elde etmişlerdir. Gelişmeler bu yöndeyken, Türkiye’de seçimler öncesinde üç dış politika stratejisi vardır:
Birincisi, uluslararası sermayeyle ortak olan büyük burjuvazinin stratejisidir. NATO askeri ittifakında olmayı ve Avrupa Birliği’yle bütünleşmeyi öngörür. O yüzden bu stratejiye Batıcılık diyelim. Buna göre AB reformlarıyla demokrasi düzelecek, ekonomi büyüyecek, refah artacaktır. Avrasyacılık etkisindeki Ecevit ve MHP’yi hükümetten düşürmeyi başaran Batıcılar AKP’yi desteklemiştir. Büyük burjuvazi bunu yaparken devlet desteği sayesinde rekabet gücünü arttırıp, zenginleşen diğer bir burjuva grubunu da iktidara taşımıştır. AKP, burjuvazinin bu iki farklı kuşağının, büyük burjuvaziyle yükselen burjuvazinin ittifakıdır. Burjuvazinin vaadlerinin gerçekleşmesi için Türkiye’nin “orta gelir tuzağı” dedikleri şeyden çıkması, bunun için de katma değer üretebilmesi gerekiyordu. Ancak bu vaatler gerçekleşmemiş refah pastası küçüldükçe en ufak payı alan işçiler açlık sınırına gelmiş, büyük ve yükselen burjuvazi siyasi olarak ayrışmıştır, ülke siyasetinin idaresi de sarsılmıştır.
İkincisi, AB pazarında rekabet gücü olmayan burjuvazinin milliyetçi-ulusalcı ittifakının stratejisidir. Bu strateji Batı’ya karşı Rusya, İran, Çin’le ittifak etmeyi önerir. O yüzden buna Avrasyacılık diyelim. Kendini Batıcı burjuvazi karşısında mazlum hissettikçe, ona karşı müttefik bulmak için emperyalist Batı’ya karşı dünya mazlumlarından bahseder. Ancak mazlumlara nasıl muamele edecekleri Kürtlerin eşitliğini, özgürlüğünü tehdit olarak görmelerinden bellidir. Bunlar aslında bütün işçiler için akıllarından geçen ama açıkça söylemedikleri hakareti, Kürtler için rahatça söylerler: “Onlar uşaktır, Amerikan uşağı”. Bu zihniyet Kürtleri kendi uşağı olarak gören ve “Neden bana değil de başkasına uşaklık ediyor” diye düşünen zihniyettir. Kürtlerin uşaklığı reddetme, özgürleşme azmi, iradesi olduğuna inanamaz. Çünkü milliyetçi hamaset dışında işçiye verebilecek hiçbir şeyi yoktur. Ama bu zihniyet işçiye yabancıdır. İşyerinde her işçinin oyu eşittir. Hiçbir işçi grevde yanyana durduğu kardeşinin birilerinin uşağı olmasını arzu etmez, asla böyle bir hakareti kardeşine karşı etmez, çünkü uşakmış muamelesi yapılmanın ne anlama geldiğini bilir. Sermaye karşısında işçi birliğinin milliyetçilik tarafından bozulacağını bilir. İşçilerin bu zihniyet için ancak hizmete koşacak birer asker olduğunu bilir. Demokrasi vaadiyle gelip, sultan kızıyla evlenip, Almanya imparatoruna hizmet eden Enver’in silah zoruyla cepheye taşıdığı binlerce mazlumun Sarıkamış’ta açlık ve soğuktan nasıl öldüğünü hatırlar. Kışın ortasında mazlumları savaşa sürerken onları nasıl doyuracağını, nasıl soğuktan koruyacağını bile dert edinmemiş bu “sözde mazlum kahramanlar” kendi hedefleri için grev de tatil eder, aç işçiden fedakarlık da bekler, gerekirse onları ölümüne savaşa da sürer. Dillerinden düşmeyen mazlumla ilişkileri budur. İçeride küçülen pasta için süren kavgada düşmeye başlayan yükselen burjuvazinin bir bölümü bunlara katılabilir ve Batıcı-Avrasyacı çekişmesini körükleyebilir. Batıcılığın yolu Mısır’a, Avrasyacılığın yolu İran’a çıkmaktadır.
Üçüncü strateji hem ülkede hem dünyada tüm işçilerin eşitliğini ve özgürlüğünü temel alır. Kimsenin toprağında gözü yoktur. Kimsenin diline, dinine, giyimine karışmaz, emeğine saygı duyar. Diğer işyerindeki sandığa, kendi işyerindeki sandık kadar saygı duyar. Bu strateji Türkiye’yi demokratikleştirecek olan işçi stratejisidir ve ülkeyi Akdeniz dalgasının üstünde çok farklı bir yere taşıyacaktır. Peki bu stratejiyi hangi parti izler? İşçinin iradesini savunan parti.
- Türkiye-Suriye ilişkisi 18 Aralık 2024 04:58
- Ortadoğu’da yeni döneme girerken vaziyet 11 Aralık 2024 04:32
- Lindner’in komplosu ve Almanya’da seçimler 27 Kasım 2024 04:40
- Trump'ın zaferi: Enflasyon algısı ve 2008 sonrası aile şirketleri 13 Kasım 2024 04:08
- ABD’de seçimler ve yeni saflaşma 06 Kasım 2024 04:51
- Yeni Yeşil Düzen’in sergüzeşti 30 Ekim 2024 04:35
- Tırmandırarak gerilimi azaltmak 02 Ekim 2024 04:16
- AfD’li sınıf fraksiyonları ve aile/cinsiyet politikaları 11 Eylül 2024 05:03
- Saksonya ve Thüringen'de seçimler 04 Eylül 2024 04:30
- AfD'nin aile politikası 28 Ağustos 2024 04:15
- Thüringen'de nüfus, aile ve siyasi eklemlenme 21 Ağustos 2024 04:39
- Taşra ve siyasi kültür: Doğu Almanya'da seçimlere doğru 14 Ağustos 2024 04:22